Önce...
Bana kıl olan Galatasaraylılar okumasın, daha çok kıl olacaklar, benden söylemesi.
***
Sonra...
Pekin’de yaşayan GS’lı bir Çinli ile İstanbul’da yaşayan bir GS’lı arasında özünde fark yoktur.
Bu bir.
Biri Türk, biri Çinlidir en fazla, bu iki.
Pekinli taraftar, İstanbullu taraftar kadar GS’lıdır, değerlidir.
Bu üç.
GS Lise’li ve GS taraftarı olan bir GS’lı ile bu Çinlinin arasında da özde fark yoktur.
Bir ÅŸu belki;
Biri GS Lisesi’nde okumuştur, diğeri bir Pekin lisesinde, bu dört.
20 milyon oldukları söylenen, ‘mor’unun ve köklerinin binlerce yıl öncesine dayandığı anlatılan, lisesi yüzlerce yıllık GS, bir ASY dolusu kombineli GS’lı bulamıyor.
Gerçek bu!
Bu beÅŸ.
Kuru gürültü karın doyurmuyor, acı ama, bu da altı.
Senede 2-3 GS Store ürünü alan, Pekin de Lig Tv’ye üye olup maçlarını seyreden, kombinesini alıp Ä°stanbul Çin Â
konsolosluÄŸundaki arkadaşına hediye eden ÇinliÂ
bunları yapmayan liselilerden ve milyonlarca taraftardan daha değerlidir GS için.
Bu da yedi.
Mesela Çinli arkadaş Keita, Elano’nun gelişine sevinir, kaça mal oldukları, ne aldıkları umurunda değildir, taraftardır, taraftar olmanın hafifliğini yaşar, yaşamalıdır.
Bu sekiz.
GS’ın başına ne geliyorsa, her liselinin, her taraftarın kendisini kulübün sahibi zannetmesinden, her şeye maydanoz olmasından geliyor.
Bu dokuz.
Bu Çinliye, Frank’ın, Keita’nın, Elano’nun kulübe neler yüklediği nelere mal olabileceği, batacağı, anlatılsa ne kazanır Galatasaray?
Hiç.
Ne kaybeder?
Bir Çinli taraftarı...
Bu 10.
Çinli, Keita, Elano gol attığında eline kağıt kalem alıp, ne aldı, çarp, böl, bir gol kaça geldi diye hesap mesap yapmaz, gole sevinir, doğrusu budur, elin Çinlisine ne?
Bu 11.
Keita, Elano gol attığında hesap kitap yapan, kederlenen GS’lı görürseniz, onlar seçime şimdiden hazırlanan muhalefettir.
Bu 12.
Bu Çinli buraya 3-5 günlüğüne kaçamak yapsa, GS ‘ın tesislerine, cemiyete takılsa, eski yöneticilerini, muhalif liselileri, bir önceki başkanını, ekibini tanısa ne olur?
Fenerbahçeli olur.
Sonra?
Onları da tanır.
Sonra?
Beşiktaşlı olur.
Eeee sonra?
Sonrası da var da, bugün değil, belki daha sonra, belki bir iki cuma sonra...
Bu da renkli Miki!
***
O gece, GS’ın kökünün Galatlardan geldiği anlatılırken, sahnenin yanındaki çemberde ’2288’ alev alev yanarken yeni formaları ile GS’ın yıldızları çıktı sahneye, güneş yeni batmış, Kalamış, Moda yine müthiş, bir şehir hatları vapuru geçiyor yine, tam karşımızda Sultanahmet, Topkapı yine şahane...
Frank da sahnedeydi, aslan gibi...
Ortalık birbirine girecek şimdi dedim, etkilenmemek mümkün değildi.
Ve...
Girdi.
Sahnenin karşısında oturan, oturmak zorunda olan davetli zevat hariç, herkes hurraa arkasını sahneye dönüp bir yere koşmaya başladı.
Yemek dağıtılıyordu, o gecelik avantaydı lavantaydı.
Bizim Çinli orda olsaydı ne yapardı?
Seyreder miydi?
Sıraya mı girerdi?
O anda bunlar geldi aklıma, aklıma bunlar geldiği için yine nefret ettim kendimden.
***
O dünlerde kongre üyesi olmak istedim, sonra bazı kongre üyelerini, liselileri, yöneticileri, başkanları tanıdım, soğudum biraz GS’dan, daha soğumamak için üye olmaktan vazgeçtim.
