18.01.2022 - 10:37 | Son Güncellenme:
Nursima ÖZONUR/ANKARA (DHA)
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Irak'ta 10 Ekim 2021 tarihinde yapılan seçim sonuçlarının gecikmeyle ve tartışmalar sonucunda netlik kazandığını belirterek, şunları söyledi:
"10 Ekim seçimlerinde Irak parlamentosuna 7 Türkmen milletvekili seçilerek girmiştir. Bu sayı elbette makul ve yeterli görülemeyecektir. Irak Türkmenleri siyasi cepheleşmelerden çok çekmiştir. Siyasi baskılardan, kin ve nefret taassubundan, terör ve şiddet eylemlerinden fazlasıyla etkilenmişlerdir. Son yarım asırlık süreçte, tarihi Türkmen kentleri olan Kerkük, Tuzhurmatu, Hanekin, Mendeli, Altınköprü ve Kifri’nin demografik yapısıyla alçakça, ahlaksızca, haince oynanmıştır. Bunun adı bize göre Türk düşmanlığıdır. Failleri ve figüranları ise bellidir. Peşmergenin Kerkük başta olmak üzere, Türkmenlerin yurtlarına, yuvalarına, onurlarına ve bağımsızlıklarına kast etme hazırlıkları felakettir, buna cüret edenler karşılarında Türklüğün çelikten iradesini bulacaklardır. Kerkük Türk'tür, başka söze gerek yoktur. Türkmenler, Irak toplumunun saygın ve şerefli mensuplarıdır. Adil ve hakkaniyet esasına dayalı siyasi temsilleri en doğal haklarıdır. Bu kapsamda Irak’ta kurulacak yeni hükümette Türkmenlerin birden fazla bakanlık göreviyle yer almaları tarihi ve siyasi bir mecburiyettir. Irak Türkmenleri yok sayılamaz, göz ardı edilemez, hak ve hukukları çiğnenemez"
'GENÇLERİMİZİ SAHİPSİZ BIRAKAMAYIZ'
Ardından Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2'nci sınıf öğrencisi Enes Kara'nın ölümüne değinen Bahçeli, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz hafta salı günü, yükseköğrenimini Elazığ’da sürdüren Enes Kara isimli bir üniversite öğrencimizin yüksek bir binadan atlayarak intihar etmesi her yönüyle konuşulmuş, tartışılmış, hatta siyasi ve ideolojik önyargılarla istismar edilmiştir. Bahanesi ne olursa olsun, bir gencimizin girdiği ruhi bunalımdan çıkamayarak intihar etmesi bizleri derinden üzmüştür. Bu elim intiharın ruh sağlığı kısmıyla ilgili detaylı görüş paylaşacak değiliz. Ne var ki, TBMM’ye geçen dönem sunduğumuz Ruh Sağlığı Kanun Teklifimizin de bir an önce görüşülüp kabulünü bekliyor, bunu ısrarla istiyoruz. Kadınlarımızı, çocuklarımızı, masum insanlarımızı hedef alan şiddet, cinayet, taciz ve tecavüz furyasıyla sonuna kadar mücadelenin yanındayız. İstismarın her zeminde karşısındayız. Geleceğimizi riske atamayız, gençlerimizi sahipsiz bırakamayız, toplumsal barışımızı bozduramayız, suçsuz günahsız insanlarımızın israfına tahammül edemeyiz. Malum intihar vakası ne ilk ne de son olacaktır. Bizim burada üzerinde durmak istediğimiz asıl mevzu söz konusu intihar olayının özellikle menfur bir siyasi hesaplaşmaya konu edilerek, muhafazakar ve mütedeyyin insanlarımıza karşı husumetle perçinlenmiş intikam aracına dönüştürülmesidir. Bu doğru değildir, insani değildir, vicdani hiç değildir. Yüreğimizin sızladığı bir intihar olayı üzerinden fırsatçılık yaparak inancımızı tahrip etmeye kadar dillerini uzatanlar bir defa samimiyet iflası yaşayan ilkesizlerdir"
'HİÇ KİMSENİN AVUKATI DEĞİLİZ'
