29.05.2022 - 12:32 | Son Güncellenme:
İHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır annelerinin HDP ve PKK'ya karşı başlattığı direnişin 1000. gününde düzenlenen etkinlikte İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun cep telefonundan bağlantı yaparak ailelere seslendi. Erdoğan, "Sizler anne yüreğinden daha güçlü bir organizasyon, daha güçlü bir silah olmadığını ispatladınız. Bütün dünya teröristlerin yanında yer alsa da annelerin kalplerindeki sevgi ve gözlerindeki kararlılıkla karşılarına çıkması o hainlerin bütün dengelerini bozmaya yetti" dedi.
Diyarbakır'da, oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden anne Hacire Akar, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlattı. Akar, oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı kararlı mücadele sayesinde 24 Ağustos 2019'da evladına kavuştu. Akar'ın kararlı eylemi ve yaktığı meşale, Türkiye'de birçok aileye cesaret ve umut oldu. Bu cesur duruşu gören aileler, 3 Eylül 2019'da HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti başlattı. Diyarbakır’da ailelerin dağa kaçırılan evlatları için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1000. gününde. 1000 günde, 301 ailenin katıldığı evlat nöbetinin zaferinde 35 evlat ailesine kavuştu, HDP yönetimi, Diyarbakır İl Başkanlığı binasının kepengi indirerek faaliyetlerini ilçe binalarına taşıdı. Ailelerin kararlı ve cesur direnişleri 1000. gününe girdi. Ailelerin eylem yaptığı HDP önündeki çadır yanında düzenlenen etkinlikle 1000. günlerini bütün dünyaya duyurdu. Etkinliğe İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su, HAK İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, STK temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, evlat nöbeti tutan aileler ile birlikte Diyarbakır ve Türkiye'nin birçok yerinden aileler katıldı.
"ÇOK ÖNEMLİ MESAJLAR VERDİNİZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da İstanbul'da bulunduğu programdan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun cep telefonuna bağlanarak ailelerin direnişini ve zaferini kutladı. Erdoğan, "Değerli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Diyarbakır’daki yüreği yanık annelere teşekkür ediyorum. Evlatlarını veya yakınlarını terör örgütünden kurtaran anneleri tebrik ediyorum. Hala bu mücadeleyi yürüten annelerimizin de bir an evvel evlatlarına kavuşmasını diliyorum. Sizler terör örgütüne veya onun güdümündeki partiye Diyarbakır’dan çok önemli bir mesaj verdiniz. Bu ülkenin cesur ve dirayetli anneleri olarak onlara boyun eğmeyeceğinizi gösterdiniz. Evlatlarınıza kavuşmak için verdiğiniz eşsiz mücadeleyi en başından beri taktirle takip ediyoruz. Mücadelenizin her aşamasında içişleri bakanımız ve diğer arkadaşlarımızla birlikte yanınızda yer aldık. Bundan tam 1000 gün önce Hacire Akar kardeşimizle başlayan mücadeleniz eşine ender rastlanır bir evlat sevgisi, merhamet, azim destanı olarak şimdi de tarihe altın harflerle yazıldı. Terör örgütü artık meydanın boş olmadığını bildiği için evlatlarımıza öyle kolayca kanca atamıyor. Örgütün güdümündeki parti de bu alçak plana pervasızca aracılık yapamıyor. Şahsım, ülkem ve milletim adına sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Sizler anne yüreğinden daha güçlü bir organizasyon daha güçlü bir silah olmadığını ispatladınız. Bütün dünya teröristlerin yanında yer alsa da annelerin kalplerindeki sevgi ve gözlerindeki kararlılıkla karşılarına çıkması o hainlerin bütün dengelerini bozmaya yetti. Kandırılıp dağlara götürülüp ölüme sürüklenen her bir evladın sıkıntısını yüreğimizde hissediyoruz" dedi.
"FAALİYET SAHALARINI BİRER BİRER KAPATIYORUZ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır annelerinin verdiği mücadeleyi güvenlik güçleriyle sınır ötesindeki harekatlarla tamamladıklarını söyledi. Erdoğan, "Diyarbakır ve diğer şehirlerimizde annelerin verdiği mücadeleyi sınırlarımızın ötesindeki harekatlarımızla tamamlıyoruz. Örgüte katılımın neredeyse sıfıra düşmesinde güvenlik güçlerimiz ve askerlerimizin operasyonları kadar sizlerin mücadeleniz de etkili olmuştur. Artık çocuklarımızı kandıramayan mevcut elemanlarını saflarında tutamayan terör örgütünün faaliyet sahalarını da birer birer kapatıyoruz. Suriye sınırları boyunca adım adım kurmakta olduğumuz 30 kilometre derinlikteki güvenlik koridorunu tamamlayacağız. Böylece çocuklarımızı kandırıp dağa götürme mekanizmasını tamamen ortadan kaldıracağız. Bu ülkenin siz Diyarbakır annelerine çok büyük şükran borcu vardır. Bu milletin siz Diyarbakır annelerinden alacağı çok ders vardır. İnşallah bu kulaktan kulağa anlatılarak geleceğimizi aydınlatan bir ışığa dönüşecektir. Bir kez daha her birinize teşekkürlerimi sunuyor, Rabbimden bir an evvel çocuklarınıza kavuşmanızı diliyorum" diye konuştu.
