Müjde!... Yepyeni dopinglerimiz oldu. Yıllardır doping kültüründen bir türlü kopamayan, spor alanlarındaki yaşam biçimini “doping bağımlısı” olarak kurgulayan çok sporcumuz var. İşte o sporculardan 12’si “yılın dopingcileri” olarak kürsüye çıkmayı (!) garantiledi.
Uluslararası Spor Federasyonları’nın WADA’dan (Dünya Anti Doping Ajansı) gelen raporlar doğrultusunda aldığı ceza kararları, olabilirse (!) son derece utanç verici… Daha da utanç verici olanı, bu alanda kusurlu görünüp ceza alan çoğu madalyalı evlatlarımızın, “haksızlığa uğradıkları”nı iddia etmesi… İşi daha da ileri götürenler, ‘Tam da eğildiği sırada bir görevlinin masadaki sürahiden kendi bardağına su koyarak doping maddesini ilave etmekte çok ustaca davrandığını’ söylemekte bir beis görmediler. Özetle her biri “mağdur”u oynayarak durumu geçiştirmeyi tercih etti.
Dünya minderlerindeki medar-ı iftiharımız Rıza Kayaalp de son listede yer alıyor. Anlattığına göre kulak çınlaması için önleyici ilaç alırken böyle bir tuzağa yakalanmış… Aldığı ceza 4 yıllık… Masum yanlışlar, hatalı uygulamalar ve bir yığın hafifletici neden dururken düzenlenen rapor, World Wrestling’i (Dünya Güreş Federasyonu) dört yıllık cezaya yönlendirmiş. Kimse ağlamasın! Kurallara uygun, dürüst ve temiz mücadele eden her sporcuyu destekleriz. Ama garip nedenlerle böylesi bir cezayı almak, kimse kusura bakmasın, bile bile kendilerine zarar verecek bir oyunu oynamak anlamına geliyor.
2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda Güney Afrika doğumlu kızımız Karin Melis Mey, kadınlar uzun atlamada finale kadar yükseldi. Final müsabakalarından hemen önce World Athletic (Dünya Atletizm Federasyonu) yöneticilerinden biri, kafilemizdeki yetkililerden birine özel bir ricada bulundu: “Londra’yı dopingin tartışıldığı bir olimpiyat olarak anmak istemiyoruz. Karin’in doping raporları hazır. Oyunlardan sonra gereği yapılacak. Ama şimdi yarışa devam ederse, doping açıklamasıyla diskalifiye edilebilir” dedi. Şu kadere bakın yani… Kızımız tam da madalyaya giderken, dış odaklar tarafından engellendi!
Başka komşiklikler de var. 2004’de Halil Mutlu, doping raporuyla Atina’dan gönderilirken dönemin Spor Bakanı Mehmet Ali Şahin, sporcumuza kol kanat gererek, rakiplerinin oyununa takıldığını söyledi…
Özetle doping yapan arkadaşlar talihsizlik, tuzağa düşmek ve küçük ölçekte ilaç almakla kendilerini savunurken,”mağdur”u oynarken devletin koruması ve desteğini gördüler.
Her neyse.. Günümüze dönelim… Halterde tam 7 sporcumuz 2’şer yıl ceza aldı. Cezanın bitiminde kariyerlerine devam edebilecekler. Güreşte Rıza Kayaalp’in yanında Yakup Gör 2 yıl ceza aldı. Boksta da 3 sporcumuz 2’şer yıl cezalı.
7 sporcumuzun ceza aldığı halterde Türkiye’nin takım olarak uluslararası federasyonların düzenlediği müsabakalardan men edilmesi de gündemde!
Özet: Türk sporcuları, şampiyonalardan aldıkları madalyaların yanı sıra devletin de büyük para ödülleri verdiğini bilerek dopinge başvuruyorlar. Babalarının 20 yılda erişemeyeceği parayı görerek aileyi kurtarma niyeti büyük dramalar yaratıyor. Onları anlıyorum. Üzülüyorum. Ama korunmalarına ve bile bile lades hallerine anlayış gösteremem. Spor teşkilatı da artık daha duyarlı olmalı, bazı federasyon başkanları istifa etmelidir
Olimpik notlar
TRT SPOR’da “Manşet” programına konuk olan TMOK Başkan adayı Ahmet Gülüm, yapılanları ve yapılamayanları eleştirmek yerine kendi vizyonu ve hazırlığı ile ilgili olarak:
“TMOK bugünkü gelirlerinin üçe katlanmasıyla daha iyi hizmet verebilir” dedi. Bravo, temiz ve dürüst bir duruş! TMOK Başkanı Uğur Erdener de “IOC (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) Olimpiyata hazırlanan 148 sporcumuza her ay düzenli olarak 600 dolarlık destek ücreti ödüyor. Yaklaşık asgari ücret gibi kabul edebiliriz. Devletin de aynı sporculara 2 yıl süreyle asgari ücretin üstünde ödeme yaptığını dikkate aldığımızda olimpiyatlara hazırlanan sporcularımızın maddi sıkıntılarını mümkün ölçüde önleyebiliyoruz” şeklinde konuştu.
Haydi, TMOK kongresinden bir de gülücük: Efendim Türkiye Futbol Federasyonu, TMOK’a yatırması gereken yıllık aidatı henüz ödememiş. Toplam borç miktarı 450 bin TL… Cuma günü akşamına kadar ödenmezse, TFF kongrede temsil edilemeyecek. Bakalım, nasıl olcek?