Şu Kemal...
Fenerbahçe’nin ilk kez şampiyon olan basketbol takımının oyuncusu oldu.
Tam sayfa röportaj yapılmadı onla.
Kaptanı oldu.
Tam sayfa röportaj yapılmadı.
Menajeri oldu.
Tam sayfa röportaj yapılmadı.
Basketbol Federasyonu’nun ikinci adamı oldu.
Tam sayfa röportaj yapılmadı.
İlk kez Avrupa ikincisi olan Basketbol Milli takımı’nın sorumlusu oldu.
Tam sayfa röportaj yapılmadı.
Ortegalı Fenerbahçe’nin menajeri oldu.
Tam sayfa röportaj yapılmadı.
İşinde ülkenin en iyilerinden biri.
Tam sayfa röportaj yapılmadı.
***
GTK Başkanı oldu.
Tam sayfa röportaj yapıldı onla.
Cemal’e ve Milliyet’e değil lafım.
İyi işti.
Çok iyi.
Bir iki lak lak...
Döküldüler ortaya.
Kemal ve onlar arasındaki fark da lak diye çıktı ortaya.
Ve...
Tebrikler.
***
Önce TFF başkanları medya yıldızı oldu.
Sonra yönetim kurulu üyeleri...
Sonra MHK Başkanları...
Sonra filan.
Sonra falan.
Simdi de GTK Başkanları.
Gözlemciler...
Temsilciler...
***
30 küsur yıl, yılın yarısını İtalya da yaşadım, bir FF Başkanı yok aklımda kalan.
Bir Franci mi, Franco mu neydi?
Adı F’le başlayan biriydi.
Hepsi bu.
Valla.
Orası İtalya.
Ve...
Yiyim İtalya Federasyon Başkanı’nı.
Billa.
***
Barcelonalı bir gözlemcinin karısı bilmez kocasının gözlemci olduğunu.
Bir Paris’li, bir gözlemci bilmez.
Gözlemci değilse.
Biliyorsa...
Parisli değildir.
Bir Londra’lı bulamazsınız GTK Başkanının adını bilen.
Bileni de yaka paça götürürler.
James’e...
007’ye...
***
Kemal her iş için uygundu.
Bunu biliyorduk.
Bir GTK Başkanlığı için değilmiş.
Bunu da öğrendik.
Ha ha.
***
Hem komiğiz hem komik olduğumuzun farkında değiliz.
EHHK (EMEKLİ HARİKA HAKEMLER KUMPANYASI)
Aidiyet duygusu beter bir duygu.
Aşırı dozu bitirir insanı.
Her kadın 250 gram bilmemne olmalıdır, 500 gram bilmemne olursa, bilmemne olur.
Uydurmuştum o dünlerde.
İyi laftır.
Biri birilerine biraz ait olabilir, fazla ait olursa, birilerine ait
olur diye bir laf var mıdır bilmem?
Yoksa da...
Artık var.
Uydurdum.
Bugün.
Ve..
Bu da iyi laf.
***
Boşat Milliyet’e söyledikleri muhtemelen ait olduğu ‘ailede‘ alkışlandı.
Pışpışlandı.
Ben kışkışlayacağım.
Kusura bakmasın.
Aidiyet duygusu var.
Fena halde.
Birilerine ait.
Fena halde.
Ne diyor Cemal’e(Ersen)?
“Biz hakemlik yaparken soyunma odaları kapılarında elini kavuşturmuş şekilde bekleyen sayın Dinçer...”
Offf!
Feci.
Ve...
Sayınsız da konuşmazlar.
Nedense?
Ve...
Kemal veya Kemal gibi birini getirmeseydi rahmetli bu işin başına, bu zihniyette bir gelecekti.
Offf!
Hasan bey akıllı adamdı, onları tanımayan, onların tanımadığı birini getirdi.
Ohhh!
Ve...
Boşat en aklı başında gözükenlerden.
O bile böyleyse...
Ve...
Bir hakemin bir profesyonel menajere bakışına bakın.
Feci.
Feci.
Teşekkürler Cemal.
Ve...
Ercan’da (Güven) Boşat’ın söyleyemediğini söylüyor köşesinde.
“Allah’ın basketbolcusu, menajeri”.
