07.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Trabzonspor, Spor Toto Süper Lig'in 13'üncü haftasında Konyaspor'u konuk etti. Heyecan dolu karşılaşma 2-2'lik eşitlikle sona erdi. Trabzonspor'da Abdullah Avcı'nın oyuncu tercihleri tartışma yarattı. Bordo-mavililerin futbolunu spor yazarları kaleme aldı. Milliyet Gazetesi'nin duayen isimlerinden Cemal Ersen, Abdullah Avcı ve Trabzonspor'un yıldızlarına sert çıktı.
İşte Trabzonspor - Konyaspor maçı sonrası yapılan değerlendirmeler...
PENALTILAR YETMEDİ / CEMAL ERSEN
Futbolda her kulvarın ayrı bir önemi var. Dolayısıyla hepsine aynı şekilde motive olmak kolay değil. Trabzonspor, Avrupa’da istediği sonuçları alamadı. O defter bir süreliğine rafa kalktı.
Lige dönersek; gerçek hedef burası... Bıraktığı yerden devam etmesi için Konyaspor’u yenmek zorunda idi. Bu tarz geçişlerde futboldan çok, skor önemlidir. Maçı ilk yarısındaki iki penaltı golüne kimse kılıf aramasın. İkisi de tartışmasız doğru kararlardı. Önce Adil, sonra Michalak izlesin pozisyonları... Ya sonrası? Tam bir facia. At ama bu kadar kolay yeme... Trabzonspor kazanmak adına çok şey yapamadı. Farkı yakalıyorsun. Ya sonrası? Trabzonsor aksıyor, topallıyor, kötü gidiyor.
Abdullah Avcı, son Ferencvaros maçından farklı bir kadro tercihi yaptı dün akşam. Hüseyin sağ, Denswil sol bekte görev aldı. Risk mi idi? Hücum anlamında yetersiz kalsalar da, Hugo ve Bartra onların açıklarını kapatmaya çalıştı. Ama o kadar eksiği var ki... Hele ilk yarının uzatma dakikalarında Mame Diouf’a o öldürücü vuruşu yaptırmak yakışmadı. Konyaspor’u soyunma odasına umutlu göndermenin elbette bir bedeli olacaktı. Onlar da hakkını aldı. Zorlu deplasmandan puanı cebine koydu.
Bakın Trabzonspor gol yollarında çok ciddi sıkıntılar yaşıyor. Sörloth ve Cornelius gibi pivot santrfordan Gomez ile Umut gibi topla yerden oynamayı seven karakterlere geçmek kolay değil. Avcı bu oyun planı ile kolay kolay istediğini alamaz.
Zaten takımın en skorer oyuncularının Bakasetas ve Trezeguet olması bunun kanıtı. Biraz da Hamsik, golü koklamayı seviyor.
Peki nerede forvetler? Gomez’i suçlayamam, adam elinden geleni yapmaya çalışıyor, alan boşaltıyor, pozisyona girmeye çalışıyor. Ama olmuyor işte. Kanatlar çalışmıyor, Gomez beslenemiyor, aç kalıyor, çırpınıp duruyor. Trabzonspor devre arası transferde bu soruna mutlaka çözüm bulmak zorunda.
Konyaspor’u diri tutan o ilk gol oldu. 53. dakikada Diouf’un VAR’da incelenen beraberlik sayısında yine Trabzonspor savumasının zaafı vardı. Adam nereden geldi, o vuruşu nasıl yaptı? Hafta içi dersini verir Avcı.
Abdullah hocanın ikinci yarıda yaptığı oyuncu değişiklikleri dikkat çekici idi. Umut, Yusuf, Djaniny ile maçı kazanma isteğini hissettirdi. Ama nafile. Bu takım pozisyon üretemiyor. Üçüncü bölgede yetersiz kalıyor. Gol umudu hep dışarıdan. Golcün yoksa şansın da yok. İyi de nereye kadar?
Sorgulanması gereken diğer konu, neden bu kadar kolay gol yediği? Atamıyorsan yemeyeceksin. Trabzonspor ikisini de yapamıyor. Dolayısıyla üzülüyor, üzüyor.