Bahçeli, Enes Kara'nın intiharının ardından CHP'nin bu olayı kolektif bir saldırı ve tahakküm vasıtası haline getirdiğini belirterek, "Tarikat ve cemaatler, devletle rekabete meyletmedikten, devleti ele geçirme hatasına düşmedikten sonra, sosyolojik bir realite olarak hayatın olağan akışı içinde var olmaya devam edeceklerdir. Bizim derdimiz ve sorun ettiğimiz konu tarikat ve cemaatlerden ziyade yüce dinimize yönelik suçlamalardaki sinsiliktir. Biz hiç kimsenin avukatı değiliz. Geride kalan bir hafta boyunca asıl nedeni karanlıkta kalan bir intihar olayı üzerinden inançlarımıza saldıranlar, sanki ilk kez bir intihar yaşanmış gibi manevi değerlerimizi karalama yarışına girenler art niyetlidir, marazi maksatlarıyla yakalarını ele vermişlerdir. Hiçbir intihar tasvip edilemez, hoş görülemez. Allah’ın verdiği canı, Allah’tan başka hiç kimse alamaz. İntihar karmaşık ruhi ve psikolojik bir iflasın sonucudur. Biz sonuçlar hakkında değil de, sebepler üzerinden konuşulmasını daha makul buluyoruz" ifadelerini kullandı.
'SERÇEYSEN SERÇELİĞİNİ BİL'
Daha sonra 'Şahane Bir Şey Yaşamak' adlı şarkısındaki Hz. Adem ve Hz. Havva'ya yönelik sözleri nedeniyle şarkıcı Sezen Aksu'ya tepki gösteren Bahçeli, "Yazdığı ucube bir şarkının sözleri arasında, Hz. Adem ile Hz. Havva'ya 'cahil' diyen sorumsuz ve şuursuz bir sanatçının alamet olarak bindiği sefalet ve rezalet hali dünyevi kıyameti olan cehalet çukurunun açık seçik bir numunesidir. Bu sanatçıya diyorum ki, 'serçeysen serçeliğini bil, sakın kuzgunluğa heves etme' Bu tiplerin kafaları arızalı, kalpleri taşlı ve dikenlidir. Aklın, ahlakın, bilimin ve inancımızın öncüleri olarak gördüğümüz birçok milli ve manevi şahsiyet cehaletin lincine uğramıştır. Bununla birlikte yüce dinimiz pek çok bühtana, pek çok yalan ve saptırmaya maruz kalmıştır. Enes Kara'nın intiharını cahilce, bağlamından kasten kopararak, belirli hedefler kapsamında sorgulayan, yargılayan ardında da toptancı yaklaşımla inanan insanlarımızı linç etmeye kalkanlar birlik, dirlik, kardeşlik ve dayanışma ruhumuzu hazmedemeyen uşaklaşmış mihraklardır" dedi.
'BU SÖZLER SKANDAL BİR KÜSTAHLIKTIR'
Bahçeli, bir CHP'linin Kemal Kılıçdaroğlu için peygamber soyundan geldiğini ancak bunu kimseye anlatmadığını söylediğini anımsatarak, şöyle konuştu:
"Bu sözler siyasi cehalet olmasının yanında sakat bir kifayetsizlik, skandal bir küstahlıktır. Şayet Kılıçdaroğlu, Eefendimizin soyundan geliyorsa, onun ahlakıyla ahlaklanması, imrenilecek hayatını örnek alması, ihlasıyla bezenmesi, imanıyla bütünleşmesi beklenen ve olması gereken bir insanlık halidir. Siyasi ikbal ve ihtiraslarının ambargosu altında ezilip büzülen, Türkiye karşıtlarının uydusu haline gelen, milli ve manevi değerlerimizin tahribine hizmet eden siyasi bir anlayışın Efendimizin soyundan geldiğini iddia etmek münafıkça bir uydurmadır. Ve A’dan Z’ye sahtekarlıktır. Kılıçdaroğlu, geçen hafta ziyaret ettiği Zonguldak’ta sosyal kimlikler üzerinden konuştuklarını söylemişti. Çünkü kalbi başka, dili başka; fikri başka, zikri başkadır. Üzüldüğümüz husus, böyle bir zihniyetin, gerçekleşmeyecek bir rüya olsa da, Türkiye’yi yönetme amacı taşımasıdır."
