“ Önce sağlık ” diyerek günlerimizi evde geçiriyoruz.
Hayata bağlı kalmanın- sağlıklı yaşamanın şifresi:
“EVDE KAL”
İnsan evde olunca daha fazla okumak ve de yazmak istiyor…
Bugün de böyle yazalım istedik.
Keyif alarak okuyacağınızı umuyoruz, Trabzonsporlu dostlarımızın hikâyelerini…
Burası Gümüşhane, burada hayat böyle!..
Gümüşhane’de Trabzonsporlu çoktur.
Olay bir kahvehanede yaşanır. Günlerden Salı… Dışarısı buz gibi, kar da yeni başlamış.
Kahveye girenlerin ilk adresi; nar gibi kızaran sobanın başı…
Herkes pür dikkat Trabzonspor oynanmış maçını izliyor… Heyecan her zamanki gibi dorukta…
Hakemler başta olmak üzere kötü oynayan futbolculara eleştiri yağmuru hız kesmeden devam ediyor!
Sobanın başında önünü- arkasını döne döne ısıtanlar, görüş alanını kapattıklarından azarı yiyor.!
Fırçayı yiyen, süt dökmüş kediye dönmüşçesine bir sandalye kapıp arka taraflara bir yerlere geçiyor…
Hikâyeyi bizimle paylaşan dostumuz da kahveye giren, ısınmak için sobanın başına geçenlerden, onca kişiden “ Kesme önümüzü... Geç bi yere otur” komutunu işitenlerden…
Gezmek, hasret gidermek için İstanbul’dan Gümüşhane’ye giden dostumuz, yaşlı bir attan okkalı çifte yiyen nalbant gibi şaşkına döner, vaziyeti anlamaya çalışır!Gezmek, hasret gidermek için İstanbul’dan Gümüşhane’ye giden dostumuz, yaşlı bir attan okkalı çifte yiyen nalbant gibi şaşkına döner, vaziyeti anlamaya çalışır!Bir müddet sonra kahvedekilere “ Bugün maç yok ki arkadaşlar, oynanmış maçın tekrarını izliyorsunuz” dese de payına düşeni fazlasıyla alır:- Maçın oynandığı an ne sıkıntı ne stres çektiğimizi, tırnaklarımızı nasıl yediğimizi nereden bileceksin? Bırak da sonucunu bildiğimiz maçın keyfini yaşayalım. İstanbul’dan gelmiş, eski köye yeni adet getireceksin! Buraya gelen kurallarımıza uyacak. Burası Gümüşhane, burada hayat böyle, işine gelirse!Sonrası malum; bizimki de izleyenler kervanına katılmış… Köyün adetlerine alışsın diye de maç bitene dek önde, sobanın yanına oturtulmuş hem de…
“ Bize her yer…”
Ağustos ayında Trabzonsporluların İstanbul’da büyük bir etkinliği vardır. İğne atılsa yere düşmez!
Asayişten sorumlu komiser yardımcısı Trabzonludur, soyadı da Trabzon’dur.
Akçaabatlı amire Trabzonsporlu dostlardan biri şakayla karışık sorar:
“ Komiserim babanız hayatta mı?”
“ Hayatta” dedikten sonra “Niye sordunuz?” diyen genç komisere, kıvrak zekâsı tavan yapmış arkadaş, hayatında bildiği en kolay sorunun cevabını vermiş oldu:
“Babanız bir çocuk daha yapsa da adını ‘Bize her yer’ koysa tam olurdu be!”
Maç bitince gelir..!
Trabzon’un bir köyünde ( Bordo-mavili takımda işlerin kötü gittiği sezon.. Trabzonspor o gün de mağluptur ) maç oynanırken elektrikler kesilir. Maçı izleyenler zıvanadan çıkar… Sinirler kemençe yayı gibi gerilir… Onca insan o sinirle kendine kahvehaneden dışarı atar. Ellerde telefonlar, ilgili yerlerle konuşulmaya başlanır:
- Niye kestiniz habu elektrikleri? Ne zaman gelecek?
- Trabzonspor’un yenilmesine bizim de gönlümüz razı gelmedi! İzleyip moralinizin daha fazla bozulmasını istemediğimiz için kestik! Maç sona erince gelecek!
Erzurumlu Muhammed
Akrabalarından çoğunu seneler evvel terör saldırılarında kaybetmiş. Kendisi de gazi.
300 haneli köyde tek Trabzonsporlu idi. Yıllarca köyünde çobanlık yapmış.
Bu süreçte ayakta kalmasını sağlayan, Trabzonspor olmuş onu hayata bağlayan…
Trabzonspor’un maçı olduğu günler köye inip maçları tek başına izlemiş. Tek başına izlemiş ama mekân sahibine her defansında birkaç kişi izliyormuş gibi ücret ödemiş.
‘Niye böyle yapıyorsun?’ diye soranlara “ Trabzonspor’u izlemenin bir bedeli olmalı” diye cevap vermiş yıllarca!
Erzurumlu Muhammed, birkaç yıldır kamu kuruluşunda memur olarak görev yapıyor, aynı zamanda da Trabzonspor kongre üyesidir.