Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Biri birine kızıp, bir gece evinden alabilir mi?
Alabilir herhalde.
Öyle gözüktü.
Saraçoğlu’ndan.
Pazar günü.
Ama...
Alanı da alırlar.
Herhalde.
Almalılar.
Birini gece yarısı evinden alan adamı da devlet evinden almalı.
Herhalde.
Ertesi gece.
En geç.
Ve...
Bu işler bu kadar kolay olmamalı.
Herhalde.
Laf bile olsa, torba bile dolmasa da...
Bu kadar kolay olmamalı.
Atıp tutmak.
Sallamak.
Valla.
Billa.
Devam edelim...
Bir kaç lafım daha olsun.
Köşem dolsun.
Hiç olmazsa...
Biri birini evinden almak istiyorsa, birilerini gönderip aldırır.
‘Alıcı’ kullanır.
Bin yıllık yöntemdir.
Alıcıyı içeri alırlar.
Aldıran dışarıda kalır.
Yani...
“Seni alırım” değil “aldırırım” denmesi daha doğru.
Gerçi...
Birinin birine sadece “seni evinden alırım” demesi de suç da...
Fazla uzatmayalım.
Bugünlük.
Çünkü...
Eğer uzatırsak.
Ki...
Uzatmamız lazım.
Hepimiz, evimizde rahatımızın, huzurumuzun olmasını isteriz.
Masum bir istektir bu.
Ayrıca...
Biri, birini, birilerine evinden aldırırsa, bunun için bir organizasyon gerekir.
‘Organize’ yani...
Bu adı taşıyan bölüm de bunun için var.
Bu organizasyonları bozmak için.
Ve...
Vatandaşa güvenli, huzurlu bir ortam böyle sağlanır.
Ve...
Devletin, hükümetin yanında birbirlerine “seni evinden alırım” diyenler , hala evlerinden alınmadılarsa, ciddiye alınmıyorlar demektir.
Ben de buna alınırım mesela.
Fena halde.
Ve...
Ya küfür eden yönetici mi?
Pas geçtim onu.
Bilerek.
Sadece...
Vah vah.
Yeter de artar bile.
Ona.
Ve...
Yöneticilerin bile bir gece evlerinden alınma ihtimalinin olması, protokol dışında, o statta olan herkesin, evinden çok rahat alınabileceğini gösterir.
Bunu da İstanbul Emniyet Müdürü’nün yorumlaması lazım.
Benim değil.
Bu da en sinir bozucu olanı.
Sinirleri bozar.
Bozuyor.
Moral değerlerimizi yerle bir eder.
Ediyor.
***
Bunlar, tek vuruş kadar önemlidir mesela, çift vuruş kadar da...
Deivid’in attığı gol kadar da....
Bizim Ercan(Güven) hariç kimse yazmadı.
Normal.
“Guguş mu bu ?” diyeceğim de...
Guguş belki de.
Ayrıca...
Her an evden alınabilecek durumdaysak, ne yapmamamız lazım?
Ne yapmamız?
Bunu bilmeliyiz.
N’olur n’olmaz.
Ve...
Bu konuşmalar herkesin gözü önünde oluyor.
Gazetelerde yazıyor.
Gıkı çıkmıyor kimsenin.
***
?
***
En büyük Galatasaray, en büyük Fenerbahçe.
***
Maça ailesini götüren adam, kime güvenecek?
Yöneticiye, başkana, emniyet müdürüne, valiye, bakana...
Değil mi?
Onların olduğu yerde oluyor bunlar.
Hani adama “sana koruma verelim mi?” demişler.
“Ondan beni kim koruyacak?” demiş...
O hesap...
***
Onun için istenilen seviyeye gelmiyor bu oyun.
Guguş olduğu için.
Müşteri bunun için kaçıyor.
Arzu edilen katılım olmuyor.
Enayi mi millet?
Korkuyor aileler.
Kombine sayısı, bu işleri en iyi organize eden Fenerbahçe’de bile, arzulanan sayıda değil.
20 milyon Fenerbahçeli...
Cumhuriyet...
Şu...
Bu...
Filan falan...
Ve...
Büyük başkanlar.
Sonra...
50 bin kombine satamıyor bu Fenerbahçe.
Normal mi?
Değil.
Ve...
Sebep bunlar.
Bence tabii...
Galip gelen Fenerbahçe’de bile, hala milyonlarca Fenerbahçeli bile, bu oyunun oynanış şeklinden rahatsız.
4-1’e rağmen...
Düşünün diğerlerini.
***
İki büyük camianın birbirlerinden nefret etmelerinin sebebi, birbirlerine yenilmeleri değil.
Bazı yönetici modelleri ve bazı taraftardan bozma yazar çizer tarzı, bu nefretin sebebi.
Onlar yok olsa, sorun morun kalmayacak.
Nefret de...
Aptalca örnekler verip sulandırmak istemiyorum.
Anladınız...
20 milyon Fenerli’den 50 bin kombineli çıkmamasının sebebi de bu.
Galatasaray’ın 20 binlik stadında, ilk maçında, yıldızlara rağmen, 10 bin ya vardı ya yoktu.
Kombineli sayısı Ali Sami Yen’i bile doldurmuyor.
Beşiktaş, dünyanın konum itibariyle en güzel stadında, 10 bin kombineli bulamıyor.
Guguşa bu kadar.
Fazla bile.
***
Akıllı, iyi yetişmiş, dünyayı takip eden çağdaş insanlar var ülkede.
Her sektörde var.
Mesela...
Siyaset bunları siyasete sokmuyor.
Futbol da futbola...
Kısır döngünün sebebi bu.
Ve...
Bu hafta yazılacak tek konu bu.
Bence.
Ve...
Yemişim maçını.
Golünü...
Presini...
Liberosunu...