'TÜRK YARGISI BAĞIMSIZ VE TARAFSIZDIR'
Bahçeli, CHP zihniyetinin Sorosçu Osman Kavala'nın izinde olduğunu iddia ederek, "Dün bu Sorosçu’nun duruşmasına CHP’li milletvekillerinin yanı sıra bazı dış misyon temsilcilerinin de katılması tam bir garabet ve suçüstü halidir. Anlayamadığımız nokta, CHP’lilerle birlikte yabancı ülke diplomatlarının mahkemede ne aradıklarıdır. Türk yargısı bağımsız ve tarafsızdır. Hiçbir ülke Türk adaletine yön veremeyecek, istikamet çizemeyecek, etki edemeyecektir. Aksi davranış hukuk ve egemenlik haklarımıza saygısızlıktır, saldırganlıktır. Osman Kavala Türkiye’yi sevmemesine rağmen, özellikle bu CHP’li yöneticilerin Kavala ilgisi neye yorulmalı, nasıl yorumlanmalıdır? Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’nun kafasında Cumhurbaşkanları adayları arasında Sorosçu Osman Kavala da mı bulunmaktadır? Ne oldu, Kavala’nın tutukluluğu devam edince karalar mı bağladınız? Mateme mi gömüldünüz? Besmele duymuş şeytana mı döndünüz? Geçen haftaki grup konuşmasının bir yerinde, ‘Bu Bahçeli’ye kapak olsun’ diyen Kılıçdaroğlu’na önemle ve öncelikle hatırlatırım ki, biz şişe veya tencere değiliz ki kapak bizi bulsun, kapak bizimle buluşsun. Sen kendine bak, aynanın karşısına geçip aldığın ve başına geçirdiğin gazoz kapaklarını teker teker saymalısın. Sana yakışan ve yakışacak olan da aynısıyla bu olacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu, sokak lambası gibi olma ki, kime yandığın, kime ışık saldığın belli olsun" ifadelerini kullandı.
'BU İTTİFAKIN CUMHURBAŞKANI ADAYI BİLE YOK'
Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun '3 aya kadar birinci parti olabiliriz' sözlerini anımsatarak, "Bu görüşü neye dayanarak, hangi siyasi ve sosyolojik gelişmeleri yorumlayarak, nasıl bir fal açarak telaffuz ettiği meçhuldür, muammadır. Zillet ittifakı dağınıktır, uyumsuzdur, tenakuzdadır, çürük ipte cambazlığa özenmektedir. Bu ittifakın henüz cumhurbaşkanı adayı bile yoktur. Serok Ahmet belirsizlikten istifade ederek aklınca inisiyatif üstlenmiş, yaklaşık 10 gündür CHP’sinden İP’ine kadar ev toplantılarından akşam yemekli buluşmalara kadar ziyaretleri sıklaştırmış, deyim yerindeyse mekik dokumuştur. HDP’nin masa altında, diğer altı partinin masa etrafında konuşlanmasıyla hazırlandığı anlaşılan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmasından henüz hiç kimsenin bilgisi de yoktur. İktidar ve sistem değişikliğini arka arkaya seçim ve referandum sarmalıyla temin etme vaadinden başka somut ve ikna edici hiçbir şey ortada görülmemektedir. Zillet ittifakı Türkiye’nin önündeki 10 yılını gasp etmeyi, milletimizin umutlarını ve hayallerini kırmayı, bunun yanında tarihin akış istikametini tersine çevirmeyi siyaset zannedecek kadar gerçeklerle bağ ve bağlantısını koparmıştır" dedi.