Avrupa Şampiyonluğu, sporda elbette çok değerli bir unvandır. Değeri, spor dalına göre değişir. Takım oyunlarında, hangi dal olursa olsun, Avrupa Şampiyonluğu kazanırsak havalara uçarız. Onur duyarız. Gururlanırız. Kadın voleybolcularımız, Filenin Sultanları, bizi öyle uçurdu ki henüz yere inmiş değiliz. Elbette uçuyoruz. Çünkü A takım seviyesinde ilk defa şampiyonuz…
Peki, bireysel dallarda? O şampiyonluğun değeri, spor dalına göre, sporcuya göre değişir. Örneğin grekoromen güreşte 130 kiloda 12 kez Avrupa Şampiyonu olan Rıza Kayaalp, elbette efsane sporcudur. Ama bizce o şampiyonluklar Rıza için sıradan işlerden biridir. Onun gözü dünya şampiyonluğunda da değil, kürsüde 5 kez altın basamağına çıktı. Ama kendisi dahil, hepimizi havalara uçuracak bir hedefi var: Olimpiyat Şampiyonluğu. Bekliyoruz.
Voleybolcularımıza gelince… Brüksel’deki şampiyonluğa kadar gümüş ve bronz madalyalar aldılar. Gelişen kariyerleriyle uluslararası yıldız statüsü kazandılar. Başarıda devamlılık ve kararlılık gösterip istatistik oluşturdular. Türkiye Kadın Voleybol Milli Takımı önce Milletler Ligi’nde şampiyon oldu. Hemen ardından Avrupa Şampiyonluğu unvanını kazanıp dünya sıralamasında 1 numaradaki yerini korudu. Voleybol dünyasının devlerinden sonra Avrupa şampiyonlarını da peş peşe yenerek ayakta alkışlanacak bir başarı gösterdi. Bu başarı salonlardan taşıp tüm yurtta hepimize yeniden “biz” duygusunu yaşattı. Gururlandık, duygulandık, göz yaşlarına boğulduk, mutlu olduk.
Şimdi çok merak edilen ayrıntılara geçiyorum: Kupa seremonisinde CEV’in şampiyon takım için ortaya koyduğu 500 bin Euroluk ödülün kocaman sembolik çekini aldılar ve hemen arka tarafa bıraktılar. Aşkın parayı yendiği bir andı o. Çok etkilendim. Peki o para nasıl dağıtılacak? TVF Başkanı Mehmet Akif Üstündağ dostum açıkladı: “Elimizi sürmeyiz. O parayı takıma, teknik ekibe ve hizmetin görünmez kahramanlarına dağıtacağız.” Güzel para, helal olsun. Güle güle harcasınlar.
Türkiye Voleybol Federasyonu’nun yıllık bütçesi 160 milyon TL… 30’a yakın sponsorları var. Verdikleri paranın açıklanmasını istemiyorlar. Bazı olaylar ve rekabet nedeniyle haklı olduklarını düşünüyorum.
Akif Başkan’a takıldım: “O paradan emektar Guidetti’ye de küçük bir pay vermeyi düşünüyor musunuz?” Üstündağ güldü, ”Şaka yaptığını biliyorum. Guidetti bizi üzdü” dedi.
Başkan anlattı ki yakın bir geçmişe kadar Milli Takımın antrenörlüğünü yapan, Vakıfbank takımında mesleğine devam eden, Türk eşi Bahar hanım ve küçük kızıyla İstanbul’da yaşayan, bize bir çok oyuncu kazandıran Giovanni Guidetti, Sırbistan’ın başında yer aldığı finalden sonra, bizimkileri tebrik etmemiş.
Özetle “enişte” ayıp etmiş!
Vargas Hava Yollar
TRT Spor Spikeri sevgili dostum Mehmet Sevinç’i özellikle kutluyorum. Voleyboldaki tartışılmaz uzmanlığı ve sunumuyla hem finali anlattı, hem izlenimlerini aktardı hem de voleybol eski milli oyuncumuz Özlem Özçelik’le kısa yorumlarla heyecanımıza yön verdi. Mehmet’in Vargas’la ilgili tanımlamaları da coşkuluydu. Malatyalı (!) kızımız smaçlarıyla sayı aldıkça uçuyordu Mehmet. Sonunda “Vargas Hava Yolları diye anonstan kendini alamadı.. Ve final anları. “Vargaass.. Vargaas.. 41.sayı.. Maçı bitiriyor. Avrupa Şampiyonuyuz. 41 kere maaşallah!” Sana da maaşallah, ağzına sağlık Mehmet!
Kuntz “güven” istiyor
A Milli Takım Teknik Direktörü Stefan Kuntz, Ermenistan maçı hazırlıkları başlarken Avrupa Şampiyonluğu kazanan voleybolcularımızı ve meslektaşı Daniele Santarelli’yi kutladıktan sonra özetle şunları söyledi: “Bu başarı, milli takımları çalıştıran yabancı antrenörlere güvenin artmasına katkıda bulunabilir.”
Anlayamadım, Kuntz’un bir “güven” kaygısı mı var? Hiç sanmıyorum. Çok rahat bir çalışma ortamı… Tıkır tıkır ödenen maaş, yardımcı kadrolar… Tecrübeli yıldızlar ve genç yıldız adaylarıyla çok şeyler vaad eden bir takım… Ne zaman geldin, nasıl gittin, diye sormayan bir anlayış. Eh, puan cetvelindeki pozisyonumuz da en azından şimdilik Almanya yolunu açık tuttuğuna göre..
Keyfine bak Herr Kuntz… Üzme kendini!
Beşiktaş’ın 5 haftalık Afrika serüveni
Beşiktaş, aradığı stoperi nihayet buldu. Manchester United’da oynayan Fildişi Sahilli Eric Bailly Siyah-beyazlı takıma katılan sekizinci Afrikalı oldu. Lucescu’nun bildiğimiz ironi alışkanlığıyla bizimkileri “Afrika Milli Takımı” olarak tanımlaması hiç de kötü bir şey değil. Hele Aboubakar’ın alınacağı bir ima da yok. Her neyse… Asıl mesele, iklim değişiklikleri nedeniyle 13 Ocak-11 Şubat tarihlerine kaydırılan Afrika Uluslar Kupası maçının Beşiktaş’ta yaratacağı 5 haftalık sıkıntı… Elbette 8 oyuncu şampiyona sonuna kadar orada kalmayacak. Ama yine de finale kadar devam edecek takımlarda Beşiktaşlı oyuncuların ikisi, üçü, hatta dördü olabilir. O yüzden Şenol Hoca’nın acilen alternatif bir kadro oluşturup beş haftalık özel çalışma yapması gerekebilir.
Kolay gelsin Hocam.