Turgay Demirel istifa etmez, Aziz Yıldırım onu görevden almalı - 2
Bu son köşemin başlığı, köşem yok sattı.
Teşekkürler president!
İhya ettin beni yine.
Telif ödemem gerekiyorsa, ne kadar gerekiyorsa, hemen, bir hesap no’su ver yeter.
Demirel’e olan nefret, Hıncal abinin komplo teorilerine olan nefreti bile sollamış, gecenin bir yarısında, sabaha karşı hala mail geliyordu tüm ülkeden, tüm dünyadan.
Yani...
Demirelle devam!
***
O bırakmaz, hayatta tutunduğu tek dal bu, sonuna kadar direnecek, bir umut var, o.
Aziz bey.
Bitmiş Demirel’i bir gecede göreve getiren Yıldırım bir gecede görevden alabilir, getirdiği gibi götürebilir onu.
Ve...
Yarın ola hayrola!
***
Demirel hiç bu kadar tepki görmedi, bu kadar dibe vurmadı, salondan kaçması milletin ayarını bozdu, sonu yaklaşıyordu, hissetti, korktu.
Özaydınlı beşinci maçtan sonra küfür etse daha iyiydi. “Seçimleri nasıl kazanıyorsa, bu olanları da görmeli, göremiyorsa biz de bazı şeyleri görmeye başlarız”
Bu;”seçimleri ona biz kazandırdık, bi daha ki seçimde gününü görür, gösteririz”demekti.
Başka biri bu lafın altında kalmazdı, o kaldı, lafın arkasında Aziz bey vardı, kaderi onun elindeydi, bir şeyler eveledi geveledi, o lafı yiyip oturdu.
***
Herkes karşısındaydı ilk defa, Uğur Dündar bile girdi işin içine, isyan etti salondan sıvışmasına, president her sıkıştığında yaptığını yaptı, kendini sevimli göstermeye çalıştı, konuştu, alttan, en alttan aldı.
O kadar sevimsizleşmişti ki, milletin de sıtkı sıyrılmış bir kere, planı fosladı, aniden 180 derece dönmesi de puanını sıfıra indirdi.
Vatan’ı, İbrahim’i (Seten)bilmesem, Tayfun’u (Bayındır) tanımasam danışıklı döğüş derdim bu röportaja.
Bu söyleşi Milliyet’te Hüriyet’te yayınlansa, Seten de böyle derdi ve epey sallardı bu iki gazetenin spor müdürüne.
Demirel tam sayfa konuşmuş, hiç bir şey konuşmamış.
Laga luga...
Tayfun iyi habercidir, iyi muhabirdir, emekçidir, dürüst gazetecidir, iyi insandır, severim.
Böyle şeyler herkesin başına gelebilir bazen, takılmasın.
***
Seten’e 3 basit sorum var.
1-Bu röportaj fikri kimden çıktı, kim istedi?
2-Sen tatmin oldun mu, içine sindi mi?
3-Bu röportaj bu haliyle Milliyet’te Hürriyet’te yayınlansaydı nasıl yorumlardın, hangi sorular sorulmamıştı, hangi soruları sorardın, sayfalarını, köşeni Turgay’la heba etme, bana yolla, köşemde yayınlarım, ilginç olur.
***
İbrahim için problem yoksa, benim-bizim için de no problem!
***
Son darbeyi istemeden Vatanspor vurdu, ne kadar çabuk ne kadar çok dönebileceğini gösterdi ve bitirdi presidenti.
Bunun adı çöküş.
Bence.
Böyle bir sonu o bile haketmedi.
Dünya vatandaşıyım, Demirel ve gibilerini sevmem, hoşlanmam, saklamaya da gerek duymam.
Bu tarzla bir ilgi-alakamın olmadığının bilinmesini isterim, hoşuma gider.
Sebebi çok basit, altında bir şey aramayın, sadece şu;
İki tip adam var bu ülkede.
1-Son yıllarda oluşan ‘bu Türkiye’nin adamları...
2-Hayal ettiğimiz ‘o Türkiye’nin adamları...
O birincisinden, ben ikincisinden...
İkimizde iki kulaklıyız, çift delikli birer burnumuz var, iki gözlüyüz yoksa...
Yoksa, yok birbirimizden farkımız.
