Niyetim çıkıntılık değil,biline!
Binlerce, on binlerce,yüz binlerce evde, ablalar, kız kardeşler, teyzeler, halalar, anneler, annaneler, babanneler ve vesaire bekliyorlar.
Vesairesi de abiler, amcalar, dayılar, babalar, büyük babalar, dedeler ve vesaire...
Hala vesairesi var,düşünün kalabalığı...
Teknik direktörlük yapmayan polemik, komplo teorisi,kavga sevmeyen ,futbolu uzaktan seven ,onla flört etmeye hazır normal insanlar.
Milyonlarca yeni,temiz müşteri sizlerin ağzına bakıyor.
Bunlara yeni sezonda futbol satmayı düşünüyor musunuz?
Bu yıl da çoğunuzun hedef kitlesi evdeki futbol hastası o adamdı, siz ekrandayken ailenin diğer fertleri odalarında başka şeyler seyretti.
Programlarınız gece yarısı başladı, seyirciniz ‘iyi saatte olsunlardı’, çoğu zaten yayından kaktı.
Bu gidişle sizlerde piyasadan kalkacaksınız.
Statlar, sistemler ,taktikler, formalar ,şortlar,her şey değişti değişmeyen sadece sizsiniz ve değişmezseniz sizi değiştirecekler.
Benden söylemesi!
Şu kalabalığı oyunun içine çekin.
Lütfen!
RAHMETLİ ANNEM ,HİÇ YEMEĞİ VE HINCAL ABİ
Rahmetli annem ‘hiç yemeği’ diye bir yemek yapardı.
Yazmıştım.
Mutfakta,hiç bir şeyin olmadığı anda bile olanlarla yapılan bir yemekti.
Uydurmasyon!
Şahane yapardı ama.
Biraz sos mos...
Biraz limon, sirke mirke...
Biraz soğan ,sarımsak...
Biraz biber miber ,domates,ve evde ne sebze varsa...
Biraz filan, biraz falan...
Müthiş bir yemekti.
“Anne ne var bu akşam” dediğimizde gülerek “hiç” derdi.
Adını da o koymuştu...
Hiç.
Yıllarca yedik, Allah rahmet eylesin.
***
Hıncal abi o dünlere götürdü beni sene içinde sık sık, aynı yemeği yıllardır yapıyor, yiyoruz.
Hiç’i...
Annem gibi maharetli o da.
Bir çay kaşığı FB ,GS, bir fincan TFF, bir iki tutam komplo momplo, provakasyon, atmasyon, sallamasyon...
İşte ‘hiç’.
Sonra karıştır, hafif ateşte kaynat.
Sonra servis yap.
Sonra soğut.
Sonra ısıt bir daha yedir.
Sonra soğut, ısıt bir daha yedir ,tekrar soğut tekrar ısıt bir daha,filan...
Anladikos?
En ustanın, en babanın ana yemeği bu yıllardır.
Yiyen de çıkıyor,çıkmasa o mutfaktan o yemek çıkar mı?
Ve...
Hıncal Abi’ye lafım yok,olamaz.
Usta o.
Yarım asırdır aynı mutfaktan aynı yemeği,üstelik en çok yenen yemeği çıkarıyor,daha ne olsun.
Helal olsun .
Yiyenlere bir kelimem var ama.
Yuh!
***
Devam edelim...
Hıncal abiyi sık yazıyorum son zamanlarda,farkındayım.Her hafta bağıra çağıra söylediği son teorisi de fıs çıktı ,bizim medya girmez bu toplara Hıncal abi bu n’olur n’olmaz ,tek başınayım da ,ohh ohh!
Benimki de iş...
Sebebi sadece bu,onu yazınca okunma rekorları kırıyorum.
Anlayış göstersin.
Ana yollar otobanlar zaten kapılmış ,ana baba günü,ara sokaklardan ekmeğimi anamın ak sütü gibi yıllardır çıkarmaya çalışıyorum.
Takılmasın bana.
Sadece business.
Ekmek kuran çarpsın!
Hıncal abi Mahmut Özgener ile kahvaltı etmiş,haber böyle,sık sık da konuşuyorlarmış.
Şimdi...
Hıncal abi patron sever, Aziz beyin adamıyla değil , Aziz bey’le kahvaltı etmeliydi.
Bu bir.
Özgener o kadar yazıyı nasıl hazmetti,pes ,Hıncal abiyle kahvaltı edeceği tek yer vardı, adliye.
