02.06.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
HABER MERKEZİ
IMC televizyonunda Ertuğrul Mavioğlu’nun sunduğu programa katılan Zana, gazeteciler Derya Sazak, Oral Çalışlar, Nuray Mert, Celal Başlangıç ve Mahmut Övür’ün sorularını yanıtladı. Zana özetle şunları söyledi:
“Biz hükümete ortak olmak istemiyoruz, az gelir. Devlete ortak olmak istiyoruz. Hiçbir zaman kavgacı olmadım. Köyde yaşarken kız kaçırılırdı, tarafları ben barıştırırdım. Derlerdi ki, bizi barıştırın. Adam öldürülürdü, aynı şekilde. Benim genlerimde kavga ve provokatif bir yapı hiç olmadı. İnsan olmanın gereği neyse biz onu kendimize kimlik edindik.
Acaba bu sefer de türbanı mı takıp gitsem? Ecelime mi susadım, hayır. Bu başbakan çok umut verdi ama üniversiteden pek çok genç kızın hayatını kararttı. Beynini değiştiremediğin insanın örtüsünü değiştirsen ne olur? Öyle bir şey yapsam... Ama bana kalmaz. Birileri bu görevi yerine getirmeli.
Tuğluk yenge diyorlar
1994’te gözaltına alındığımda beni sorgulayan savcı dövmek istedi. Şöyle bir soru sormuştu. “Peki bu ülkede Kürtlerin hakları verilirse diğer halklar ne olacak. Onlar da mı isteyecek.’ Bu soruya ‘Evet’ dedim. Savcı yerinden kalkıp beni dövmek istedi. İkinci savcı onu tuttu. Zihniyet çelişkisi bizde de halen devam ediyor. Eşbaşkanlık ülkemizde pek gerçekçi değil. Pek çok yerde Ahmet (Türk) Bey’e Aysel Tuğluk’tan söz edilirken ‘yenge hanım’ deniliyor.”