SiyasetYönetemiyorsan o koltuğu bırak

Yönetemiyorsan o koltuğu bırak

25.10.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’de Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı makamının boş olduğunu savunan CHP lideri, Davutoğlu’na “Birilerinin tutsağı başbakan olmaz” diye seslendi

Yönetemiyorsan  o koltuğu bırak

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, “Bana sus diyor. Önce sen sus. Aklını başına topla ve devleti adam gibi yönet. Yönetmiyorsan o koltuğu bırak. Birilerinin tutsağı başbakan olmaz, vesayet altında başbakanlar görev yapmaz” diye seslendi. Kılıçdaroğlu, “Önümüzde Cumhuriyet Bayramı var. Bizi Ak Saray’da bekliyorlarmış. Gidenler kirlenecek. Oraya gidip Erdoğan’ın dizinin dibine çöken insanları tarih affetmeyecektir” dedi.
Kılıçdaroğlu, dün Parti Meclisi toplantısının girişinde yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
- TUZUN KOKTUĞU SÜREÇ: Türkiye yolsuzluk olaylarında yeni bir evreye girdi. Tuzun koktuğu süreçteyiz. AKP’nin, yolsuzluk olaylarını soruşturma gibi bir iradesi artık yok. Dileyen herkes istediği kadar yolsuzluk yapabilir. Yolsuzluğun en büyük güvencesi AKP’dir. Eski Spartalılar döneminde hırsızlık serbestti. Onurlu bir görevdi hırsızlık ama suç hırsızlık yaparken kişinin yakalanmasıydı. Geldiğimiz süreç, bu süreçtir. Eskiden DGM’ler, sıkıyönetim mahkemeleri, ÖYM’ler vardı, şikayet ederdik. Hiç değilse orada heyetler vardı birisi muhalefet şerhi yazardı. Şimdi o da bitti. Özel görevli bir savcı, özel görevli bir hâkim. Birisi takipsizlik öbürü onay...
- ADAM GİBİ YÖNETMEYECEKSEN KOLTUĞU BOŞALT: Davutoğlu, Türkiye’yi yönetmekten aciz. Türkiye’de Başbakanlık da Cumhurbaşkanlığı da boş. Birileri oturuyor orada ama anayasayla çerçevesi çizilen görevlerini yapmıyor. Davutoğlu’nun görev alanını ağabeyi belirlemiş, onun dışına çıkamıyor. Böyle bir anlayışı kabul edemeyiz. Devleti yöneteceksen adam gibi yönet, yönetmeyeceksen o koltuğu boşalt. Birilerinin tutsağı başbakan olmaz, vesayet altında başbakanlar görev yapmaz, kimin koltuk değneği olacaksın.
- O BAKAN O KOLTUKTA OTURMAMALI: Çözüm sürecinde de çuvalladılar. İç isyan yaşadık. 40’a yakın vatandaşımız öldü. Açıklama yaptılar, ‘Vatandaşlar birbirini öldürmüş’. Sen seyirci misin, bakan mısın? Bakanlık koltuğunda oturacaksın, sorumluluğum yok diyeceksin. O koltukta niye oturuyorsun? Yolsuzluğun olduğu zaman polisi, hakimi sürüyorsun, vatandaş birbirini öldürdüğünde seyirci oluyorsun. Böyle bir devlet yönetimini kabul etmiyoruz. O bakan o koltukta oturmamalı. Şiddete misliyle karşılık vereceğiz ne demektir? Almanya’nın tarihine baksınlar. Führer döneminin Almanyasına baksınlar. Aynı süreci yaşatmak istiyorlar.
- ÖNCE SEN SUS: Koşa koşa İmralı’ya gittiler, Abdullah Öcalan’a yalvardılar, yakardılar. Hükümetin geldiği noktayı nasıl içinize sindirirsiniz? Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Bana sus diyor. Önce sen sus. Aklını başına topla ve devleti adam gibi yönet. Yönetmiyorsan o koltuğu bırak.
- GÜVENCEN KALMIYOR: Führer’e doğru diye bir kavram var. Aynı süreci yaşıyoruz. Kuvvetli şüpheyi, ‘makul şüphe’ye dönüştürüyorlar. İşverenlerin beni dinlemesi gerekiyor. Yıllar yılı alın teriyle biriktirdiğin taşınmazlarına el koyacaklar. Dava dosyası görüşülürken mağdurun avukatına dava dosyasını vermeyecekler. Bu mudur demokrasi? Bir işadamı düşünün, mal varlığına el kondu, avukat dosyaya gidecek bakacak, hâkim karar vermiş, göremezsin. Bunun adı da ileri demokrasi olacak. Sen elini vicdanına koy, AKP’ye niye oy verdin diye kendine sor. Senin güvencen kalmıyor artık.
- TARİH AFFETMEYECEK: Önümüzde Cumhuriyet Bayramı var, davetiyeler geldi. Bizi Ak Saray’da bekliyorlarmış. Gidenler kirlenecek. O bina vatandaşların alınterleriyle ödedikleri vergiyle yapıldı, kaçak bina. Bir ülkenin cumhurbaşkanı kaçak binada, gecekondu binada oturur mu? Orada cumhuriyeti kutlayacaklarmış. Hangi cumhuriyeti? Alınteri ve gözyaşıyla kurulan cumhuriyeti mi? Yolsuzlukların başkenti yaptıkları cumhuriyeti mi? Biz cumhuriyeti meydanlarda halkımızla kutlayacaklar. Oraya gidip Erdoğan’ın dizinin dibine çöken insanları tarih affetmeyecektir. Kendi kendilerine kutlasınlar. Yolsuzluklarını kutlasınlar orada, Rıza Zarrab’ı davet etsinler, devleti nasıl soyduklarını anlatsınlar. Onlara yakışır, onlar için gurur vesilesi olabilir. Bunu affetmeyeceğiz, takipçisi olcağız. Ne o savcıyı ne dosyayı unutacağız. Savcı, tazminat davası açacakmış. Açmazsan namertsin. Hırsızların dizinin dibine çökeceksin, savcıyım diyeceksin. Savcı falan değilsin, sen hırsızların avukatısın.