Türkiye Kupası final karşılaşmasının Olimpiyat Stadı’nda oynanacak olması Trabzonsporluları bayağı mutlu etmiştir. Nasıl mutlu olmasınlar, daha önce orada oynadıkları beş kupa finalini de kazanmış Trabzonspor.
Hal böyle olunca geçmiş yıllarda olduğu gibi; Trabzon ve İstanbul başta olmak üzere yurdun dört bir yanında ikamet eden Trabzonsporlular Olimpiyat’a akacaktır…
Ayrıca Trabzonsporluların çok da anısı vardır Olimpiyat’la alakalı. Hazır yeri gelmişken bir tanesini paylaşalım, seneler evvel bir arkadaşımızın bize anlattığı, bizim de kaleme aldığımız hikâyeyi…
Keyif alacağınızı umarak o günü tekrar yaşayalım, hatırlatalım istedik…
**
Aralık ayında araçlar koro halinde meleyen keçi sürüsü gibi ilerlerken İstanbul’da…
Trabzonsporluların çok olduğu bir mekânda (kahvehane), günlerdir İBB-Trabzonspor maçının oynanacağı tarihi beynine kazıyan Trabzonsporlu kardeşimiz, düğününe birkaç gün kala yengeç kıskaçları gibi sıkıca kavradığı düğün davetiyesini arkadaşına uzatır:
- Evleniyorum!
Davetiyeyi cam kürede billur falına bakan Çingene gibi inceleyen genç adam, okudukları karşısında şaşkına döner:
- 12 Aralık mı?
- He... Ne oldi, evlenmeme şaşırdın mı?
- Ula sen delirdin mi? 12 Aralık'ta Trabzonspor’un maçı var.
- Ne dersun?
- Ben demiyorum, fikstür diyor!
**
Neye uğradığını şaşıran damat adayı, kafasına deliksiz bir naylon torba geçirilmişçesine bir müddet hava alamadı! Bir yandan çöpleri didikleyen karga dikkatiyle davetiyeye bakıyor, diğer yandan kafasını bir sağa, bir sola sallıyordu:
- Hem de aynı saatte... Vay anasını be, nasıl da hesaplayamadık!
- Evet, o saatte Trabzonspor sahada, biz tribünde oynayacağız. Sen o gün düğüne değil adam, nikâha şahit bulamazsın!
**
İşler iyice sarpa sarmış, misina gibi karışmıştır…!
Duydukları karşısında, yüzü aylardır ütü görmemiş çamaşıra dönen damat adayı, duvara yansımış bir gölgeyle konuşuyormuş gibi davranmaya başladı.
Dumanı tüten çay bardağını masanın üstüne bırakıp, "Bu düğün iptal edilecek!" dediğinde, salonda oturanların kafası bir yerden komut almışçasına sesin geldiği tarafa döner.
**
Karşı masadan yeni doğmuş tay gibi sendeleyerek gelen elli yaşlarındaki adam kızgınlığından, söğüt ağaçlarını kemiren kunduz gibi dişlerinin arasına koyduğu davetiyeyi eline alıp sallamaya başlar:
- Bu işi bana bırakın. İlgililere durumu ben anlatırım. Trabzonspor işin içine girince akan sular durur!
Ceketinin cebinden çıkarttığı fiyakalı telefonuyla ilgililere ulaşır cin gibi adam.
Giriş, gelişme bölümü yapılır, sıra sadede gelir:
- Düğün tarihimiz 12 Aralık günü. Ancak o tarihte cenazemiz var beyefendi! Yardımcı olun bize lütfen!
Telefonun diğer ucundaki ilgili-yetkili kişi ufak bir araştırma yaptıktan ve de biraz düşündükten sonra:
- Başınız sağ olsun. Fakat sizin düğün tarihi ayın 12’sinde değil, 11’inde. Galiba tarih konusunda bir yanlış anlaşılma var. Ha, madem böyle bir durum söz konusu, biz yine de elimizden geleni yaparız.
Bizimki, fren balataları yeni değişen araba gibi ‘zank’ diye durur:
- Gerek yok kalsın, kalsın... Zahmet etmeyelim, biz önce düğünü yapar, cenazeyi de bir şekil hallederiz!
**
Konuşulanları dinleyip içi rahatlayan, düğün tarihini İBB-Trabzonspor maçının oynanacağı tarihle karıştırıp davetiyeyi yanlış bastıran Trabzonsporlu genç, balarılarının çiçeklerden havalanıp kovanlarına dönmesi gibi soluğu matbaada alır…
Sonrası bildiğiniz gibi; 11 Aralık günü başlayan düğün ayın 12’sinde 61 bin Trabzonsporlunun katılımıyla sona erer.
Trabzonspor da o zamanki adıyla İBB’yi deyim yerindeyse yerle bir eder!
**
İşte o Trabzonspor, bu hafta sonu lig 3’ncülüğü için eski adı İBB, yeni adı Başakşehir’le, 23 Mayıs perşembe günü de Türkiye Kupası için Beşiktaş’la karşılaşacak…