Aksal Yavuz

Aksal Yavuz

aksalyavuz@hotmail.com

Tüm Yazıları

Trabzonspor, Trabzonsporlulara 1976 yılını hatırlatıyor gibi!

Güçlü adımlarla şampiyonluğa koşuyorlar. Camiada keyifler yerinde, heyecan dorukta, yedisinden yetmişi beklemede, sabırla, özlemle, hasretle…

**

Buralara öyle hiç de kolay gelinmedi, gelmediler aslında…

Yıllardır çektikleri sıkıntıyı, yaşadıkları acıyı, bir Trabzonspor’u yıllardır yönetenler bilir, bir de Trabzonsporlular.

Gün geldi ağladılar, isyan ettiler! Gün geldi ‘Trabzonspor’dan başka takım taraftarı olma oğlum-kızım’ dedikleri çocuklarına hesap verdiler!

Haberin Devamı

**

Nihayet seneler sonra iyi bir takım kuruldu, kurdular.

Çok iyi teknik adama sahipler, teknik adamın da iyi bir ekibi var.

Kısaca camia, yönetim, teknik adam ve oyuncular; et-tırnak birlikteliği taşıyor…

**

Eğri oturup doğru konuşalım, Abdullah Avcı, bordo-mavili takıma ilk imza attığında istemeyenlerin sayısı az değildi hani. Hele de kerameti kendinden bilen, futbolu çok iyi bildiğini zannedenler…

**

Avcı’nın Trabzonspor’un başında olmasını istemeyenler, ilk tahlilde ‘biraz bekleyelim, görelim’ demiş olsalar da saha sonuçlarının durumuna göre sahne alacakları günü iple çekmişlerdir. 26 Aralık 2020 günü Trabzon’da oynanan, Trabzonspor’un Galatasaray’a (0-2) yenildiği karşılaşma sonrası yazılanlar, konuşulanlar en iyi örnektir.

**

Dememiz o, ilk mağlubiyetini o hafta alan Avcı’nın takımı bir mağlubiyet daha almış olsaydı; kapalı kapılar ardında ellerini ovuşturarak sıra bekleyenler, sırayı sert alkışlı tepkilere taşımaya, konuşmaya başlayacaklardı ki…

Neyse ki korkulan, istenilen-beklenen olmadı!

Galatasaray mağlubiyeti sonrası alınan seri galibiyetler, Başakşehir ile oynanan, kazanılan Süper Kupa maçı sonrasında Avcı’nın kucağına aldığı kupayla verdiği mesajlar, kafasına kasket koyarak başlattığı sinerji; futbolun sadece sahada oynanan oyunların toplamı olmadığını, başarıyı yakalamada sinerjinin, birlik-beraberliğin ne kadar önemli olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serip, hatırlatmış oldu.

**

Bu da Trabzonspor camiasının yeniden ayağa kalkışı, bir devin silkinişi, şahlanışı demekti!

Haberin Devamı

Ve bu köşenin yazarı olarak biz de şu kelimeleri yazmış ve de söylemiştik, o tarihler:

Trabzonspor, Trabzonlu olmayan Kırşehirli iş insanı Mustafa Şamil Ekinci (1975-1980 yıllarında 4 şampiyonluk) başkanlığı döneminde ilk kez 1976 yılında şampiyon oldu, Trabzonlu olmayan teknik adam Abdullah Avcı ile de şampiyon olabilir, olacaktır da…!

**

Hakkını teslim edelim, bu süreçte en büyük transfer ‘oğlum da kızım da seni sevecek’ diye haykıran taraftarın, takımlarına, hocalarına sahip çıktılar. Hayatını olumsuzluk üzerine inşa edenlerin konuşmalarına pirim vermediler.

Ayrıca taraftar sabır ile de iyi arkadaş oldu!

Taraftar demişken…

Tribünlerde de büyük değişim oldu mesela, geçmiş yıllarda Trabzonspor’da geri ve yan paslar yapıldığında, uğultular yükselirdi, tepkiler başlardı. Hal böyle olunca oynayan da izleyen de keyif almaya başladı.

**

Bundan sonra ne mi olmalı- olacak?

İyi kadrolarını daha da güçlendiriyorlar, gençler ile… Sezon sonunda şampiyonlar ligi de düşünülerek üç-dört nokta transfer daha yapılarak, gençlerle harmanlama yaparak devam ederler, edebilirlerse; efsane başkan Şamil Ekinci ekibiyle Trabzonspor, 1976 yılında ve devam eden yıllarda ligde neler yapmışsa, bundan sonraki yıllar için de pekâlâ benzerini yapabilirler!

Haberin Devamı

**

Laf aramızda…

Trabzonspor sadece rakiplerini değil, ekranlarda ‘kısa keselim, zamanımızın sonuna geldik’ diyenleri de hizaya getirmeyi başardı. Çok değil altı ay, bir yıl evvel ‘Trabzonspor’dan bir şey olmaz… Avcı, bir şey yapamaz’ diyenler, gelinen noktada, sayıları her geçen gün artarak lideri ve hocasını öyle güzel (mecburen) anlatmaya başladılar ki bal satmaya çalışan esnaflar gibi, konuşurken ağızlarından adeta bal damlıyor