Bu bir ‘spor yazanı’nın sadece arşivlerde bulunsun diye yazdığı bir yazıdır.
Bulunsun!
Bugün Uluç, Demirel araç sadece...
Araç!
Bu da bilinsin!
Uluç ve Demirel fena baydı, sıktı, bunu çakozladım ben de çoktan, yenmez kuru kuru, biraz sosladım mosladım...
İki federasyon başkanından biri Aziz bey’e, diğeri Uluç’a tapıyor fena halde, bizim spor medyasının vitrindekilerinin büyük bir bölümü de güce tapar.
Yani...
Film aynı film de...
İlavesi var, renkli Miki, Mikiler...
Bizimkiler!
ULUÇ’UN GEZEGENİNDE KENDİSİ, KÖŞESİ ÖNEMLİDİR MUTLAKA
Hıncal Uluç’un cep’ime attığı mesajı kime göstersem inanmaz onun attığına, valla inanmaz, ekmek Kuran çarpsın ki inanmaz, koca Uluç bu, böyle bir mesaj atar mı?
Atar, atar, atılmışı var.
Aşağılamış yine beni, bir keresinde de 'sokaktaki köpeğin havlamasına kızmam, onun fikrini ifadesinin tek yoludur havlamak, ama yazıyla havlayanı hoş görmem ’ demişti.
“Köpek” demişti bana.
Alıştım hezeyanlarına ve bir şey farkettim hiç sallamıyorum artık onu, sırıtıp geçiyorum, Uluç bu, böyle maalesef ve der ve ne isterse der ve diyor ve diyecek...
N’apim?
Ve...
Desin!
No problema!
Ve, problema diyende değil, dedirtende, dedirtenlerde...
Kendisini, köşesini fazla önemsiyor, şakşakçılarıyla kendi gezegeninde yaşıyor, orada da bu işler böyle belki, bilmem.
Şunu bilirim ben;
Yıllardır komplo teorileri uydurur, fos çıkar, fıslar, yine uydurur yine fos çıkar, yine fıslar, misafir geldiğinde dikkat çekmek için gürültü çıkaran yavrulara benzedi artık ve yesin, içsin, yatsın, kalksın bu ülkede olduğuna dua etsin, AB ülkelerinde bu fasafisoları kimse yemez, okumaz, başka biri yazsa bunları, editörü, müdürü, yayın yönetmeni basmaz, futbol medyasının 100’de 90’ı da böyle düşünür ve o 100’de 90’ın 100’de 100’ü ‘tıp’ oynuyor yazının çıktığı günden beri.
Ha ha!
Bana olan nefret Hıncal Abi’ye olan nefreti bile sollamış.
Ha ha ha!
Toto’da sıfır tutturana bir aralar hindi verirlerdi, sıfır çektim ben de, sıfır kişi yazdı, çizdi, konuştu, bu herkesin beni yazmasının çizmesinin konuşmasının tıpkısının aynısı bir durumikos ve bayılırım bu tip durumikoslara, hindimi isterim ve medya emekçilerinden herkes mail, mesaj attı, herkes aradı, herkes tebrik etti, bu da en ilginç durumikos.
Emekçiler daha erkek!
Medyanın altı üstüne, üstü altına mı gelse yoksa?
Keşke!
***
İki teşekkürüm var...
Biri Ertem Şener’e...
Uluç’un atmasyon, sallamasyon, uydurmasyon teorilerini aslan gibi ekrana getirdi, bana da 22 dakika verdi.
Aslan Ertem, aslan Star...
İkincisi, noktama virgülüme karışmayan Milliyetspor’a...
Yazarının noktasına virgülüne karışmayan Milliyet geleneğine...
Aslan Milliyetspor!
Uluç’un müritlerinin, kankalarının olduğu medyada o köşe yayınlanmazdı.
“90 dakikayı Yıldırım kaldırdı, herkes ondan çekiniyor, onu eleştiren tek programdık” diyor Uluç, aynı herkes onu da eleştiremiyor, ondan da çekiniyor, tıpkısının aynısı bir vaziyetikos bu, “futbol medyasının Aziz beyi o” dememin sebebi de bu, sadece bu.
Mesela...
Issız bir adada bir kişi ile kalmak durumunda kalsam ve adaylar sadece ikisi olsa, Aziz Bey’i tercih ederim, Uluç’u değil.