O Çinli gibiyim şimdi.
Keita, Elano gol attığında sadece sevinirim, gerisi ‘mmzyktkrt’ bana.
Bunu baÅŸarabildim.
Ohh!
Sıradan bir Galatasaraylıyım.
Diğer GS’lı medyacılar gibi akıl makıl da vermem, bana mı düşer, genel kurulu var, yönetimi var, bana zor yetiyor zaten aklım, balkondayım ben, Çin’deyim.
Ohhhh!
***
GS Lisesine, geçmişine, kültürüne, her değerli liseliye saygılıyım, onlara lafım yok, olamaz, hayatıma giren Hayri Kozak abi ve Emre Danişmend kardeş gibi nice temiz, iyi niyetli, saygın, pırıl pırıl liselileri de tenzih ederim.
Bu biline!
Ama her liselinin GS’ı yönetme arzusunu ve kendisini diğer liselilerden bu iş için sırf GS liseli olduğu için daha uygun görmesi gibi çağ dışı, faşizan, lokal bir anlayışı kabul etmem mümkün değil.
Bu da biline!
***
Fatih İbradı’ya gelirsem...
Bir yönetim gerekirse 17 yıllık bir profesyonelinin işine son verebilir.
27 yıllık olanın işine de son verebilir.
No problem!
Kim karışabilir?
Kimseden icazet alma, kimseye hesap verme durumunda deÄŸildir.
17 yıl nasıl onla çalışmıştır,  18’inci yıl çalışmaz.
18’inci yıl da çalışsa 19’uncu yıl da çalışması gerekecek bu mantıkla,19’uncu yıl çalışsa, 20’nci yıl da...
Sonu yok ki.
Yani no problem!
Sadece ÅŸu;
Ä°bradı, eÄŸer Florya’nın ortasında ot, mot, marijuana  Â
içmiyorsa, cigaralıkçı filan, kleptoman falan değilse, yeniden yapılanacak ekibin bir yerinde olabilirdi, olmalıydı.
Ücreti herhalde 3-5 bir şeydir, Keita’nın eşinin berber parası değildir ve tutulabilirdi, tutulmalıydı.
Polat akıllı adam, benim bildiğimi bilmez mi, muhalefetin İbradinin peşine takılacağını bu kadar emeğin boşa gideceğini bilir, buna rağmen gönderiyorsa bir bildiği var mıdır?
Benim kafam böye çalışır.
Keşke bildiğini açıklasa...
Kimse bir şey bilmezse, herkes bir şey uydurur ki şimdiki durum da budur, berbat bir durumdur ve bu işine son verilmesinden daha çok zarar verir ona.
Bu kadarını hiç ama hiç haketmiyor İbradı.
***
Bir kere gördüm onu, tesadüfen o da, sohbet ettik, temiz, iyi biri, sahiplenmiş kulübü, çok seviyor belli ve gitme sebebi de bu.
Bence.
Floryadan giden diğer yıllanmışların, abilerin sorunu da buydu, oranın sahibiydiler, cak cak konuştular, her şeye maydanoz oldular.
***
Polat’ın son şansı bu yıl, biliyor bunu, Frank, Elano, Keita bile hikaye baksanıza, seçim var, 100 yılın en beceriksiz yönetiminden bile GS’ı yönetmeye hala utanmadan, sıkılmadan talip olanlar var.
Tek bir abi modeli uyguluyor Polat.
Frank abi.
Onun üstünde de sadece kendisi, Adnan abi.
Her şey onun kontrolu altında.
Yeni kaptanları bile bir abi değil, herkese abi diyor tam tersine, kalan abilere mesaj mı?
Abiler Florya’da yıllardır lobiler kurdular, değerliydi hepsi ama her işe burunlarını soktular, GS 11’leri hükümetler, kabineler gibi kuruldu.
Bağımsızlardan 2, saÄŸcılardan, solculardan 2 ılımlılardan 3,radikallerden 3 filan...Â
Fenalık geldi herkese.
Sonunda gönderildiler.
Bu düzen bozulur mu?
Bozulur.
Ä°ki abi bozar, Kalli abi ve diÄŸer Adnan abi.
Onların işi de bu!
Ve...
Bugünlük bu kadar, gerisi belki bir başka cuma.
Nokta.
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper baÅŸkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'JbüÅŸüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010