Çocuk her derste talim ettiği şarkıyı böğürür gibi söyledikten sonra hocasına:
- Annem bana her sabah çiğ yumurta içiriyor, ondan sesim güzel…
- İç iç çok iyi” demekle yetinmiş hocası…
- İçtiğim çiğ yumurtalar sayesinde derslere de gerek kalmayacak galiba, sesim güzelleştikçe güzelleşiyor diyerek yine böğüre böğüre şarkı söylemeye kalkınca, hocasının tepesi atar:
- Oğlum, çiğ yumurtada keramet olsaydı, tavuk götü de bülbül gibi ötmeye başlardı demiş!
**
Yavru köpek okuldan eve döndüğünde annesine:
- Anneciğim bil bakalım bugün bize ne öğrettiler?
- Ne öğrendiniz yavrum?
- Miyav miyav demesini!
**
Lafı eveleyip gevelemeden direk konuya girelim.
Altyapılara yetenekli çocukları bulmak için harcadığımız zamanı, gösterdiğimiz cabayı, gelecek vat eden çocukları teslim edeceğimiz hocalar için harcamıyoruz!
Zaten birçok kulüpte antrenör olma kriteri bellidir; geçmişte büyük takımlarda oynayıp futbolu bırakmanız, hatırı sayılır tanıdıklarınızın olması yeterlidir!
Anlayacağınız, oyuncu ne kadar yetenekli olursa olsun, çalıştıranda bir şey yoksa; havanda su döversin!
**
Bir de altyapı seçimlerinde ahbap çavuş ilişkileri devreye girer…
İlk tahlilde yetenekleri olanlar değil de adamı olanların tercih edilmesi; ilk düğmenin yanlış iliklenmesi gibidir!
Benzer hikayeleri defalarca dinlemişsinizdir, anlatmayalım gitsin!
Dememiz o, hocalar ne kadar kaliteli, eğitimli olursa olsun, oyuncuda yetenek yoksa; boşa kürek çekersin!
**
Bundan dolayıdır çok şey beklediğimiz yetenekli oyunculardan verim alamamamız…
Yüzlerce, binlerce yetenekliden ‘yıldız’ çıkaramamamız…
Yeteneği olmayanların bir arpa boyu yol alamaması, sıradan oyuncu kalmaları…
Yetenekli oyuncuların gelişimine katkıda bulunulmaması…
**
Üstelik…
Birçok kulübün altyapı eğitimlerinde genç oyuncuların teknik, taktik, fizik kondisyonları geliştirmeleri istenir.
Ancak onları insani yönden kaliteli hale getirecek duygusal, sosyal beceri geliştirme çalışmaları üzerinde pek durulmaz. Onun yerine daha bencil, egoist ve duygusal zekâ yönünden düşük kalitede varlık haline getiren “ne pahasına olursa olsun kazan” ilkesi önlerine konuyor…
Hal böyle olunca, “Ne pahasına olursa olsun kazan” ilkesi önüne konan, bencil olması istenen oyuncular şan-şöhret sahibi olabiliyor fakat bu onların “iyi insan” ve de mutlu olmalarına yetmiyor…
Öyle ya futbol sadece topa iyi vurmayı öğretmekten, iyi çalım atmaktan, kısaca teknik, taktik ve fizik kondisyondan ibaret değildir, mental çalışmalar da gereklidir!
**
Sonra da bizim oyuncularımız niye böyle?
Biz niye yıldız oyuncu çıkaramıyoruz?
Ne ektik ki ne biçelim birader…!