Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları

Şenes Bey kıs kıs gülüyordur.
İyi yırttı.
Herkes onun TFF Başkanı olmasını isterken -istermiş gibi yaparken- yürüdü gitti.
Tanıyordu futbol ailesini, “gel” diyenleri.
97’de “git” diyenlerdi.
Kanmadı.
Hiç kimsenin onu-tarzını-istemediğini biliyordu.
Aile lafın gelişi...
Klan.
Kabile
1996’da TFF Başkanı’ydı, Ali Şen hücuma geçti, FB Kongre Üyesi Erzik 1997’ye kadar dayanabildi.
Kaçtı.
Şen, bugün bile Erzik’i göndermekle övünür.
Özü şuydu işin...
FB’de işler yine fısssdı, bir FB Başkanı yine TFF‘ye sarmıştı.
Sarrrmıştı.
Şen ”FB büyüktür, TFF Başkanı’nı göndermek isterse göndermelidir“ dedi.
Ve...
Gönderdi.
Bu kadar basit.
***
2009...
Erzik’in yerinde Özgener, Şen’in yerinde Polat var.
Sırada da Demirören, Yıldırım...
13 senede 13 milimetre ilerlememişiz.
***
“Bu ülkede TFF ya Genelkurmay’a, ya Başbakan’a bağlanmalı” dedim.
Güldüler.
Ciddiydim.
Ya da kalabalık bir Of-Sürmene ailesine, bir güneydoğu, doğu aşiretine bağlanmalı futbol.
Veya bir Marlon’a, bir Al Pacino’ya...
Yine gülecekler.
Yine ciddiyim.
***
Doğan TFF Başkanı olduğunda, “Başbakanlığa mı bağlandı Hasan bey?” demiştim.
Çok gülmüştü.
Allah rahmet eylesin.
Çok hoşgörülüydü.
Ona o günlerde “başımıza gel” diyenler o dünlerde “nerden çıktı Hasan bey?” diyenlerdi.
Yuh!
Bu kadar samimiyetsiz ,menfaatçi futbolun aktörleri.
Güçlüydü, arkasında Başbakan vardı.
Sustu herkes .
Mecburen.
Ve...
Erken gitti.
Özgener, Arıboğan, Dinçer, bu TFF tarzı futbolun alışmadığı bir tarz, üslup.
Futbolun kardeşimiz mardeşimiz, yeğenimiz, abimiz mabimiz tarzına ters geliyorlar.
‘Monşer’ onlar.
EHK’(emekli hakemler kumpanyası)den Boşat,
“Biz hakemlik yaparken menajer olarak soyunma odası kapılarında elini kavuşturmuş şekilde bekleyen Sayın Dinçer’in, bugün kendini o insanların amiri gibi görmesi bir ezikliğin göstergesidir “dedi.
Ezik kim Allah aşkına ?
Kemal mi?
Bir faal hakemin bir profesyonele bakışı böyle bu klan da, bu kabile de.
Feci.
Ercan (Güven) Boşat’ın söylemek isteyip de söyleyemediğini söyledi:
“Allah”ın basketbolcusu, menajeri”.
Şahaneydi.
Ercan’ın söyleyemediğini de ben söyledim.
“Bilmem neresine koduğumun menajeri”
Bu da şahaneydi.
Bence.
Futbola hakim olan tarz, üslup bu.
Yönetici de “bilmem neresine koduğumun gözlemcisi” diyor.
Kulüp başkanı “anasını bilmem ne yaptığımın hakemi”.
Men dakka dukka.
Feci.
Rahmetli ,Kemal veya Kemal gibi birini getirmeseydi, bu kafadan biri gelecekti, akıllı adamdı, tanıyordu onları, onları tanımayan, onların tanımadığı birini getirdi GTK‘nın başına.
EHK’den Aydın, “aile fotoğrafımız bellidir. Birlikte çile çektiğimiz, maçlarda küfür yediğimiz, karda çamurda dürüstlük ilkesiyle hareket ettiğimiz insanlar ailemizdir” dedi.
Arıboğan, Dinçer yok o ‘ailenin’ içinde.
Belli.
Belki Özgener de...
Belki TFF de...
Normal.
Bu TFF klanlara ,kabilelere fena girişti.
Onlar da TFF’ ye girişiyorlar.
Bu da normal.
Ve...
Bir küçük aile vardır, ailemiz, bir de büyük aile, milletimiz.
Buralar ait olmak önemlidir.
Bence.
Gerisi fısstır, gazozdur.
Tırışkadır.
Ve...
Bir yere fazla ait olursan, bir yere ait olursun.
Bozar büyük aileyi.
***
Geçen hafta yazdıklarımdan sonra ‘TFF nin adamı’ yakıştırmaları yapıldı benim için.
Bu da normal.
Hıncal Abi ve diğer komplocular “Aziz’in adamı Mahmut, Mahmut’un adamları Oğuz, Kemal, Kemal’in adamları bu şu” diye yazıyorlar zırt pırt.
Herkes onun, bunun, şunun adamı.
Ben de bunların...
Herhalde.
Beni tanımasam ,ben de benim hakkımda böyle düşünürüm.
Haklılar.
Küfürler, tehditler, şerefsizce, ahlaksızca mailler geldi.
Vıcık vıcık ilişkiye girmem Lutfi’yle, Kemal’le.
Dostuz.
Girersem...
Adam yerine koymazlar beni.
Dost most olmazlar.
Girerlerse...
Adam yerine koymam onları.
Dost most olmam.
Ve...
Verstanden?
‘Kaba’ olsun diye almanca sordum.
Ve...
Nokta.

