Toz,duman kalktıktan sonra gözüken şu.
Galatasaray’ın orta sahasında bir ‘yalancı’ var.
Barış.
Evet.
Sadece bu.
Gözüken.
Milli takımın asistan hocaları bu defa konuştular.
Önce biri.
Sonra ikincisi.
Ve...
Üçüncüsü.
Ve...
Barış’ın ‘yalancı’ olduğunu tescil ettiler.
Bir de şu belki...
Milli takım teknik kadrosu iyi çalışıyor.
Bravo.
Onlar işlerinin ehli insanlar.
Tebrikler.
Ve...
Barış’ı yendiler.
Gerisi mi?
Barış mı?
Yemişim gerisini.
Yemişim Barış’ı.
***
Barış Özbek fena halde baskı yiyor.
Diğer Barışlar gibi.
Belli.
O mahallede de.
Bu mahallede de...
Bizim futbolun dili fazla milliyetçi,fazla maneviyatçı bu aralar.
Fazla hamasi.
Duyguları fazla sömürücü.
Yeni trend bu.
Birileri Barış’a bir yerlerde bir şeyler demiş,o da bir şeyler demek zorunda kalmış.
Bu da belli.
Korkmuş.
Belki.
Onu yönlendiren, yanlış yönlendirmiş.
Bu da belli.
Biraz pedagoji bilen biri uyanırdı bu duruma.
‘Bu nesli’ biraz tanıyan biri de...
Üç hocanın da iyi niyetli olduğunu biliyorum.
Bir açıklama yapılıp biraz diplomatik bir dil kullanılabilirdi.
Yakışırdı onlara.
Böylesi tercih edildi.
Evet soru işareti.
***
Üç hoca üç açıklama yaptı
Ve...
Barış bir ‘yalancı’.
Biliyoruz artık.
Toz dumandan sonra elimizde kalan bu.
Sadece bu.
Ve...
Şık değildi..
Bence...
Ve...
Terim bu konularda en az bizim kadar duyarlıdır, ne düşünüyor?
***
Barış çalışkan, sempatik, başarılı, tertemiz bir sporcu.
Uzaktan.
En büyük özelliği sahada her şeyini takımı için vermesi.
Uzaktan böyle.
Yakından da böyleymiş.
Miş.
Mış.
Öyledir diyelim.
Ve...
Gerek var mıydı?
Evet ,soru işareti.
***
Barış’ın durumu kendisini, ailesini ,Galatasaray’ı bağlar.
Bizi değil.
Hallederler aralarında.
Milli takımın asistan hocaları bizi bağlıyor.
Halletmeliyiz.
Aramızda.
Onlarca ,yüzlerce Barış var sırada.
Bu tarz rahatsız etti beni.
Hocalar haklı ve iyi niyetli olsalar bile.
Ve...
Terim bu konularda en az bizim kadar duyarlıdır,ne düşünüyor?
***
Ali Kırca yıllar önce bir Siyaset Meydanı’nı Almanya’dan yaptı.
Bir dede ve torunu gözlerimin önünde.
Hala.
Dede 40 senedir orada.
Türk.
100 de 100.
Uyum muyum hikaye.
Uymamış,uyamamış.
Oraya.
Torun dedeye yardımcı oluyordu almanca konuşulduğunda.
Tarzanca .
Torunun tüm sülalesi Türk.
100 de 100.
O Alman.
100 de 100.
Dede yardımcı oluyordu toruna türkçe konuşulduğunda.
Tarzanca.
Dramdı.
100 de 100.
İki ülke arasında kalıp, sıkışanların dramı.
***
Uğur Tütüneker’in Almanya’dan geldiği o dünlerdi...
Fenerbahçe’de Dalyan Klüp’te sessiz film oynuyoruz.
Yusuf da var (Duru).
Fenerbahçe de yönetici.
Bir kişi eksik.
-Oynar mısın?
-Ben futbol oynarım.
-?
Türkiye’ye futbol oynamak için geldim.
-?
Tembih etmişler.
Belli.
