Aksal Yavuz

Aksal Yavuz

aksalyavuz@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Mehmet Dalman, Hüsnü Civelek, Neşet Akyazı, Kürşat Akyazı, İsmail Akyazı, Hasan Sevgi, Ziya Kara, Yusuf Sevgi, Gökmen Karakullukçu, Alaattin Aygün, Kemal Yılmaz, Bülent Dönmez, Faruk Genç, Şerafettin Vanlıoğlu, Hasan Köse, Mümin Aydın, Ali Küçük, Mustafa Çelik, Ahmet Satılmış, Murat Akçelik, Zeynep Mehmetoğlu, Tuğba Akçelik, Mehmet Erdoğan, Eyüp Yusuf’u unutmak, unutturmak mümkün değil, hepsinin hikayesi farklıdır; yürekleri dağlayan, akla gelince dakikalarca ağlatan…
Ruhları şad, mekanları cennet olsun…
Onlar, Trabzonspor’un şampiyonluğunu göremediler ancak yakınları, sevenleri mezarlarına gidip her birinin ruhuna Fatiha okuduktan sonra uğruna can verdikleri takımlarının şampiyon olduğunun müjdesini vermişlerdir…
Ve…
2009 Yılında trafik kazasında aramızdan ayrılan Bünyamin Kahriman, Serhat Kırkayak, Mesut Keleş’e de…
**
Hatırlatalım 2009 yılının aralık ayında milyonlarca Trabzonsporlunun içini yakan o kara geceyi….
Fidan gibi delikanlılar, Bünyamin Kahriman (24), Serhat Kırkayak (23), Mesut Keleş de (19), Ankara’da öğrenciydiler. Okuyup büyük adam olacaklardı. Ülkede birbirlerine düşman kesilenlere, tribünlerde kıyasıya kavga edenlere ders vereceklerdi…
Trabzonspor-Fenerbahçe maçı öncesi bir araya gelip, Trabzon’a gitmeye karar kılmışlardı…
Cümle âleme ibret olsun, örnek olsun diye Fenerbahçeli Ahmet Muhammed Demirel’i de Avni Aker’e buyur etmişlerdi.
**
Serhat, Ankara’da ikamet ediyordu. Kendine ait internet sitesinde Trabzonsporluluğunu şöyle özetlemişti:
"Bordo mavi kefenim olsun, Trabzonspor’um bu sene şampiyon olsun."
Bünyamin, Akçaabatlı, bıyıkları yeni terlemeye başlayan Mesut, Manisalıydı. Belki de o Mesut, yıllar sonra Trabzonspor’un efsane başkanı Şamil Ekinci gibi olacaktı.
**
Güle oynaya, bayrak sallaya vardılar Trabzon’a.
Ufacık arabayla tur attılar şehrin göbeğinde, bazı yerlerinde…
Trabzon’u ilk kez gören gençler düşünmüştür:
'Bu ufacık şehirde böyle büyük takım he!'
Trabzon’u iyi bilen Bünyamin, yanındakilere hissettirmeden, 'niye çocukluğumda olduğu gibi şen değil bu şehir?' diye de sormuştur kendi kendine.
**
El ele, kol kola izlenilen maç sonrası, Fenerbahçeli Ahmet Muhammed sevinmiştir elbet, fakat Trabzonsporlu arkadaşlarının haline de üzülmüştür…
**
Dört kafadar, örnek delikanlılar birbirlerini teselli ederek, birkaç saat evvel geldikleri, bitirdikleri yolu baştan aldılar.
Hava buz gibi olmasına rağmen arabanın içi sıcacıktı.
Bedenlerini saran o ağırlıktan kendilerini kurtarmak için birbirleriyle şakalaşıp dertleşmişlerdir;
Kimi hakemin adaletsizliğinden yakınmıştır.
Kimi kaçan bu fırsatın bir daha ele geçmeyeceğinden dert yanmıştır.
Kimi takımın golcüsü olmamasından şikâyetçi olmuştur.
Kimi ertesi gün arkadaşlarının kendilerine sataşmasından çekinmiştir.
**
Samsun’a yaklaştıklarında, seneler evvel o bölgede kaza yapan 6 Çarşıbaşılı Trabzonsporlu ağabeylerini de akıllarına getirmişlerdir…
Tahsil yapmanın ve taraftar olmanın sorumluluğunu omuzlarında hisseden ana kuzucukları, gecenin saat 04’ünde daha fazla direnemeyip trafik canavarına teslim oldular Tekkeköy’de…
**
Serhat, sözünü ettiği gibi “Bordo-Mavi” forma kefeni oldu.
Bünyamin, Akçaabat’a defnedilmiş, Mesut ile Ahmet Muhammed, ilk defa geldikleri Trabzon dönüşü, son yolculuklarına uğurlanmak için memleketlerine gönderilmişti…
**
Bu köşenin yazarı ve Trabzonspor divan üyesi olarak Trabzonspor’un bu yılki şampiyonluğunu başta yazımızda adı geçen rahmetliler ile vefatından önce yakınlarına ‘Trabzonspor şampiyon olduğunda mezarıma gelip bana söyleyin’ vasiyetinde bulunan Trabzonsporlu kardeşlerimize armağan ediyorum:
Trabzonspor şampiyon oldu arkadaşlar…