Galatasaraylıyı stoper manyağı yaptılar valla

Galatasaray’ın şampiyon olduğu sene 3 stoperi vardı.

Song, Tomas, Emre Aşık...

Tolga geldi.

4 oldu.

Sorunsuz ve bozulmaması gereken tek yer burasıydı.

Sonra 96’nın ruhu çağırılırken yanlışlıkla 92’ninki geldi.

İlk orayı bozdu.

Yaşlı, yavaş diye Emre gönderildi.

Sonra Tolga...

Servet geldi.

Sonra Bouzid...

Sonra Tomas’ı gönderdiler.

Emre Güngör geldi.

Emre Aşık geri alındı.

Sonra Song’u verdiler.

Sonra Bouzid’i...

Servet hariç hepsi bir Tomas, bir Song etmiyordu.

Meira’yı aldılar.

Para yoktu, sattılar.

Ve..

Elde Servet, Emre Aşık, Emre, Semih var şimdi.

İkisi sakat.

Biri çaylak.

Ve...

2 sene önce yaşlı, yavaş diye gönderdikleri, daha yaşlanan ve daha yavaşlayan Emre Aşık ile çıkacak Galatasaray UEFA ‘daki en kritik maçına.

İlk gönderdikleri stoper tek stoperleri.

Ha ha!

***

Kalli, ön eleme maçı öncesi “Tomas takımdan ayrıldı,

alternatif olarak Emre Aşık’ı düşünebilir misiniz?” sorusunu şöyle yanıtlamış: “Transferi Sezgin yapar, Mehmet, Anıl ve Bouzid’in gidenlerden eksikleri yok.”

Bu Kalli hâlâ danışman Florya’da.

Bir şey danışmasalar bari!

Transferleri yapan ’92 ruhu’ da hâlâ Florya’da.

Hâlâ transfer peşinde.

Ve...

Galatasaray’ın stoper hocası en kritik maça ’92 ruhu’ yüzünden stopersiz çıkıyor.

Kaderine bak.

***

‘92 ruhu’,“Tomas, Song, Emre ve Tolga’nın yıllık maliyeti 5 milyon 370 bin dolar, Tomas’ın 2 senesi 2 milyon 800 bin euro, mecburen sattık” demişti.

Şimdi...

Meira 1.700.000 euro...

Servet 1.250.000 euro garanti para, maç başına 10.000 euro...

O da Meira kadar alır.

İkisinin de iki senelik maliyeti 3.400.000 euro.

Thomas’dan 600.000 euro fazla iki yıllık sözleşmeleri.

Emre Güngör’ün yeni sözleşmesi en az “1.000.000 dolar olur“deniyor.

Emre Aşık 400.000 dolar garanti, maç başı da 10.000 euro alıyor.

20 maç oynasa 200.000, toplam 600.000 dolar.

N’apar?

6 milyon küsur dolar mı ne?

Ve...

Ruslar Meira’yı almasa seve seve ödeyeceklerdi bu parayı.

Ve...

Seneye yine bir stoper aramaya başlayacak ’92 ruhu’.

Belki 2...

Önce yaşlı, yavaş Emre Aşık gönderilecek filan.

Sonra falan...

Sonra filan falan...

Ha ha!

***

Herkesin imrendiği iki stoperini parasızlıktan yollayıp bir sürü stoper alıp, satıp, yolladıklarına vereceğinin daha fazlasını aldıklarına veren ve en kritik maç öncesi takımını yaşlı diye gönderdikleri stoperin kaderine bırakan bir futbol takımı yöneticisi var mı bu dünyada?

Var.

Adnan Sezgin.

‘92 ruhu’.

Babasının kulübünde bunları yapamazdı.

Ve...

Servet hariç hepsi Meira dahil hâlâ bir Tomas, bir Song etmiyor.

Bulamadım söyleyecek bir şey.

Valla.

***

Galatasaray, her şeye rağmen Hamburg da başarılı bir sonuç alabilir.

Olabilir.

GS bu, belli mi olur?

Ve...

Bu, Adnan Sezgin’e rağmen alınmış başarılı bir sonuç olur.

Ve...

’92’ çıkıp utanmadan, sıkılmadan bir de konuşur.

Görürsünüz.

Valla konuşur.

EMRE BELÖZOĞLU MİLANO’DA ÇOK SEMPATİKDİ ÇOK SEVİLİYORDU

Onu Santa Lucia da gördüm.

Milano’nun en sevdiğim restoranında...

Her zamanki gibi sempatik, cana yakın, sevimliydi.

Restorana her giren masasına gelip okşuyordu, seviyordu.

İngiltere’ den tatile gelmişti.

Özlemişlerdi.

Belli.

Çok seviyorlardı onu.

Bu da belliydi.

Emre’yi İnterliler de Milanolular da çok seviyordu.

Biliyorum.

Bu kadar sempatik bir futbolcuyu menajeri bu kadar antipatik bir hale getirdi ya.