Haberin Devamı


HINCAL ULUÇ’UN ‘AZİZ’ KARDEŞLERİ;
MAHMUT, LUTFİ, KEMAL

Haberin Devamı

Hıncal abi’nin iki komplo teorisi var.
1-Hasan bey, Aziz Bey’in baskısıyla paralı menajeri Kemal’i GTK Başkanı yaptı.
2-“TFF, Galatasaray’ın bildirisine “hezeyan”dedi, bu bir hakaret sözcüğü ve Yıldırım’ın üslubu(muhaliflerine bu üslupla cevap veriyormuş). Bu federasyonu Özgener değil Yıldırım yönetiyor’ lafları zaten dünyada dört dolanıyor. Zaten ona İzmir’den mail yağmış “Mahmut Özgener Altaylı değil, hasta Fenerli”.
Bu TFF, bu MHK, bu GTK karar vermiş, Galatasaray’ı yaşatmayacak.
Mış.
***
Benim de bir teorim var.
Kemal 5-6 ay maaş almış -en son 2002‘de-,o günden beri Aziz Bey’le bir kere karşılaşmış bir kere telefonla konuşmuş, onda da Kemal’e “şu dedikoduları önleyin açıklama yapın” demiş.
Türkçesi ”seni ben oraya getirmedim,bu durumdan rahatsızım”.
1-Aziz Bey oraya Kemal’i oturtmaz, Kemal onun adamı olmaz, Aziz Bey Kemal’i benim kadar tanır oraya en son oturtacağı adam odur.
2-Hasan Bey Aziz Bey’in lafıyla bir yerlere adam oturtmaz.
3-Bunları Hasan Bey’i, Kemal’i biraz tanıyan bilir.
4-Benim bildiğimi Hıncal Abi ve diğer komplocular da bilir, bilmiyorlarsa öğrenmeleri 3-5 dakika sürer.
Yani...
Hıncal Abi birinci teorisinde bu kadar sallıyorsa, ikincisinde de
sallamış olabilir.
İki soru sordum Hıncal Abi’ye.
1-Abi söylediğinin yarısına sen inanıyor musun ?
2-Niye böyle yapıyorsun?
***
Aradı.
“Madem Milliyet de sordun, cevapları da orada yayınla”.
1-Yazdıklarımın yarısına değil, iki misline inanıyorum, yarısını yazıyorum.
2-Bu TFF yıkılana kadar elimden geleni yapacağım, bu TFF’nin misyonu Galatasaray’ı yok etmek.
Olur ya hala anlamamışımdır, Ali Koç - Milliyet örneği verdi.
Ali Bey Sedat Bey’in yerine genel yayın yönetmeni olursa, kimseye bir şey söylemese bile genç gazeteciler etkilenir onun hoşuna gidecek tarzda yorumlar yaparlarmış.
Anladikos?
Kemal iyi niyetli ve Yıldırım’ın adamı olmayabilir, öyle bile olsa,
gözlemcileri ve temsilcileri ona yaranmak isteyebilir.
Miş.
Hafif hafif dönüyor .
U’mu?
Sanki.
Sonu ‘U’ olacak.
Sanki.
Bu kadarına bile razıyım.
Ve...
Beklemiyordum.
Bu kadarını bile.
Ve ekledi;
Mahmut, Lutfi, Kemal eskiden kardeşiymiş, şimdi ‘aziz’ kardeşi olmuşlar.
Artık Aziz Mahmut, Aziz Lutfi, Aziz Kemal.
Miş.
Yine anlamadikos Hıncal abi.
Ve...
Yine iki soru...
1-Söylediğinin yarısına sen inanıyor musun ?
2-Niye böyle yapıyorsun?