***
Medyada herkesi patronuna söyleyip attırmakla tehdit eden, her an güce, paraya iktidara yakın olan, biat eden bu tarzı niye seveyim, sevmediğimi niye saklayayım.
Böyle bir gücü yok üstelik, hiç olmadı, hiçbir medya patronu onun lafınla adam atmaz, Aziz beyi araya sokacaksa başka.
***
Pivot’un beşinci senesinde 2005 TBF seçimleri vardı, her aday konuk oldu, o gelmedi, CNN’in spor müdürüne “o varsa gelmem” dedi, Volkan sesini çıkarmadı, ligin yayın haklarını almak istiyordu, arayı bozmak istemedi.
5 yıl boyunca sadece bir hafta olmadım programımda, o da o hafta.
Turgay Volkan’a konuk oldu, danışıklı döğüştü, o sene bıraktım programı.
Bu işlere bayılır bizimki.
***
Benim gibi özgür ruhlardan hoşlanmaz, dalkavuk profesyoneller sever, medyanın ruhunu paraya satan adamlarını iyi tanır, iyi kullanır.
***
Şu Emir Turam...
İyi çocuktur, tahsillidir, terbiyelidir, adının önünde ‘Dr’ vardır, öğretim üyesidir, ama...
Aması da var işte.
Ve o amanın sonrası da...
Hassastır, kibardır, onu kırmak istemem.
Sadece şu;
Yazık ona.
Olaylı maçın, masası tekmelenen, görmeyen, ana avrat küfür edilen, duymayan, bunları raporuna yazmayan teknik komiseri o.
TBF resmi sitesinde onla ilgili haber şöyle:
Pekin olimpiyatlarında TBF Dış İlişkiler Sorumlusu Turam maçlarda en çok görev alan isim, şu ana kadar Mali - Yeni Zelanda, Litvanya - Arjantin, Çin - Amerika, Çin - İspanya, Belarus - Rusya, Amerika - Yunanistan, Letonya - Avustralya, Rusya - Avustralya, Brezilya - Belarus maçları olmak üzere 9 karşılaşmada görev yaptı.
99 karşılaşmada görev yapsa nolur?
Hiç.
Başkanının istediğini görmenin, duymanın ödülü bu herhalde.
‘İç ilişkiler’de de çok başarılı, belli.
Değer mi?
Değiyor herhalde.
***
Vatan’da Demirel’in Ergin’le ilgili söyledikleri bir felaket.
“Bedava antrenörlük” anlamsızmış cevap verilecek bir konu değilmiş.
Allah’ın oğlu sanki, kullarına hitap ediyor sanki...
Padişah sanki...
Kendi cebinden veriyor koçunun parasını sanki...
Federasyon babasının federasyonu ve babasının parası sanki...
Adam ligin bugüne kadar gördüğü en derin ve kaliteli kadronun başında olan koçunu 4 defa arka arkaya perişan etmiş, ülkenin birini sınıf koçlarından biri ve milli takımı bedava çalıştırmak istiyor.
Zaten koçunun parasını veremiyorsun, büyük bir kısmını Fener’e verdiriyorsun, bırak Efes’i çalıştırsın, parasını o ödesin, milli takımı da bedava çalıştırsın.
Ha Ali Veli, ha Veli Ali...
Daha anlamlı ne olur, daha ne olsun?
Sor bakalım millete bir kişi çıkar mı ‘Bogdan’ kalsın diyen.
“Gelsin çalıştırsın” desene, lafını yerse rezil olur, yemezse bedava çalışır, daha ne istiyorsun.
Ergin’e ve Efes’e olan nefreti milli takımın menfaatlerinin bile üstünde adamın.
***
Basketbol ailesinin iyi, sevimli çocukları, yorumcusu, yazarı-çizeri, NBA çocukları, Demirel’in büyük ailesinin koç -moç menajer büyük çocukları ve Demirel gıcık olurlar onlarla dalgasını geçen, onların yazamadıklarını yazan bu adama her zaman.
Haklılar.
Bende ‘onlar gibi’ olsam gıcık olurdum bana.
Son birşey...
Bu adam kimsenin adamı madamı değil, gebe değil kimseye, kimse umurunda değil.
Millet aptal değil, görüyor, uyanıyor duruma.
Demirel ve adamlarını adam yerine koymuyor.
Onu koyuyor.
Nokta!
Anladikos president?