Şu Ertuğrul Sağlam’ın istifası...
Bir iki cümle de benden.
Ve...
Tabii ‘made in benden’.
***
Her futbolcunun arkasında yıllar var.
Öyle veya böyle.
20 yaşındakinin bile...
Futbolcu olamayanın bile arkasında en az 10 yıl var.
Bir yerlere gelen, tesadüfen gelmiyor.
Teknik direktörler de öyle...
Her hafta yerden yere vurulanı bile yıllarını harcamış bu işe.
Öyle veya böyle...
Hakemler de böyle.
Her hakemin arkasında en az 10 yıl var.
Hakem olamayanın arkasında bile...
‘Homo’ diye bağırdığınızın bile...
Ya yönetici?
Bir yılda olanı da var.
Bir ayda olanı da...
Bir hafta da olanı da...
Bir saatte olanı da...
Hatta...
Bir dakikada olanı da var.
Valla.
Ve...
Yıllardır hala olamayanı da...
Billa.
Zurna burada zart diyor.
Zurt diyor.
Tam burada.
Valla billa.
Ve...
En zayıf halka yöneticiler.
Maalesef.
Bu kadar zart zurtun sebebi bu.
Ve...
Bence tabii.
***
Yıllardır futbolcu ithal ediyoruz.
Teknik direktör de...
Hakem bile ithal ettik.
Keşke yönetici ithal etseydik.
Diğerlerini ithal etmezdik.
Belki.
Ve...
Bu da bence.
***
Bizde futbolcu da var hoca da...
Öyle veya böyle.
Hakem de var.
Öyle veya böyle.
Spor yöneticisi de var...
Ama...
‘Böyle’.
Ve...
Bu gruba girmeyen yöneticileri tenzih ediyorum.
***
Futbol organizasyonu tatsız tuzsuz.
Kalifiye yöneticiyi cezbetmiyor.
Korkutuyor adamları.
Kaçırtıyor.
Girenlerin boyu posu bu.
Futbolun boyunun posunun bu kadar olmasının sebebi de bu.
Yani...
Normal.
Ve...
Kısır döngünün sebebi de bu.
Hikayenin özü de...
Gerisi hikaye.
***
Beşiktaş ‘daki 20-25 kişilik futbolcu grubundan, her hafta 5-6 farklı 11 çıkıyor da milyonlarca Beşiktaşlı’dan, binlerce genel
kurulcudan, yıllardır daha yetenekli 10-15 yönetici, bir, iki
başkan çıkmaz mı?
Çıkmıyor.
Çıkartmayan kim?
Beşiktaşlılar.
Ve...
Ne tuhaf ?
Ve...
En günahsız olanlar, hocalar, futbolcular, taraftarlar.
***
Demirören 4 yılda 4 teknik direktörle çalışmış.
Aziz Yıldırım 10 senede 10.
Galatasaray’ın son 8 senesinde 7 teknik direktör var.
2000’deki birinci Terim dönemini de sayarsak 8.
Toplayalım...
22.
Pes!
***
Şimdi yine konuşacaklar.
Lak lak lak.
Cak cak cak.
Fenalık geliyor şimdiden.
Ve...
Ormanın içindeysen ağaçları görürsün, dışındaysan ormanı.
Ormancı lafıdır.
Başka bir şey bulamadım.
İdare edin.
Ve...
Orman böyle gözüküyor.
Dışından.
Benim olduğum yerden.
***
Alaattin Metin Fenerbahçe Başkanı’nın, yönetiminin en yakınındaki spor gazetecisi.
Yıllarını bu işe vermiş.
Tecrübeli.
Şöyle yazmış:
...Kimse bu takıma güvenmiyor, inanmıyor, buna futbolcular da dahil...
...Hepsi sahaya ruh gibi çıkıyorlar. Bırakın koşmayı, mücadele etmeyi, yanından geçen rakibine faul yapacak güçleri yok...
...Takımın içindeki dengeleri bozarak geçen sene koşan mücadele eden kadroyu Aragones tepeden tırnağa yaptığı yanlışlarla acıların takımı haline getirdi...
...Yani baş suçlu Aragones...
...Sonra sahada mücadele etmeyen, giydiği formanın hakkını vermeyen futbolcular....
Sonra Volkan, Emre, Alex, Uğur Boral, Kazım ve Roberto Carlos’a fena sallamış.
Ve son cümleleri...
...Fenerbahçe’nin bu kötü durumdan kurtulması için bir şoka, kan değişikliğine ihtiyacı var.
Ya hocayı göndereceksin ya da formasının hakkını vermeyen futbolcuları...
***
Alaattin’in bir bildiği vardır.
***
Yani...
Ha Beşiktaş, ha Fenerbahçe...
Ha Sağlam, ha Aragones...
Ve...
Ha ha....
Ha ha ha...
Böyle bağlayabildim ancak.
Nokta.
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010