Mourinho, Jose’yi yendi

Haberin Devamı

Adana’daki maçın birkaç dinamiği var: Aşırı “özgüven” duygusuyla en umutsuz anlarda ortaya çıkıp yükselen “umut”... Galatasaray’ın takıldığı Hatay maçındaki beraberlikten sonra Fenerbahçe’nin “farklı kazanma” motivasyonu... Demirsporlu oyuncuların takımın finansal durumunu unutup kendilerini hatırlayarak kariyerlerinde unutulmayacak bir maça adlarını yazdırma isteği.
Daha da ötesi... Üçlü savunmayla oyuna başlarken Mert Müldür ve Levent Mercan’ı emanetçi stoper olarak sahaya süren, belki de Lyon maçına sakladığı Çağlar Söyüncü’yü kenarda tutup, sonradan oyuna sokan Mourinho... Hoca gayet sakin başladığı maçta dakikalar ilerledikçe asabi hallere büründü. Elini, kolunu öfkeyle açıp peş peşe tepkiler gösterdi. Bir bakıma haksız da sayılmazdı. Sonra sarı kartı gördü. Dörtlü orta alanda oyunu kontrol eden Fred ve Szymanski, beklenen kurguyu ve baskıyı oluşturamadılar. Kanatlarda Oğuz Aydın ve Kostic’in katkıları da yetersizdi.
İrfan Can Kahveci’ye de bakalım... Son zamanlarda Mourinho’nun ihmal ettiği yıldız oyuncu on birde maça başladı. Bu defa çift santrfor Dzeko ile En Nesyri’nin arkasında gol pozisyonlarını başlatacak, yönetecek ve golü attıracaktı. Ne yazık ki o da bekleneni veremedi.
Arada yeni “ithal” VAR hakemlerine de değinelim: Danimarkalı Sandi Putros, iki golün öncesinde faul yapıldığı gerekçesiyle Halil Umut Meler’i ekranda pozisyonu izlemeye davet etti. Hakçası, biz bize iken dikkati çekmeyen o fauller ikisinde de isabetli biçimde Meler’in golleri iptal etmesine “yardımcı” oldu.
Neyse ki VAR’dan önce Mourinho vardı. Portekizli Hoca, Çağlar, Osayi, Tadic ve Cenk Tosun’u oyuna sürerek hayal kırıklığı yerine umut çiçekleri devşirdi.
Maçın en çalışkan adamları Dzeko, En Nesyri, Tadic ve Amrabat’tı.
Evet, maçı Mourinho kazandı... Baktı ki olacak gibi değil... İlk yarıdaki Mourinho’dan vazgeçti aslına döndü. Cenk Tosun, Fenerbahçe’deki ilk golünü attı. Tadic, 2 asisti ile büyüklüğünü ortaya koydu.
Haydi, dahası da dahası... Puan farkı 6’ya indi, heyecan ibresi yükseldi.
***
Erdoğan Arıkan’a: TRT’de nöbet bitmez... O yüzden hem hayata, hem göreve devam mecburiyeti var... Devam etmeni diliyoruz kardeşim. Geçmiş olsun, senin için en iyisini diliyoruz.