E vrensel spor anlayışının en büyük otoritesi (IOC) Uluslararası Olimpiyat Komitesi’dir. Bildiğiniz, tanıdığınız spor federasyonlarının üst kuruluşu gibidir. Olimpizmin temel felsefesini “Olimpik Hareket” başlığıyla sürekli olarak geliştirir.
IOC’nin yapısını oluşturan en önemli kurumlardan biri de tüm dünya komiteleriyle birlikte (TMOK) Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’dir.
1908’de kurulup tarihsel dönüşümlerden başarıyla geçen TMOK, sporla ilgili sivil toplum kuruluşu olarak da saygıyla benimsendi. Günlük spor olaylarında vitrinde değil, ama resmi kurumlarla birlikte önemli roller üstlendi.
Yorucu girişten sonra olimpik gündeme girebiliriz. TMOK, 100 yılı çoktan geride bırakan tarihi içinde pek az “çok adaylı” kongreye gitti. Gelecek ay (8/15) Mart’ta yapılacak olağan genel kurulda Başkan Prof. Dr. Uğur Erdener ile Türkiye Voleybol Federasyonu’nun eski başkanlarından Ahmet Gülüm, olimpik direksiyona geçmek için yoğun hazırlıklar sürdürüyorlar.
İşbaşındaki TMOK Başkanı Uğur Erdener, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin genel kurulunda ayrıcalıklı bir kabulle “bireysel statü” sahibi oldu. IOC genel kurulunda sandalyeye sahiptir. Erdener 2011 yılında Togay Bayatlı’nın ayrılmasıyla üstlendiği TMOK Başkanlığı görevini 4’er yıllık periyotlarla 3 kez üst üste seçilerek sürdürdü. Erdener’in yeniden aday olmasında Uluslararası Okçuluk Federasyonu başkanlığının yanı sıra göz cerrahisindeki başarı ve uluslararası bilim çevrelerinde yaptığı yayınlar da etkili oldu. Hacettepe Üniversitesi rektörlüğü de yapan Erdener 2016’da yeni başkan Thomas Bach’la birlikte IOC 1. Başkan Vekilliği’ni üstlendi.
Ahmet Gülüm’ü de tanırım. Dostumdur. Enerjik, dinamik ve vizyoner bir spor adamıdır. TVF Başkanlığı’nı bıraktıktan sonra spor organizasyonlarının gerçekleşmesinde başarılı katkıları olan Gülüm, cesur bir karar alarak medyanın en sıkıntılı olduğu dönemlerde Sports TV’yi kurup önemli başarılar sağladı. Profesyonel spor gazetecileriyle birlikte çalışması da ayrıca takdir edilmelidir. İyi bir dosyaları olduğunu öğrendim.
Ahmet Gülüm dostum ve Selcan Teoman kardeşim aradı, kongreyi konuştuk.
Burada belirtmeliyim… Sevgili Ahmet, TMOK’da 1-2 dönem yöneticilik yapmadan dışarıdan, doğrudan başkan adaylığına soyundu. Keşke Erdener ile birlikte çalışsalardı. Maalesef listeleri birleştirerek ortak bir ekip yapma olanağı da zor.. Erdener ve Gülüm’e aynı mesafeden başarılar diliyorum.
En kötü yerli en iyi yabancı
Futbolumuzun hazinesindeki en değerli parçalar Üç Büyükler’in efsane rekabetine dayalı, tarih oluşturan maçlardır. Yüz yıl geride kalan büyük dostluk hareketleri, kavgalar, sonra da stadyumdaki şapkalı, şık tayyörlü kadın seyircilerin, tribünden sahaya inip el uzatarak tarafları ayırmasıdır. Bu olay sadece spor efsanesi olarak kalmadı, Türk halkının “kadına saygı” örneklerinden birini de oluşturdu.
Günümüze dönersek… Baş başa yalnız kaldıkları şampiyonluk rekabetini maalesef çok gerdiler, paranoya alınganlıklarıyla acaip iddiaları sahiplendiler. İş geldi, yabancı hakem görevlendirilmesine. Bu uygulamaya gidilirse, tüm profesyonel liglerde hakemlerimize karşı, travma yaratan unutulmaz bir darbeye tanık olacağız… En kötü yerli, en iyi yabancıdan daha iyidir!