Yıldırım her şeyi ile ortada, öyle o, veya böyle o veya nasılsa, neyse öyle o.
Uluç köşesindeki Uluç değil, ya da köşesindeki Uluç, Uluç değil.
Aman aman, benden uzak dursun da...
Anladikos?
***
Geçen sene Uluç’un komplo teprilerinin önü kesilmedi, kötü örnek oldu, bizimkilerin çoğu bu ucuz yoldan gitti, “FB, BJK’ya ligde yatacak, BJK da FB’YE kupada” diye yazdılar, kimse kimseye yatmadı, yazanların yanına kar kaldı.
Futbolun başındaki Özgener’e Uluç her hafta” Aziz’in adamı” dedi, onu mahkemeye vermedi, tavır almadı, gelen geçen komplo teorisi üretiyor şimdi, üretecek, bu işin yolunu bizzat TFF başkanı açtı.
Amcamın oğlu olsa bu kadar savunurdum onu, lafın gelişi tabii, yoksa bana ihtiyacı filan yok, temiz, dürüst biri, sadece medyatikleştirdiklerimizden biri o, zaafı da bu.
Köşecileri tek tek arıyormuş bazen, duyuyoruz.
Uluç’u bile...
Kimi aramadikos hiç?
Benikos!
Ha ha!
Halbuki...
Bu adam sana demediğini bırakmadı çık bir tavır alsana, olur yani alsan ölür müsün.
Ölse ölse koltuğun ölür, ölsün...
“Köşe ve koltuk birer olmazsa olmaz olursa bu işler böyle olur “diye bir laf var mıdır bilmem?
Yoksa da...
Artık var!
Uydurdum.
Bizimkilere son bir şey;
“Biz de bu herif(ben)gibi düşünüyoruz, o bu kadar açık yazıyor biz niye yazamıyoruz ” diye sakın düşünmeyin, bir işe yaramaz bu, sadece sinirleriniz daha çok bozulur daha çok gerilirsiniz.
Nokta!
AZİZ YILDIRIM KENDİ KOÇUNU MİLLİ TAKIMDAN YOLLAR MI?
Altın neslin sonu bu...
Kolay kolay bir daha bir araya gelemiyecek adamlardan kurulu bir takımı ne kadar kolay ve bu kadar kolay mahvetti koçum TBF başkanı ve koçu.
Müthiş bir kariyerin ardından son yılları bogdan geçen Bogdan ve uzun yıllar Efes’in, Ülker’in, 12 Dev’in, bugünlerde de FB’nin sırtında yaşayan Demirel’in çapsız ortaklığının da sonu bu...
2004 de ‘bugünün’ takımını şampiyon yapsın finaller oynatsın diye getirilen Bogdan, patronu Demirel ile elele yarının takımı palavrası altında kendi yarınları uğruna bu altın nesli yok ettiler.
Hâlâ utanmadan sıkılmadan 2010 hesapları yapıyor Bogdan ve TBF Başkanı.
2010...
Bizi tamamen bitir, yok et, sonra biri ülkesindeki evinin biri FİBA’nın damına kon.
Sun.
Bize ohhh olsun!
Bu takımı üç Avrupa şampiyonasında soka soka bir kere ilk sekize sokan bir koçla devam edilmez.
Ve...
“Demirel istifa etmez ancak Aziz bey görevden alabilir onu, Aziz bey, başkan yaptı onu ancak o getirdiği gibi götürebilir “demiştim, böyle bir başkan Aziz beyin takımının koçunu görevden alabilr mi?
No!
Fenerbahçe’de de tartışılıyor Bogdan, bu Aziz beyin işine gelmez.
Şöyle olabilir;
Aziz bey,”bizim koç yıpranıyor milli takımda, sen başka birini bul “der, Demirel de “peki” der, her zaman dediği gibi.
Bogan milli takımdan ancak böyle gider.
Bu milli takımın 2010’da kaderi FB Başkanının elinde.
Son bir şey...
Demirel’in milli takımın geleceğini kendi geleceğinden çok düşündüğüne inanmıyorum.
Böyle düşünebilmem ne acı...
Allahın bildiğini sizden niye saklayayım.
Ve...
Bir federasyon başkanı milli takım koçu ile ilgili kararını kendi veremiyor.
Vah vah ona!
Allah düşmanımı Demirel’in düştüğü duruma düşürmesin.
Amin!
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010