Bilgin Gökberk

Bilgin Gökberk

bilgingokberk@mail.com

Tüm Yazıları

Şubat 2009...

Polat,”başkan benim, kararları ben veririm, sorumlu benim”dedi.

Ben dediği o.

Herhalde.

Sezgin.

Herhalde.

Ha ben ha o...

Herhalde.

***

Haziran 2007...

Polat, Kalli ile ilgili açıklamayı yaparken yanındaki Özhan Bey ,”Futbola o bakıyor, Allah kolaylık versin” dedi.

Futbol ile ilgili kararları o dünlerde de o veriyordu.

Veya o.

Ha o, ha o...

***

O, onun Florya’daki eli kolu.

***

Şampiyon Gerets’i o kovdu.

Kalli’yi o getirdi.

O kovdu.

Cevat Hoca’yı o getirdi.

O gönderdi.

Skibbe’yi o getirdi, adamlarını göndererek altını, adamını getirerek üstünü o oydu.

Haberin Devamı

Özzzzetlersek...

Floryanın altını üstüne, üstünü altına o getirdi.

Veya o.

Ve...

Ha o, ha o!

***

92-95...

Kalli, Holmann, Saftig, Erkasap(Cevat hocamsı, bir iki haftalığına),Souness.

3 yılda 5 hoca.

2007 Haziran-2009 Ocak...

Kalli, Cevat hoca(Erkasapımsı), Skibbe, Korkmaz(şimdilik).

1.5 yılda 4 hoca.

Toplam;

4.5 yılda 9 hoca.

E pes!

***

Son 1.5 senede Adnan Bey’in ‘elini kolunu’ 4 kez çekmesi lazımdı Florya’dan.

O dünlerde de 3 senede 5 kez...

Toplam 9 kez.

Çekmedi.

Nedense!

Hala Florya da o.

Tabii o da...

Çek şu elini kolunu denir ya.

O hesap.

Çekmiyor hala.

Nedense!

E pes.

Valla.

***

96-2000...

4 yılda bir hoca var.

UEFA’yı herkes birine bağladı.

Kimi Süren’e kim Terim’e, kimi Hagi’ye...

Kimse Sezgin’e bağlamadı.

Sezginsizliğe...

Ha ha!

4 yıllığına yok olmuş.

Allahtan!

Ne olmuşsa o zaman olmuş.

Sonra...

96 ruhu çağrılırken yanlış ruh gelmiş.

92’ninki.

O gelmiş.

E ruh bu...

Bazen çağrılmadan da gelir.

Ruhsuzluğun sebebi ruh.

Ha ha!

Bu da bir ilk ve tez konusu.

***

Korkmaz’a gelince...

GS’a gelişinin altında çok fazla şey aramasın.

En kritik haftalarda Müfit, Cevat ve Adnan Bey Hocalara emanet edilen takım ne yani ona mı emanet edilmeyecek?

Büyütmesin.

Kalli her gittiğinde o-veya o- fena dağılmış.

Önce Hollmann, Saftig, Erkasap...

Sonra Cevat hoca, Skibbe...

Düşünmeden kabul etmiş.

Allahtan!

Düşünse, alınması için bir sürü neden var.

Hollmann, Saftig filan...

Anladınız.

***

Laf ona gelmişken...

Ya da ben lafı ona getirmişken.

68 de doğmuş, 80 de GS’a girmiş, 2005 de çıkmış.

25 yıl oynamış, 11 yıl kaptan olmuş.

Haberin Devamı

102 kere milli...

1 UEFA, 1Süper Kupa, 8 Lig, 6 Türkiye kupası, 5

Cumhurbaşkanlığı, 2 Başbakanlık, 6 TSYD kazanmış.

Avrupa da 101, ligde 630 maç oynamış.

Şimdi GS’ın teknik direktörü.

Oralarda doğsa bunları oralarda başarsa sadece romanını okurduk.

O da bulabilirsek...

Dünyanın her ülkesinde saygı duyulur bu hayat hikayesine.

Sadece saygı...

Ama...

Bunların hepsi hikaye.

Burada.

Yolu açık olsun, şansı yanında olsun.

HINCAL ABİ’YE SON KEZ

Son kez...

Hıncal abi geçen sene,”Hasan Bey, Aziz Bey’in baskısıyla Kemal’i GTK Başkanı yaptı” dedi.

Onlarca defa.

Bir kahvenin, bir köşesinde konuşmadı.

NTV’deydi, yanında Mehmet Bey, Haşmet, Fuat vardı.

Sabah’ta da yazdı.

Onlarca kez.

***

Bunun böyle olmadığını, Hasan Bey’i, Aziz Bey’i, Kemal’i biraz

tanıyan birinin neyin ne olduğunu bildiğini, benim bildiğimi Hıncal Abi’nin de bildiğini, bilmiyorsa öğrenmesinin 3-5 dakika süreceğini söyledim.

