02.03.2012 - 17:26 | Son Güncellenme:
Başbakan Erdoğan, "2011 yılı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri"nin verildiği Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'ndeki törene katıldı.
Bugün ödül tevdi edilen 4 sanatçının, dünyanın her yerinden çok anlamlı kareler kaydettiğini belirten Erdoğan, ’Ancak, 4 sanatçımızın da en önemli ortak vasfı, bana göre, birer İstanbul sevdalısı olmalarıdır. İstanbul’u en güzel onlar anlattılar, en güzel onlar kaydettiler" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, çoğu zaman, bu 4 sanatçının fotoğraflarının İstanbul’un güzelliğini yansıttığı kadar, İstanbul’un güzelliğine güzellik kattığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "İşte bizler de siyasetçiler olarak, o güzelliği korumanın, o güzelliğe daha da güzellik katmanın, hem İstanbul’da, hem Türkiye’de objektiflerinize en güzel malzemeyi sunmanın gayreti içinde olduk. Biz, vizörün arkasına geçme fırsatı bulamadık ama objektifin önünde ziyadesiyle bulunduk ve bulunmaya devam ediyoruz. Bu açıdan da kendimizi fotoğraf sanatına çok yakın hissettiğimizi, o sanatla iç içe olduğumuzu hatırlatmak isterim. Gerçi, Ara Güler üstadımızın sanat konusunda çok farklı görüşleri var. O, ’Sanatçı olmanın en kolay yolu fotoğrafçı olmaktır; sıkıysa müzisyen ol’ diyor ama bir başka ifadesi de aynen şöyle; o çok ilginç, ’Ben, Singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim’ diyor. Singer dikiş makinesiyle fotoğraf çekebilen biri hiç kuşkusuz sanatçıdır, hem de büyük sanatçıdır." Teknolojinin gelişmesiyle birlikte bugün artık herkesin cebinde, cep telefonunda bir fotoğraf makinesi olduğunu ama meselenin deklanşöre basmaktan ibaret olmadığı, o kadar basit olmadığının da herkesin malumu olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Sabit Kalfagil üstadımız, ’Sıradan bir gözün gördükleri ile bir fotoğrafçının görüntüye dönüştürdükleri birbirine hiç benzemez’ diyor. Aynı şekilde, Sıtkı Fırat üstadımız da fotoğraf sanatını, ’Fotoğraf makinesinin özüne, gözümüzü değil, gönlümüzü yerleştirmektir’ diye tarif ediyor. İzzet Keribar üstadımız, ’Yaşamak için fotoğraf çekmiyorum ama fotoğraf çekmek için yaşıyorum’ diyerek, hayata vizörden bakmanın heyecanını ifade ediyor. Hiç kuşkusuz, sizleri, sözlerinizden daha ziyade fotoğraflarınız anlatıyor ve anlatmaya devam edecek.
Sizler, tarihe böyle silinmez izler, silinmez eserler bırakırken, bizler de sizlerin yüreğinizin yansımalarını keyifle izlemeye, karelerle anlattıklarınızdan dersler çıkarmaya devam edeceğiz."
Başbakan Erdoğan daha sonra objektifin arkasına geçerek ödül verdiği sanatçıların fotoğraflarını çekti.