Maçı son 15 dakikaka on kişi kalmış rakibe karşı kazanamıyorsan, sorarlar; hangi maçı lehine çevireceksin?
Abdullah Avcı’ya sorum; “Bu takım oyunu nasıl kontrol altına alacak? İki farklı öne geçmişken beraberliğe razı olmak nasıl bir duygu?”
Ben sonradan giren oyuncuların katkısı olmadığını düşünüyorum. Beklentiyi karşılayan yok. Yazık. Önce Şampiyonlar Ligi, sonra UEFA Avrupa Ligi, ardından Süper Lig. Giderek yitiriyor eldekilerini.
En güvendiğin oyuncular nerede hocam? Ömür geri gidiyor, kızamıyorum. Trezeguet doğru yerde mi? Umut bu takımın golcüsü mü? Forvet diye aldığın Gomez nerede? Eee sormayalım mı hocam?
TRABZONSPOR’UN KAYBI BÜYÜK / AKSAL YAVUZ
2-0 öne geçmişken, iyi de oynuyorken, o ana dek rakibin pozisyonu yokken, rakip risk alıp çift forvete döndükten sonra geriye çekilmek, oyunu kendi sahanda kabul etmek, topun arkasına geçerek, bekleyerek oynamak?
Halbuki rakibi bu denli oyuna ön alan baskısı yaparak mecbur ettin, penaltıları o oyun anlayışla elde ettin.
İki farka güvenip, maçın o skorla biteceğini düşünerek rehavete kapılırsan; sen, soyunma odasına soğuk ter dökerek, rakip ikinci yarının bir an evvel başlamasını isteyerek gider.
İlhan Palut’un oyuncu değişikliği tuttu, riskin karşılığını aldı, Trabzonspor’da yapılan Yusuf Erdoğan değişikliğine ne demeli? Ömür’ün yerine oyuna giren Yusuf, sağ açık oynadığı, daha doğrusu oynamadığı yirmi dakika Trabzonspor’u sahada bir eksik bıraktı. Heba edilen, çöpe atılan koca bir yirmi dakika… Kaçırdığı bir pozisyon var ki… Sol beke geçtikten sonra sayıyı tamamladı, hepsi o kadar!
Adam eksiltme yeteneklerine sahip Lahtımı, Yusuf’tan daha mı kötü? İnsan ister istemez merak ediyor; madem kötü, madem oynatılmayacaktı niye transfer edildi? Diğer değişikliklere değinmenin anlamı yok, yanlış iliklenen düğme misali! İşe yanlış başlanırsa devamı çorap söküğü gibi gelir! Gole ihtiyacınız var, hava hakimiyeti olan golcü dışarı alındıktan sonra doldur boşalta dönülüyor.
Anlayacağınız soyunma odasına girilmeden yenilen o gol, Trabzonsporlu oyuncuların ayarını kaçırdı, moralini bozdu, hatta Abdullah Avcı’nın da! Trabzonspor gibi bir takımın oyuncuları bu gibi olumsuzluklardan etkileniyorsa, toparlanıp kendine gelemiyorsa, kaos futboluna sığınıyorsa, rakip bir eksik kaldıktan sonra uzatmalar dahil çeyrek devre boşa harcanıyorsa; eyvah eyvah!
İlk gol bireysel, ikinci gol zincirleme hatalardan kaynaklı yenildi. Ve bu golleri defansta kalabalık olduğunuz zaman yiyorsunuz… İlk gole şansızlık, oldu bir kere diyelim gitsin de, ikinci gole hasar tespit tutanağı düzenlemeye kalksak sayfa yetmez, zira Trabzonspor’un kaybı büyük!
Hamsik’in harika şutunu aynı güzellikte kornere çelen Sehic’in, Hamsik’ten aldığı alkış karşılaşmanın ders alınacak en güzel anı idi. Rakip kaleci yılın enlerine aday golünüzü kurtarıyor, siz, sizin golünüze engel olan kaleciyi alkışlıyorsunuz, prova Hamsik, biz de seni alkışlıyoruz!
Mükemmel kurtarışlara imza atan Sehic de dün gece penaltıları yedi zaten…