Uluç’a sulanıyorum bazen, hoşuma gidiyor, o da sms atıyor bana.
Ne kadar yırtınırsam yırtınayım köşesine giremezmişim, adım geçmezmiş...
Filan...
***
O da FB’nin köşesine girmek için aylardır yırtınıyor da yırtınıyor, herkese sitesinden cevap veren FB onu bir türlü sallamıyor.
Uluç çıldırıyor buna, daha da abuk sabuk teoriler uyduruyor da uyduruyor...
FB yine sallamıyor, sallamıyor...
Aslan Fener!
Ve...
Yırtınıp yırtınıp bir köşeye giremeyenin derdinden yırtınıp yırtınıp bir köşeye giremeyen anlarmış.
Anlıyorum onu!
Şu köşe Uluç’un köşesi, şu köşe FB’nin köşesi, ortadaki su şişesi!
Böyle bağlayabildim, idare etsin!
Bu bir!
Bir sallamasyon teorisi de şuydu; Aziz bey’den herkes çekinir, o hariç kimse yazmaz aleyhinde, bu mantıkla medyanın Aziz beyi de kendisi oluyor, ondan da herkes çekinir ve yazmaz.
Onun Hıncal Uluç’u da ben miyim?
Bilgin Uluç!
Muyum?
Ha ha!
Bu iki!
Onu ona benzetmem hangisine hakaret bilmem, şunu bilirim, ıssız bir adaya gitmek ve ikisinden biriyle orda kalmak durumunda kalsam, Aziz beyi seçerim.
Bu üç!
“Aziz bey benden rahatsız, 90 Dakika’yı bu yüzden kaldırdı” diye car car car konuştu da konuştu .
Uluç NTV Spor’da var, yok olan 90 dakika!
Bu dört!
Aziz bey Uluç’tan rahatsız değilmiş demekki!
Bu torisi de fıs, fos, palavrıs, palavros!
Muş!
Bu da beş!
***
Uluç NTV ‘cilerden yılın golünü yedi bence!
Farkında mı?
Futbol ya Başbakan’a, ya Genelkurmay’a...
Önce...
Ulusoy sonrası herkesin “bizi sadece o kurtarır” dediği ve “gel TFF başkanı ol” diye yalvardığı Erzik bu ülkede daha önce Merkez Bankası’nın mı başındaydı?
***
Sonra...
Erzik 91’de seçimle gelen ilk TFF başkanıydı.
93’de MHK’nin başına da ‘bir daha onun gibisini zor buluruz’ cinsinden olan Güvener geldi.
İkisi İsveç’te, İsviçre’de ölene kadar kalırlardı oldukları yerde.
1994’de FB Başkanı seçilen Ali Şen işler kötü gidince, önce MHK’ye sonra TFF’ye sardı, sarrrdı, sarrrrdı.
95’de Güvener gitti.
97’de de Erzik...
***
Dün...
Ali Şen, FB Başkanı Yıldırım’ın, TFF Başkanı Ulusoy’u göndermek istediği o dünlerde şöyle demiş;
Benim zamanınında FB başkanı, “git” deyince federasyon başkanı 10 saat içinde giderdi, MHK Başkanı Güvener ile atamalar konusunda ters düştüm, ona 10 saat süre verdim, 5 saat sonra koltuğunda değildi.
Erzik’i çok severim, “Yabancı sayısı 3+1 olacak” dedim, Erzik kabul etmedi, 48 saat süre verdim, 10 saat sonra o da gittti.
Bunlar benim yaparım dediğim şeyler değil, yaptığım şeyler.
Yıldırım, Ulusoy’a 4 yıldır “git” diyor, Ulusoy hâlâ gitmiyor, olmaz!
Filan falan...
***
Ulusoy gidince herkes Erzik’e “gel” dedi.
Ona “gel” diyenler “git” diyenlerdi ve onu isteyenlerin aslında onu istemediğini biliyordu Erzik.
Ne acayip değil mi?
Gelmedi tabii!
Bu bir!
