Mourinho sezonu bitirir mi?
En başta Senad Ok, Fenerbahçe uzmanı meslektaşlarımla konuştum. Hemen söylemeliyim: Geldiği günden beri Jose Mourinho’nun sezonu bitirmeden Fenerbahçe’den ayrılabileceğini düşünüyorum. Hayır, elimde haber diyebileceğim ciddi bir bilgi yok… Mourinho tarafının ya da Fenerbahçe başkan ve yöneticilerinin de gündemlerinde böyle bir konu olmadığını öğrendim. Ancak meslektaşlarımda böyle bir tartışma başlamış bile.
Olayları önceden kestirip sonunu gören bazı arkadaşlarım bu konuyu yazmamda bana daha da cesaret verdi. Yıllarca bir arada çalıştığımız ve futbol bilgisine güvendiğim dostum Kemal Belgin, “Kasım ayında ayrılık görüyorum. Böyle giderse Kasım’ın ilk haftasında ya da sonlarına doğru bize veda edebilir” dedi.
Senad Ok böyle bir ayrılık beklemiyor ama, çok daha farklı olayları anımsatıyor: “Jose Mouriho geldiği günden beri biraz yukardan, üsttenci bir dille konuşuyor. Ama asıl özelliği kendi tercihlerine kendi sistemine sıkı sıkıya bağlı olması… Adeta inat etmesi.. Oysa bu tip ısrarcı direnmeler Fenerbahçe’de pek başarılı olmadı. Bugüne kadar Daum Alex’i, Zico da Deivid ve Kezman’ı eleştiriler doğrultusunda oynatarak şampiyonluk yakaladılar. Perreira ve Jorge Jesus ise kendi tercihlerinde ısrarcıydılar. Böyle bakınca Mouriho’nun başarı şansı azalıyor”
HaberTürk Spor’a geçiş yapan Gürcan Bilgiç, “Mourinho her şeye rağmen sezon sonunu görür” diyor, “Hangi pozisyonla, hangi durumda olacağını hep tartışacağız.”
Mourinho ile ilgili en göze batan durum: Geçen sezonun teknik patronu İsmail Kartal’ın gerisine düşmesi. Kartal 8 maçta 8 galibiyetle 24 puan toplarken, Mourinho’nun aynı sürede 7 puan kaybı (1M, 2B) var. Elbette dörtte biri henüz tamamlanmakta olan Süper Lig’de bugünden yolun sonunu görmek çok iddialı olur. Ancak üç puanlı sistemde Mourinho’nun takımını adeta 2 puanlı sistemle oynatıyor görünmesi kaygıları artırıyor.
Oyuncu tercihleriyle ilgili itirazlar da var. Formda ve golcü İrfan Can Kahveci’yi, hep kulübeden oyuna alması. Tadic ve Szymanski’nin oynadığı mevkilerde değişiklikler yapmaması da yadırganıyor.
Mourinho futbolun en değerli hocalarından biri. Ancak onda Guardiola ya da Jürgen Klopp gibi yenilikler deneme alışkanlığı yok. Kendisini yenileyememesine rağmen hala “Çok Özel Biri” diye saygı görüyor. Bu durumun Fenerbahçe’ye yetmediğini düşünüyorum.
Son olarak Fenerbahçe bu ligin yavaş takımlarından biri… Neyse ki Mourinho tek sözcükle ne demek istediğimizi anlar: Tempo, tempoo!.
Yeter artık, barışın
Panathinaikos ve Basketbol Milli Takım Baş Antrenörü Ergin Ataman, geçenlerde Galatasaray ile oynadıkları özel maç sırasında Sarı -kırmızılı taraftarları Fenerbahçe galibiyetine gönderme yaparak parmaklarıyla 3-1 işareti verip selamlamış, alkış almıştı. Fenerbahçe Spor Kulübü haklı olarak centilmenlik dışı davranan Ataman’ı protesto etti. Hoca da özür diledi. Ancak kulüp yönetimi bu özürü yok saydığı gibi Milli Takım’a oyuncu göndermeyeceğini de açıkladı.
Ataman’la konuştum. Macaristan’la oynanacak Avrupa Şampiyonası elemelerinden önce kadroya Fenerbahçeli oyuncu çağırıp çağırmayacağını merak ettim. Böylece sıkıntıya ve cezaya yol açmadan sorun giderilmiş olurdu. Hoca aynen şunları söyledi: “Ben Milli Takım antrenörüyüm. Görevim, olabilecek en ideal kadroyu seçip çalıştırmak ve oynatmaktır. Bu anlamda benim yapacağım bir şey yok.”
Basketbol Disiplin Yönergesi’ne göre Milli Takım’ın çağrısına uymayanlar, bir aydan bir yıla (Md.27/1) kadar cezalandırılabilecek. Oyuncular dışındaki ilgili kişiler ise 6 aya kadar hak mahrumiyeti ile 100 bin liralık para cezası alacak.
Fenerbahçe Başkanı ve yöneticilere çağrım şudur: Bu çatışmanın hiç kimseye, hiçbir kuruma yararı yok. Aksine sıkıntılı bir durum söz konusu. Yeteri kadar tepki gösterildiğini düşünüyorum. Özür dilendiğine göre… Fenerbahçe Milli Takım’da sorun yaratacak bu tatsız karardan vazgeçmelidir.
Kadın mı, yüzde 13 mü?
Çok ayıp, çok!
Bu yıl 100. Kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye İş Bankası’nın da ana sponsorluğu üstlenmesiyle cazibesi artan İstanbul Maratonu, 46. kez koşulacak. Şimdiden anımsatmak isterim. 50. Yıl için özel etkinlikler düzenlenmeli. Şimdiden program hazırlıkları yapılmalı.
Günümüze dönersek… Spor İstanbul Genel Müdürü Renay Onur’un açıklamasına göre koşucu adedi 40 binle sınırlandırıldı. Bıraksanız 100 bin kişi de koşar fakat köprünün “rezonans güvenliği” açısından böyle karar alınmış.
Toplam katılım sayısı sınırlanırken, kadın yarışmacıların oranını da merak ettim. Renay Onur, “ Bu yıl yüzde 13’e eriştik” dedi. Çok ayıp ve çok düşük bir oran. Toplumumuzda özenle geliştirmemiz, güven altına almamız gereken kadınlarımızı Asya’dan Avrupa’ya koşarken de görmek istiyor. Gelecek yıl da sayacağım, ona göre.