Yıldızını parlatsana
Türk futbolunun uluslararası rekabete sürekli olarak katılıp gelişmesi ve en önemli gelir kaynağı sayılabilecek UEFA Şampiyonlar Ligi ile UEFA Avrupa Ligi’nde beklenen sonuçları alamaması, ortadaki tabloya bakıp başarı sayılmamalı. Önemli dersler alınacak gerçekçi hesaplarla yeni yol haritaları belirlenmelidir.
Önce ekonomik verilere bakalım. Şampiyonlar Ligi ön elemeleri ile birlikte Galatasaray 18 milyon Euro, Fenerbahçe 17 milyon 500 bin Euro gelir elde etti. Biraz daha fazla puan alsalar 20 milyon Euro’yu aşabilirlerdi. Yine de unutulmamalı ki iki ligin de 16’lardan geçip final turlarına katılmaları halinde 30 milyon ve üstünde gelir sağlayabilirlerdi.
Beşiktaş, yaşanan kötü sezonun en üzücü sonuçlarından birini UEFA Avrupa Ligi’nde aldı. İlk 24 takımın arasına giremedikleri için 28. sırada kalıp elendiler. Buna rağmen hak ettikleri 10.7 milyon Euroluk gelir, teselli kaynağı oldu. Başarısızlığa rağmen 397 milyon 184 bin lira gelir, hiç de fena sayılmamalı.Finansal rakamların ötesi düşündürücü ve kaygı verici…
Kulüplerimiz hiçbir kısıtlamaya takılmadan sahada tam 11 yabancı futbolcu ile mücadele edebiliyorlar. O nedenle dış transfer önem kazanıyor. Kadrolarını Avrupa ve Dünya yıldızları ile zenginleştirme çabası sergiliyorlar. Galatasaray’da İcardi, Osimhen, Batshuayi, Muslera, Torreira ve Mertens gibi başarılı oyuncular en pahalılar listesinde yer alıyor. Bu yılın Üç Büyükler için en önemli özelliği, bonservis bedelleriyle birlikte bazı yıllık ücretlerin de artık çift rakamlı milyon Eurolar biçimini almasıdır. Aynı yıllık ücret baremi, birkaçı hariç Türk futbolcuları için söz konusu değildir. Teknik ve taktik değerlendirmede en anahtar oyuncular yabancılardır. Evet, bazı mevkilerde başarılı Türk oyuncular da var… Ne yazık ki azınlıktalar. Hemen her türlü başarı, yabancıların eline ve ayağına endekslenmiş durumda.Bu tablonun şimdilik net görünemeyen, ama yavaş yavaş göze takılan sonuçları da var…
Yabancı yıldızlarla kariyer yarışını sürdüren pek az oyuncumuz var. Bunların önemli bir kısmı da dış transferlerde gelecek önerileri bekliyor. Üç Büyükler’de takımların sembolü olabilecek yerli yıldız beklentisi çok zayıf… Bu durumun taraftar gruplarınca hissedilen ve fark edilen sorunlardan biri olduğunu düşünüyorum. O yıldız futbolcular bir-iki yıl içinde iyi anılar bırakarak ülkemizi terk edecekler. Elde kalan yerliler taraftarların gerçek dostu, takımın emektar evlatları olmak gibi ömür boyu değişmeyecek çok büyük gurura sahip olacaklar.
Kulüp başkan ve yöneticileri onca iş arasında yukarıda anlattığımız sorunları göremeyebilirler… Ancak kendi yıldızlarını yaratmak için daha fazla geç kalmamalılar. TFF’nin önceki yönetimler tarafından oluşturulmaya çalışılan “akademi” kavramına sahip çıkmakta yarar var.
Ahmed Kutucu golüyle gelmiş
Geçen hafta oynanan maçlar içinde beni en mutlu edeni Ahmed Kutucu’nun beşinci dakikada Gaziantep FK kalesine attığı goldü. Öteden beri yerli futbolcuyu erkenden görüp uzun yıllar yararlanabilen sarı-kırmızılılar, bence “dönem” yapacak önemli bir yıldız adayına start verdiler. Herkes bilir… Galatasaraylı değilim. Yine de çabukluğu, vuruş tekniği ve hava hakimiyeti ile rahat goller atabilen Ahmet’i alkışlamaya hazırım.
Ogün ağabey
Karşıyaka’nın genç yıldız adayı iken tanıdım. Fenerbahçe’ye transfer oldu, attığı goller ve sempatik kişiliğiyle sevdim. Onun güler yüzüne ve tatlı esprilerine alışmıştık. Herkese saygının ne olduğunu gösteren bir beyefendi idi. Tevazu’nun, alçakgönüllülüğün en yüksek örneğiydi. Oğulları Okan ve Batur’a, sevenlerine, tüm futbol dünyasına baş sağlığı, abimize rahmet diliyorum.