23.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü, Akit TV’de Ahmet Keser’in, büyükbabası İsmet İnönü ve büyükannesi Mevhibe İnönü’yle ilgili sözlerine ve bu sözleri “ifade özgürlüğü” olarak değerlendiren RTÜK’e sert tepki gösterdi. Akit TV’de 3 Nisan’da yayınlanan “Gün Başlıyor” isimli programda sunucu Ahmet Keser, Yunanistan eski Başbakanı Venizelos’un, İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü’nün görüntülerini göstererek, “Bak bu Venizelos, tanıştırayım denize döktüğünüz. Bak bu da İnönü. Yanındaki de karısı. Siz ancak karılarınızı kollarına verirsiniz” demişti.
Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan İnönü, özetle şunları söyledi:
“Büyükbabam İsmet İnönü ve eşi Mevhibe İnönü’ye, bir televizyon programında yapılan hakaretler konusunda alınan insafsız karara yanıtımdır. Kararın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı gibi çok önemli bir günde kamuoyuna yansıması ve Kurtuluş Savaşı’nın en önemli kahramanlarından birinin polemik konusu yapılmaya çalışması nedeniyle, açıklamamı bayramın kutlanmasından sonraya bıraktım. Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve silah arkadaşlarının, canıyla ve kanıyla kurdukları Türkiye Cumhuriyeti’nin hem makamlarında oturacaksınız, hem her türlü nimetinden faydalanacaksınız, hem de her fırsatta Cumhuriyet’in kurucularına hakaret edeceksiniz. Bu vefasızlıktır, saygısızlıktır, en çok da ikiyüzlülüktür! Bahsi geçen televizyon kanalında İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü hakkında yapılan hakareti, fikir özgürlüğü sayanlar, İsmet İnönü ve Mevhibe İnönü’nün yargı, cevap ve düzeltme haklarının bulunduğunu ifade etmişlerdir.”
‘Tarihçiler anlatmalı’
“Hayatta olmayan kişilerin bu imkanlara sahip olmadığı herkesin malûmudur. Ayrıca göğsünde İstiklal Madalyası taşıyanların, cehalet madalyası taşıyanlara cevap verme ihtiyacı yoktur. Bahsi geçen fotoğraftaki kişilerin hangi şartlarda bir araya geldiğini, Balkan Paktı’na zemin hazırlayan 1930 Dostluk, Tarafsızlık ve Uzlaştırma Anlaşması’ndan haberleri olmayanları ve fotoğrafın diğer detaylarını, torun Hayri İnönü olarak ben değil, elini vicdanına koyan tarihçiler anlatmalıdır. Anlatmalıdır ki tarihine dil uzatan cahiller, böylece tarihini de öğrenmiş olsunlar. Tarih, dilinden ve zihninden zehir akan hadsizleri değil, herkese eşit haklar verilmesini sağlayan Türkiye’nin açık ve ileri görüşlü kurucularını yazmaya devam edecektir.”