Şahane.
“Bilmemneresine koduğumun menajeri”.
Bu da Ercan’ın da söyleyemediği.
Ve...
Yönetici de “bilmemneresine koduğumun gözlemcisi” diyor.
Kulüp başkanı da “anasını bilmemne yaptığımın hakemi”.
Hepsi tu kaka.
Ve...
Men dakka dukka.
***
Bu oyun bu ülkede böyle oynanıyor.
Mehmet de (Demirkol)şahane yazdı bunları.
Ve...
Aklın yolu bir.
***
Adam eczaneye girmiş.
-Bakış aşısı var mı?
-Yok.
-?
-Onun adı bakış açısı, aşısı değil, eczanede bulunmaz.
-Nerede bulabilirim?
-?
***
Ve Ali Aydın...
Keşke o konuşmasaydı...
Sussaydı.
İyi, dürüst bir hakemdi, öyle kalsaydı hafızalarımızda keşke.
Keşke...
“Hayat Bilgisi’nden sınıfta kaldı Kemal bey” demiş.
Hangi hayat, hangi bilgi?
Hayatında sadece hakemlik olan, emekliliğinde bile kısır ve kimseyi ilgilendirmeyen hakem dedikodularından başka bir şeyden konuşmayanların, nefes nefese sadece intikam ve hesap peşinde koşanların başka bir hayatta haberi yok ki, hayattan
olsun.
Traş yani.
Onun için emekli hakemler emekli vatman, emekli makinist gibiler.
Bir iki bardak rakı makı...
Hüüüp!
Sonra hooop tramvay, hooop lokomotif.
Sonra yine hüüüp!
Yine hooop tramvay, hooop lokomotif.
Sonra yine hüüüp...
Ve...
Hep tramvay hep lokomotif...
Toroğlu’nun Çakar’ın karşısında hepsi sus pus.
Hocam mocam...
Abi mabi...
Kardeşim mardeşim...
Allahın menajeri oldu mu kus.
‘Aileden’ değil ya.
‘Aileye’ yaranacak ya.
Hele şu bölüm...
“Bizim aile fotoğrafımız bellidir. Birlikte çile çektiğimiz, maçlarda
küfür yediğimiz, karda çamurda dürüstlük ilkesiyle hareket
ettiğimiz insanlar ailemizdir”.
Arabesk.
100 de 100.
Siyasetin Allahı.
100 de 100.
Eyyam kokuyor.
100 de 100.
Ayrıca...
Bir küçük aile vardır.
Ailemiz.
Bir de büyüğü
Milletimiz.
Buralara ait olmalıyız.
Geri kalan aileler istisnalar hariç tırışkadır.
Fıstır.
Gazozdur.
Kabiledir...
Klandır.
Olsa da olur olmasa da...
Olmasa daha iyi olur.
Ve...
Ona aile fotoğrafı demezler.
Kabile fotoğrafı derler.
Klan fotoğrafı.
Ve.
Yemezler...
***
Kardeşimiz, yeğenimiz, abimiz filan falan.
Ağız o ağız.
Bildiğimiz tanıdığımız ağız.
Yeni trend bu ağız.
Her yerde.
Sokakta ,bürokraside,futbolda,meclisde...
Ağız 2000.
Ve...
Cemal’in röportajlarının hikayesinin özü şu.
Kemal veya gibileri ve bu tarz bu işin içinde olmalı, Aydın, Boşat ve gibileri ve bu tarz da dışında.
Ve...
Özgener, Arıboğan dayanmalı.
Gerisi hikaye.
Ve...
Çivisi çıkmış bu emekli hakem kumpanyasının.
Çoktaaaan.
***
Aralarına yeni, farklı, eğitimli, dünyayı tanıyan insanları almayan her kabileye, klana karşıyım.
Her sektörde iyi yetişmiş, değerli insanlar var bu ülkede.
Kifayetli kaçırılıyor.
Ortada kifayetsiz kalıyor.
Olan büyük aileye oluyor.
Milletimize...
Yoksa...
Yemişim gözlemciyi, temsilciyi.
Yemişim GTK’yı...
Ve...
Bu işlere bulaşmayan emekli hakemleri ve gözlemcileri ve temsilcileri tenzih ederim tabii.
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010