Siz onun yerinde olsanız, ülkenin en köklü kulüplerinden birinin başkanının arkanızdan her ne sebeple olursa olsun böyle konuştuğu bir ülkeye TFF başkanı olarak tekrar gelir misiniz?
Bu iki!
***
Erzik gidince Özkan Olcay seçime götürdü TFF’yi, Kiğılı başkan seçildi, lakabı peygamberdi, herkesin sevdiği saydığı biriydi.
İki yardımcısı vardı, biri Haluk Ulusoy.
Kiğılı da kesmedi büyükleri, ona da huzur vermediler, istifa etti ve spordan sorumlu bakan yurt dışındayken ona vekalet eden Devlet Bakanı, başkan yardımcısı Ulusoy’u TFF başkanı olarak atadı.
Gelişi böyle Ulusoy’un...
Bir FB başkanının ısrarla göndermek istediği Ulusoy’un gelişi başka bir FB başkanının gitmesi için elinden geleni yaptığı Erzik’in gidişinden sonra doğan kaosun sonucunda olmuş.
Valla ne acayip!
Fenerbahçeli Ulusoy’a kızacağına önce kendine kızsın!
***
Doğan Hasol o dünlerde Cumhuriyet’te şöyle yazmış;
“Şen’in isteklerini yerine getirmek için GS yönetimi dahil pekçok kişi ve grup katkıda bulundular, Şen onlarla gurur duyuyor”.
***
Bugün...
Herhalde Yıldırım da, MHK ve TFF Başkanı ile olan kavgasında kendisine destek veren Kulüpler Birliği ve başkanları ile gurur duyuyordur.
10 küsur yıl geçmiş ne değişmiş.
Hiç!
***
Büyükler “git” dediğinde, gitmeyen bir TFF başkanı lazım bu ülkeye.
Konu FB filan değil, bugün o, yarın GS veya BJK...
Bu bir!
Futbol ya başbakanlığa bağlanmalı ya Genelkurmay’a, ya da kalabalık bir Of, Sürmene ailesine...
Bu iki!
Kim ne derse desin Ulusoy bu ülke için doğru model, posta koyan büyüğe posta koyuyor ve büyükler ancak bundan anlıyor maalesef.
Bu üç!
FB başkanı ve kulüpler birliğindeki diğer başkanların hep beraber MHK ve TFF’ye sulanması organizeye girer.
Başbakan el koymalıdır.
Bu dört!
Koyacaktır da...
Bu beş!
Hasan Doğan’a “Ya siz futbol adamları düzeltin ya biz düzeltiriz” demiş Başbakan, Hasan bey söylemişti.
Futbolu futbol adamlarının düzeltmesine müsaade etmiyor futbol adamları.
Yani...
Anladikos?
Bu da altı!
***
Yeni TFF başkanı ‘atandığında’ sakın ağlamasın başkanlar, kendi düşen ağlamaz!
Nokta!
G.Saray, F.Bahçe divan üyelerine
Fenerbahçe’nin sembolü olan girişindeki asırlık çitlembik ağacını, doğduğumdan beri benim, bizim olan o ağacı bana, bize sormadan kesti Kadıköy Belediyesi.
Babaları dikti ya, babalarının ağacı ya...
Fenerbahçe muhtarının bile haberi olmamış bölgesindeki ağacın kesilmesinden.
Yuh!
O bölgedeki FB, GS kulüplerinin anlı şanlı üyeleri her gün kulüplerine giderken o ağacın yanından geçerler, o ağaç selamlardı onları, gülümserdi onlara, dostlarıydı!
Divan kurullarında kulüplerinin ve kendilerinin menfaati olduğunda cak cak konuşan üyelerden ‘Fenerbahçe Gönüllüleri’ hariç hiç birinin öldürülen kadim dostları için gıkı çıkmadı.
Bir yuh da onlara!
Kulüplerinin menfaati ülkenin menfaatinin de üstündeymiş bunların!
Yazıklar olsun!
***
Belediye Başkanı Selami Öztürk nihayet aradı, bugün 14’ de buluşuyoruz.
Hadi hayırlısı!
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010