Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları

Semih, Guiza ve Gökhan Ünal inşallah doğru yorumlar bu yazıyı.

Guiza lafın gelişi...

Yazıda var ya, burada da bulunsun.

Ne futbolculuklarına lafım olur, ne golcülüklerine, bu işlere zaten ben bakmam, ‘bizimkiler’ bakar.

‘Uzmanovski’ onlar!

Bizim Ömer mesela...

O da uzmanovskidir, pivot santrforlara bayılır, Stadyum’da yıllardır ‘pivot pivot pivot’ dedi, sonunda yanına pivot geldi.

Pivotu pivota anlattırıyor şimdi TRT.

Bu da bulunsun!

***

Bu üç golcünün huyuna suyuna, buyuna şuyuna da lafım olmaz, olamaz, tanımam etmem onları, iyi, hoş insanlardır mutlaka, saha dışında şahane adamlardır belki...

Haberin Devamı

Boş vakitlerinde küçükleri sevip, okşar, büyükleri ellerinden tutup karşıdan karşıya geçirirler belki, çiçek miçek toplarlar belki...

Filan falan...

Üçü de birer Tommiks, Teksas belki...

Lafım yok!

Sadece...

Üçünden biri ekranda ne zaman ‘oynadım-oynamadım-niye oynamadım’ muhabbetine girse, vücuduma acaip bir bitkinlik giriyor, biri boğazımı sıkıyor sanki, elim ayağım kesiliyor ‘bu hayat cekilmez ulan’ durumuna giriyorum.

Ve içiyorum!

***

Onlardan biri bizim apartmana taşınsa, kiracıysam taşınırım, kat benimse satıp taşınırım, satamazsam, kiraya verip, kiraya çıkarım.

Çıkana kadar da ya karşıma çıkarlarsa diye evden çıkmam.

Valla bu kadar!

***

Her an ’kaderimin bir oyunu bu’ şeklindeler, hep mahzunlar, hüzünlüler...

Zırt pırt ‘ölürsem kabrime gelme istemem’ durum vaziyetleri...

Bana iyi gelmiyorlar kısaca.

Sadede gelelim...

Bulundukları yerin, sahip oldukları şeylerin farkında değiller, hayatlarında yok yok!

Hala hep ‘kader kurbanı’ durum vaziyetleri...

Hala arka fonda hep kavun-beyaz peynir-rakı...

Hep ‘hakkım yendi’ muhabbetleri...

Hayatlarında olmayan, sadece ne olduklarını ve nerde olmaları gerekirken, nerde olduklarını çakozlayamamaları...

Sorun diye anlattıkları her sorun, sorun morun değil ve Allah onlara başka sorun vermesin!

Mesela oynamadığı için küsen Semih her sene 1 milyon 400 alırmış...

Euro hem de...

Aldığını oynadığına bölünce, Messi’den pahalıya geliyor.

Sadece bu bile, her an kahkaha atmasına yeter de artar ...

Haberin Devamı

Üstelik...

Oynamadığında herkes ‘ o oynamalı ‘diyor, oynasa belki ‘o oynamamalı’ diyecekler.

Bunu da çakozlayamıyor.

Mukavalesi uzatılıyor, kulüp oynamayan haline bir yıl daha 1.400 ödemeye razı.

Razı olmayan o!

***

Guiza’ya verilenle Galatasaray iki santfor bir 10, bir kaç stoper aldı, elde de iki kanatlık ve sahil yolunda bir 2+1’ lik para kaldı. Bir yılda kazandığını, geldiği kulüpte orta sahanın tümü kazanmıyor.

Hala hep ‘Küçük Guiza’!

Bu ikilinin yanına bula bula buldukları da Gökhan Ünal...

Bir başka ‘kaderimin oyunu mu bu’ durum vaziyetindeki golcü.

Udçusun udun yok, golcüsün golün yok durumundaki Gökhan!

Pes!

***

‘Allah’ım ne şanslı futbolcularız biz ohh ohh ’ diyip zil takıp oynayacaklarına, her gün her gün, mızmız da mızmız, mızmız da mızmız...

Rakıcılar pek yakında farkeder onları...

Bir tahta kare masa...

Ortasında bir ‘büyük’...

Beyaz peynir,kavun...

Dolma...

Barbunya...

Ve onlar...

Fonda da Müslüm baba ...

Rakı satışlarını bine katlarlar.

***

Koca Fenerbahçe’de o kadar adam var da bu işlere kafa yoran biri yok mu?

