Maçın hemen başında Trezeguet ile Umut Bozok, girdikleri pozisyonda ‘ben atayım’ sevdasında değil de uygun pozisyonda olan Naci’ye topu vermiş olsaydı; Trabzonspor’un maça önde başlaması işten bile değildi. Öne geçmiş olsalar ev sahibi takım geniş alanda, Trabzonspor alan daraltarak, bekleyerek oynamaya başlayacaktı ki...
Trezeguet ile Umut Bozok’un yapmadığı yardımlaşmayı, Trabzonspor’un kapısından dönen, transferi yılan hikayesine dönen Efecan, takım arkadaşlarıyla yaptı ama… Son şampiyon Trabzonspor’u deyim yerindeyse yerle bir etti, attı, attırdı, oynadı, oynattı Efecan…
Trabzonspor’un bu sezon transfer ettiği 13 oyuncudan oynayanlara bakın, bir de almadığı Efecan’ın yaptıklarına bakın!
Oyunu kendi sahasında kabul eden, alan daraltarak oynayan ev sahibi, ilk atağında golü bulunca, her anlamda dağılan, geniş alanlar bırakan Trabzonspor’un kalesine her gidişinde gol olup yağdı; altı defa geldiler, elleri boş dönmediler.
Maçın başında Trezeguet ile Umut kaçırdı kaçırmasına da, Trabzonspor defansı da adam kaçırmakta sabıkalı! Vallahi o defansa sahip takıma gol atamayan forveti teknik adamlar kızılcık çubuğu ile kovalar!
Bordo-mavili takımın defansı sezon başından bu yana gelene, gidene yol vermesi, Trabzonspor’un yüz gündür deplasmanda yüzünün gülmemesi, yüz güldürmemeleri, kısaca ligin ortasında lige havlu atmaları bu yüzden değil mi?
Defans kumdan kale gibi her üflemede yıkılıyor! Gbamin’den stoper, Larsen’sen sağ bek olursa, Eren o şekil oynarsa sonuç kaçınılmaz oluyor… Üstelik Hugo da dökülmeye başladı…
Birkaç ay önce insanları sevinçten sokağa döken, mutlu eden bir takım bu kadar mı değişir?
Boşuna dememişler, Trabzonspor’un en büyük rakibi kendi içindedir. Kim ve kimler bu transferlere ‘onay’ vermişse…
Bir yılda bu kadar, böyle bir değişim! Mutluluktan, üzüntüye! Tepeden, dibe, inanılır gibi değil!
Lafı uzatmanın gereği yok, yanlış kadro mühendisliğinin sıkıntısını çekiyor Trabzonspor. Şampiyon kadro ile bu kadar oynanırsa, kaliteli oyuncular yerine sıradan oyuncularla yolu çıkılırsa olacağı buydu…
Trabzonsporluların içini acıtan, yakan, şampiyon olan takımın birkaç ay içinde bu durumlara düşmesidir. Bir yıl evvel şampiyon olan bir takımın böyle bir duruma düşmesi de herhalde dünyada bir ilktir…