Bravo!

***

En baştan...

Zeytinburnu’na yaramadı.

Galatasaray’a da...

Newcastle’a da...

Ve...

Tabii hiç birine yaranamadı da...

***

2000...

Ülkesinin ve Avrupa’nın en yetenekli en sempatik en sevilen gençlerinden biri, medyanın göz bebeği...

2008...

8 sene geçmiş.

Galatasaraylı hoşlanmıyor ondan.

Fenerli de...

Milli seyirci de...

Medya da...

***

İtalya’da gitmemesi gereken tek takıma gönderdi..

Newcastle, İnter’den en son gidilecek bir iki takımdan biriydi.

Oraya da gönderdi.

Bitirdi.

***

Türkiye‘de yeniden başlayabilirdi..

En çok baskı yaşayacağı Alex’in bile yuhalandığı, gelmemesi gereken tek takıma getirdi.

Göz göre göre...

GS’da en küçük oydu, abileri vardı, Hagi vardı.

Yırtıyordu.

İnter’de onlarca yıldızın arasında kaynadı gitti.

Yırttı.

Newcastle’da baskı maskı yoktu.

Yırttı.

Fener de yırtamıyor.

***

Düğününde şahitleri Erdoğan, Yıldırım, Terim, Gümüşdağdı.

Ülkeyi yöneten, milli takımı yöneten, Fener’i yöneten, Fener’e gelişini yöneten...

Güç gösterisiydi sanki.

Gibiydi diyelim.

Böyle algılandı.

Herkesin sevdiği, benimsediği, tonton, sanatçı, edebiyatçı filan bir şahit de olabilirdi.

Laf olsun diye olsa bile olsa hoş olurdu.

Olmadı.

Hoş olmadı.

Ve...

Emre GS’ a dönseydi şahitleri Mehmet Ağar, Mesut Yılmaz, Deniz Baykal, Adnan Polat olacaktı belki.

Veya filan...

Veya falan...

Belki.

Ve...

Şu şahit işinin iyice cılkı çıktı artık düğünlerde.

Duygu, sevgi, sıcaklık, samimiyet filan yok artık veya öyle gözüküyor.

‘İş icabı’ sanki.

‘İş mi bu’ denmesinin sebebi de bu.

Emre’ye özgü bir durum da değil bu.

GS’lı yorumcu GS Başkanı’nın, FB’li yazar, FB Başkanı’nın şahitliğinde evleniyor.

Moku çıkmış işin.

Ankaraspor Başkanı üç büyüğün başkanının, bakanların,

politikacıların şahitiliğinde evlenmişti.

Şahitler davetlilerden çoktu.

Futbolcusu da, başkanı da, yazarı yorumcusu da aynı.

Futbol böyle.

Milliyetçi, maneviyatçı, delikanlı...

Racon böyle.

En mutlu, en duygulu günlere alış veriş, hesap-kitap, politika karışıyor.

Soğuyor sıradan insan.

Ve...

25 milyon dolar mı, euro mu ne kazanmış bugüne kadar Emre.

Okumuştum bir yerde.
Fenerbahçe’den de 22 milyon mu ne kazanacakmış.

Daha fazlasını kazanır inşallah.

Ama...

Şu Napoli sözü...

İnsan zengin olana kadar parasını yönetir, zengin olunca da parası onu...

2000’den sonra onu para yönetmiş.

Emre’nin ve onu yönlendiren veya yönlendiremeyen menajerinin hikayesinin özü bu.

Gerisi hikaye.

Bence.

Ve...

Bu kişi Arda Turan’ın da menajeri.

Eyvah!

Onu tanımam etmem sallayıp duruyorum kaçıncı kez hakkında.

Böyle gözüküyor benim olduğum yerden.

Böyle düşünüyorum.

N’apim?

Kusuruma bakmasın.

***

Şahitlerimi tek tek bir kağıda yazdım.

Ethem Sancak, Aydın Doğan, Sadettin Saran, Mehmet Emin Karamehmet...

4 patronum.

Borusan’dan bir Clubman aldım.

48 ay vadeli.

Bir Kocabıyık da olmalı.

N’olur n’olmaz.

Vespa MP3’üm de kredili.

Vespa’dan da biri?

Sinyor Vespa diyelim.

Evim benim için yapılmış sanki, deniz meniz de görüyor, ev sahibi Anadolu Holding’in en tepedekilerinden.

Tuncay Özilhan da olmalı.

Amerika vizem bitiyor.

Amerikan Elçisi de...

Tabii İtalyan konsolosu.

2000 krizinden sonra yılardır borç ödüyorum İtalya’ya.

Anam ağlıyor.

Bir kaç arkadaşıma hâlâ borcum var.

Alacaklılarım da yani...

Ve...

Tabii bugün, bu saat, bu dakika itibariyle.

Her an değişebilir.

Ve...

Nokta.