Haberin Devamı

Yok herhalde!

***

Hayret!

Toroğlu olmalı, o olmazsa olmaz, her kanalda bir Toroğlu olmaz

Erman Toroğlu...

Öyle veya böyle bir televizyon yıldızı o.

2 kere 2 eşittir 4!

Bu bir!

O bir ‘olmazsa olmaz’, olmalı, her yerde bir Toroğlu var, kahvede mahallede, sokakta, bakkalda çakkalda, onlarca yüzlerce, binlerce var ve ekranda da olmalı.

Bu iki!

Olacaktır da...

Bu üç!

Bir Toroğlu olmasında sıkıntı olmaz, olmalıdır, ikincisi fazla gelir, üçüncüsünü halk döver, bu model tutunca, bu işte para da var, emekli hakemler atladı, taklitleri çıktı, sıkıntı burda, her kanalda bir Toroğlu ortaya çıktı ve futbola verdiği en büyük zarar bu Toroğlu’nun.

Kötü örnek oldu.

Bu üç!

Toroğlu modeli her zaman gider, her kanalda gider, ulusalda da gider, yerelde de, dijitalde de...

Sadece yayıncı kuruluşun after-maç programında gitmez.

Gitmedi.

Bu dört!

Bu tarzın seveni vardır, hatta çoktur, lafım olmaz, beni sarmaz, bayar, ucuz, kurnaz, abidik gubidik bulurum.

Bu beş!

Kulüpler Birliği istememişmiş Toroğlu’nu, öyle diyorlar eğer doğruysa bu, onlara inat Maraton’dan gönderilmemeli, kalmalı ve Kulüpler Birliği’ndeki bir sürü başkanın yanında o zemzemle yıkanmış gibi kalır.

Bu altı!

Hocasına futbolcularının yanında ana avrat küfür eden Denizli Başkanı ve gazeteci tokatlayan Bursa Başkanı’nın olduğu yerde Toroğlu’nun lafı mı olur?

Bu yedi!

Şansal Büyüka bir ‘dokunulmaz’dır, Lig Tv’yi bilirim, başkanlar, yöneticiler oraya bulaşmak, sulanmak ister, yönetmek ister, o varken zordur, onun yerine yayıncı kuruluşun başına geleni, şamar oğlanı yapar kulüpler.

Bu sekiz!

Mutlaka razı edilmeli ve kalmalıdır.

Bu dokuz!

***

Dünyanın en güvenli ve en sıradan aracı tramvaydır.

Vatman kullanır.

Vatmanlar darılmasın alınmasınlar, alt tarafı vatmandır onlar.

Uçağa binmeden önce pilotun kim olduğunu soranı duymadım.

Vatman kimin şeyine...

Vatman vatmandır.

Götürür.

Getirir.

Biri olmazsa başka biri götürür getirir.

Hepsi bu.

Ama...

Her emekli gibi emekli vatman da dünyanın vatman-tramvay etrafında döndüğünü zanneder.

Rakı masasında bir şekilde sözü vatmana-tramvaya getirir.

Siz ‘Microsoft -Mars,uzay-Armstrong-h2so4’ diyin o ‘vatman-tramvay-ray’ der.

Bir şekilde oraya bağlar.

Ve ...

Emekli vatmanlar her hafta bir kanala dağılıp, vatmanların iç dünyasını, ne haltlar yediklerini, yiyebileceklerini, bir vatmanın yapabileceği bütün melanetlikleri saatlerce anlatırsa, kimse bir daha tramvaya binmez, lanet eder.

Vatman gören yolunu değiştirir.

***

Hakem de alt tarafı hakemdir, daha fazlası değil.

Hakemlerin istisnalar hariç, çoğunun dünyası sadece hakem ve hakemler.

Çoğu dünyanın kendi etraflarında döndüğünü zannediyor, bizi hiç ilgilendirmeyen, sonu olmayan, kısır, sıkıcı, bıktırıcı hakem sorunlarıyla bizi vıdı vıdı boğdular yıllardır.

Ekranlardan kaçırdılar.

Emekli hakemlerin gündemde kalmak istemeleri ve her hafta cak cak hakem hakkında konuşmaları sayesinde, artık hiç bir hakeme güvenmiyoruz, her hakemin her kararının altında bir şey arıyoruz.

Toroğlu’nun ve tabii onu taklit edenlerin futbola verdiği ikinci büyük zarar da bu.

Bence tabii!

***

Nokta!