Bu iki.
Açma, simit veya bir bardak çay filan...
Bu üç.
İtalya’da, Fransa’da federasyon başkanıyla iş icabı yemek yemek kahvaltı etmek durumunda kalmak İDO, İSKİ müdürüyle yemek gibidir, eziyettir,zuldür,sıvışır herkes.
Bu dört.
Bir TFF başkanıyla ,sevgilisi, karısı, arkadaşları dururken ,yakın arkadaşı değilse niye kahvaltıya gidilir, yemeğe çıkılır?Ofisi yok mu?
Bu beş .
Hıncal abi ona “Aziz beyin adamı mısın” diye sordu mu,sorduysa ne dedi Özgener,adamı mı ,yazsa da öğrensek.
Bu altı.
Özgener kimle isterse onla kahvaltı eder, ama TFF başkanı o ve bu kadar tavırsız olmamalı,kötü örnek oluyor.
Bu yedi.
Kahvaltı teklifi Hıncal abi’den mi geldi? Eğer Özgener’den geldiyse ne konuşuyoruz zaten, vah vah!
Bu sekiz.
Onun Yıldırım’ın adamı olmadığını ben biliyorum ,Hıncal abi bilmiyor mu ? Bilmiyorsa öğrenmesi 10 saniye sürer, öğrenmek işine mi gelmiyor?
Bu dokuz.
“Ligde tezgah var “diyen Uluç’un peşinde koşan Özgener,”ligde tezgah var “diyen Polat’la niye kahvaltı etmiyor?
Mesela...
Polat ,medyadaki adamlarına önce Özgener’e sallattırıp,sonra onu ararsa Özgener onla,onlarla da kahvaltı eder mi?
Bu dokuz.
Bu TFF’nin yumuşak karnı başkanının bazı kişilerle gereksiz ilişkilere girmeye bayılması, belli ki medyatik olmaya da bayılıyor.
Bu 10.
Devam edelim...
1-Demirören “bu ligde tezgah var, iki büyük bırakmak istiyor TFF” dedi. Beşiktaş ilk kupayı aldı, yarın ikincisini de alacak mucize olmazsa.
2-Hıncal abi “Aziz Yıldırım’ın adamları Mahmut, Oğuz, Kemal Feneri şampiyon yapacaklar” dedi, Fener perişan oldu.
3-Bu lige adının veren sponsor ve Özgener niye susuyor?
Bu ülkede akıllı hassas insanlar da var ve rahatsız oluyorlar bu işlerden.
Futbol bu yüzden beklediği cazibeyi yakalayamıyor.
Özgener bu konularda ne düşünüyor?
***
Seneye bu oyun daha sertleşecek, Fener, Galatasaray başkanlarının bir yıl daha kaybetmeye tahammülü yok,’tezgahı’sezonun başında kuracaklar ,gelecek yılı çıkaramaz Özgener ve iyi niyetli pırıl pırıl ve sevdiğim biridir kimsenin adamı madamı değildir,yazık olacak futbola.
Farkında mı?
Son bir şey...
Müsait bir zamanında kahvaltı eder mi benle mi,bunları cevaplayabilir mi,yazarım,söz.
BİR BİLGİN GÖKBERK DAHA VAR
İnternette kuponlarım dolaşıyor...
Başka bir Bilgin Gökberk var herhalde.
Hiç alakam yok onla, hayatımda hiç bahis iddia kuponu yapmadım.
Bilginize...
BARIŞ ERTÜL
TSYD dergisi Radyospor Genel yayın yönetmeni Barış’a sormuş...
“Bilgin Gökberk çok değişik,sert bir program yapıyor beğenen kadar beğenmeyen de var. Bununla ilgili bir yönetici olarak neler yapıyorsunuz.”
Barışın cevabı;
“Pek bir şey yapamıyoruz, çünkü biz de çekiniyoruz kendisinden.”
Barış zeki biri, kafasını buluyor.
Devam etmiş.
“Bilgin Gökberk’ten bir tane var, bir ikincisi de çıkmaz.Kendine has üslubu, duruşu, bakışı var. Böyle insanların diğerlerine göre daha fazla tolere edilmesi gerektiğine inanıyorum . Farklılıklara sahip çıkmak lazım.”
Bence de...
Bu medyada iyi ki kafası çalışan, komplekssiz yöneticiler de var...
Ve...
Teşekkürler Barış!
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010