Biri bir şey verirse alma, tanımadığın insanlarla oynama filan...
Hele Fenerbahçeliler’le.
Aman aman aman...
Gerçi çoğumuz Galatasaraylıydık.
Semt Fenerbahçe ya...
Huylanıyordu.
Bu da belliydi.
Hatırlar.
Belki.
***
Barış’ın bir bildiği vardır .
Böyle söylemesi gerekiyordu.
Söyledi.
Bu da bence.
İdare edilebilirdi.
Edilmedi.
Ve...
“Bazen kazanmak için kaybetmek gerekir, aksi halde kazanırken kaybedersin” gibilerinden bir laf var mıdır bilmem.
Yoksa da...
Artık var.
Uydurdum.
Ve...
Zırt pırt söylenen şu” o forma kutsaldır,pazarlık konusu olmaz”cümlesi...
Hamasi bir kere.
Demode.
Hem de çok.
Devri geçmiş.
Çoktan.
Söyleniyorsa söyleyenin de devri geçmiş.
Bu da bence.
***
Kutsal...
Güçlü bir dinsel saygı uyandıran, uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.
Tanrı’ya adanmış olan, tanrısal olan, tapınılacak, yolunda can verilecek derecede sevilen.
Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen.
O forma bu durumda mı?
Hayır.
Kutsalsa, bu kadar oynanır mı kutsal olan bir şeyle?
Oynanmaz.
Nedir bu hamaset o zaman?
Nedir bu duygu sömürüsü?
Ve...
Bu Barış’ın yaptığından daha rahatsız edici.
Ve...
İsviçre’deki basın toplantısında Terim’in göğsünün sağında Nike’ın amblemi vardı, kolunda da ‘Mercedes’in ki.
Göğsünün solundaki Türk Bayrağı Nike ve Mercedes amblemiyle aynı boydaydı.
Pazarlık yapılmış.
Nike ile, Mercedes ile.
Ve...
Geri değilim.
Sponsorların önemini bilirim.
İlk bilenlerdenim.
1974 Floransa...
AB ye ilk girişim.
Ve...
35 yıldır AB’de geçen bir ömür...
Bitmedi.
Terim’in bir sonraki basın toplantısında yine beyaz t-shirt, yine turkuaz eşofman vardı.
‘Kutsal forma’ yine yoktu.
Bu defa tam ayın ,yıldızın önüne iki Coca Cola şisesi...
Coca Cola ile de pazarlık yapılmış.
Ve...
O formanın ‘o forma’ olduğunu bilse pazarlık yapmaz futbolcu.
Uyanmamıştır.
Uyanamamıştır.
Ay-yıldız, yeni formanın bir köşesinde.
Küçük.
Küçücük.
Gördün gördün...
Ve...
Görmemiştir.
Ve...
Terim bu konularda en az bizim kadar duyarlıdır, ne düşünüyor?
***
Bu bir süreç.
Sadece Barış değil.
Diğerleri de var sırada.
Baskı artıyor bu mahallede.
O mahallede de...
Ve...
Uzamasa daha.
Uzatmasalar.
Daha.
Ve...
Made in Bilgin bitirelim.
Bayılıyorum buna.
Yemişim futbolu.
Maçı.
Takımı.
Şunu bunu.
Hayat da daha kutsal şeylerde var.
Valla.
Billa.
Tabii bu da bence.
Ve Barış’a son bir şey.
Aile büyüklerinden biri yardımcı olsun okurken.
Deden filan.
Yanlış anlamanı istemem.
Beni.
Senin tarafındanım.
Fenerbahçe medyadaki ‘anonscuların’ isimlerini niye açıkla-ya-mıyor?
21 Mayıs 2010
'Süper Çöplük'ten nemalanan süper yorumcular, süper başkanlar
14 Mayıs 2010
Ankaragücü ve Trabzon Fenerbahçe'ye yatacak mı, dükkanı kapatalım mı?
7 Mayıs 2010
Galatasaray Liseli olunca insan hakları, 'Jbüşüst liseli' olunca hayvan hakları mı?
30 Nisan 2010