Yazdım.

Sonra komplo teorisi fos çıktı.

Normal.

Komplo teorisi bu.

Sonra GS şampiyon oldu.

Sonra Hıncal Abi’den ses çıkmadı.

Haberin Devamı

Normal mi?

***

Benim teorimde şöyleydi;

“Birinci teorisi fossa ikincisi de fos olabilir”.

Yani şu...

Bu TFF, bu MHK, bu GTK karar vermiş, Galatasaray’ı yaşatmayacak.

Mış.

Ve...

İki soru sordum ona.

1-Abi söylediklerinin yarısına sen inanıyor musun?

2-Niye böyle yapıyorsun?

Aradı.

1-Yazdıklarının yarısına değil, iki misline inanıyormuş, yarısını yazıyormuş.

2-Bu TFF yıkılana kadar elinden geleni yapacakmış, bu TFF’nin misyonu Galatasaray’ı yok etmek.

Miş.

Filan falan...

Anlattıklarından tatmin olmadım.

“Anlamadikos abi” dedim.

Ve yine sordum.

1-Söylediklerinin yarısına sen inanıyor musun?

2-Niye böyle yapıyorsun?

***

Sabah’da şöyle başlamış...

“Sizler olmasanız, bu kadar yoğun okumasanız, Hıncal böyle ünlü, böyle paylaşılmaz, böyle rahat bir yaşam içinde olabilir mi?”

Okurlarına sesleniyor.

Bu anlamda sormuştum ben de.

Böyle ünlü böyle paylaşılmaz böyle rahat bir yaşam içindesin. Ne yazsan okunursun bu komplo teorilerine ihtiyacın var mı?

Devam etmiş.

...Sokaktaki köpeğin havlamasına kızmam. Onun fikrini ifadesinin tek yoludur havlamak. Ama yazıyla havlayanı hoş görmem. Bana yapılacak hakaretlerin en büyüğü “Bu yazdıklarını inanarak yazdığına inanmıyorum” demektir. Bu “Sen kişisel menfaatleri, hesapları, amaçları uğruna düşündüklerinden çok farklı şeyler yazabilecek aşağılık herifin tekisin” demektir.

Allah Allah!

Buradan bu çıkar mı?

Hıncal Abi bu, çıkartır.

Ve üç beş satır sonrası...

...Son günlerde medyada yazılarını ilgi ve keyifle okuduğum dost bildiğim insanlar (biri ben)sataştılar...

...Bilgin’i hemen arayıp, nasıl yanıldıklarını uzun uzun, ayrıntılarıyla anlattım. Sonra güya yanıtımı sütunlarına aldılar. Eksik yazdılar, yazılarını aşağılamalarını sürdürerek bağladılar. Milliyet okurları önünde Bilgin’in bana bir özür borcu var...

Nerdeeeen nereye?

Değil mi?

Ve işin mok tarafı şu.

Yine anlamadikos.

Valla.

Sadece bir şey anladikos.

Abi, bu oyunu senle ve bu seviyede ve senin kurallarınla oynamak iyi gelmeyecek ruhuma.

Pas!

Bu ‘hav hav, mav hav filan’ devamında beni bozar, devam edersek ‘bizi’ de...

Seni hem sayarım, hem severim.

Dostunum.

Ufak ufak uzuyorum.

Kendi kendine oyna.

Ve...

Sana bir kahve, sade...

Bana müsaade.

Ciao!

Ve son son son bir şey....

1-Söylediklerinin yarısına sen inanıyor musun?

2-Niye böyle yapıyorsun?

TSYD’YE, JÜRİLERİN BEĞENMEDİĞİ YAZILAR -YAZARLAR- ADINA

TSYD yarışmalarına yazı göndermiyorum.

Bir kere Ercan’ın, Milliyet’in ısrarı ile zorla göndermiştim.

Ne mi oldu?

Boşverin.

Anama küfretseler daha iyiydi.

Yazılarımın başkaları tarafından değerlendirilmesi hoşuma gitmiyor.

Ya da değerlendirilememesi...

Bizim model de pek gitmiyor oralarda...

Filan falan...

***

Bu yıl bazı dallarda jüri birinciliğe ikinciliğe üçüncülüğe layık

eser bulamamış.

Mış.

Bir dalda ön jüri, büyük jüriye sunacak değerde eser bulamamış.

Mış.

Yarışmaya girenlere-yazılarına-ayıp, çok ayıp.

Bu ülkenin sporunun jürilerin kafasına uymayan, ters gelen yazılara ve yazarlara da ihtiyacı var.

Hem de fena halde.

***

Milliyetspor’u, Bizim Ercan’ı, Banu’yu, Bilal’i, ödül alan herkesi tebrik ediyorum.