"BU ÜLKEDEN TERÖR BİR EVLAT DAHA GİTMEYECEK"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, güvenlik kuvvetlerinin ve annelerin verdiği mücadele ile gelinen noktada artık bu ülkeden teröre bir evladın daha gitmeyeceğini söyledi. Bakan Soylu, "Öncelikle burada büyük bir direnişin, büyük bir hak arayışının, büyük bir anlayışın, itirafın, evladını kaybeden anneler, babaların başkaldırışının, terörü bütün sonuçları ile beraber lanetleyen ve ortak kaldırma girişiminin evlat sevgisinin insan sevgisinin birlikte olma duygusunun tam 1000 gündür etrafında bulunan, bundan vazgeçmeyen ve bu anlayışını sürdürebilmek için tehditlerden baskılardan, evlatları ile tehdit edilme anlayışından korkmayan ve ürkmeyen 1000 gündür burada terör örgütüne insan kaynağı sağlayan siyasi partinin önünde bütün dünyaya haykıran, terör örgütünün bugün tamamen aracı olmuş bir siyasi partinin önünde itirazını dile getiren ve annelik, babalık duygusunun nasıl bir yüce duygu olduğunu, insanı korkudan uzak tuttuğunu ortaya koyan, birbirlerine tutunan, gözyaşlarını içine akıtan ama bir gün olsun terör örgütünü bitirmekten vazgeçmeyen evlatlarını isteyen Diyarbakır annelerinin huzurundayız. Burada her birinin önünde saygıyla eğiliyorum. Annenin ne demek olduğunu bir kez daha dünyaya haykıran annelere müteşekkir olduğumuzu, bu ülkede terörden dolayı evlatlarını kaybeden anneler ve babalar adına bu başkaldırışların tarihi bir süreç olduğunu belirtmek istiyorum. Burada bugün Hakkari, Şırnak, Van, Batman, İzmir’den anneler var. Birlik içerisindeler. Burada bugün ülkemizin her noktasından gelen STK temsilcilerimiz var. Sendikalarımız HAK İŞ Genel Başkanı var. Siyasi parti temsilcilerimiz var. Bu süreçte annelerin büyük mücadelesine, evladına kavuşma isteğine, en önemlisi başka evlatlara bu anlayışı göstererek HDP ve PKK’nın tuzağına düşürmemesine yönelik bir çağrı var. Bütün dostlarımıza bu 1000. gününde minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Bu anneler büyük bir değişim başlattı. Bu annelerin başlattığı bu değişimi bu ülkenin bir evladı olarak, bu hükümetin bir üyesi olarak, Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşı olarak büyük bir takdirle bir anne yüreğine imrenerek onların cesaretini gururla takip ediyoruz. Ne tür tehditlerle karşı karşıya olduklarını biliyoruz. Hiçbirisinden yılmadıklarını biliyoruz. Hiçbir tehdidin evlat sevgisinden yüksek olmadığı bilinciyle nasıl mücadele ettiklerini biliyoruz. Direndiler ve 35 evlatlarını sökerek PKK’dan aldılar. Herkes buradan bilsin sonuna kadar annelerimizin yanındayız. Allah nasip edecek bu ülkeden teröre bir evlat daha gitmeyecek, anaların gözyaşı dinecek ve ortadan kalkacak inşallah. Bu anneler ortaya koydukları bu direniş bu anlayışla beraber kendilerinden sonra gelecek çocuklara da annelere de ışık olacaklar" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından kalabalık PKK'ya lanet yürüyüşü gerçekleştirdi.
EVLAT NÖBETİNDE 1000. GÜN
Diyarbakır’da ailelerin dağa kaçırılan evlatları için HDP Diyarbakır İl Başkanlığı binası önünde 3 Eylül 2019'da başlattığı oturma eylemi 1000. gününde. 1000 günde, 301 ailenin katıldığı evlat nöbetinin zaferinde 35 evlat ailesine kavuştu, HDP yönetimi, Diyarbakır İl Başkanlığı binasının kepengi indirerek faaliyetlerini ilçe binalarına taşıdı.
Diyarbakır’da, oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden anne Hacire Akar, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlattı. Akar, oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı kararlı mücadele sayesinde 24 Ağustos 2019'da evladına kavuştu. Akar’ın kararlı eylemi ve yaktığı meşale, Türkiye’de birçok aileye cesaret ve umut oldu. Bu cesur duruşu gören aileler, 3 Eylül 2019'da HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti başlattı.
Evlatlarını terörün batağından kurtarmak isteyen ve Türkiye’nin dört bir yanından gelen diğer ailelerin de katılımıyla sayı her geçen gün artarak 301’e ulaştı. İlk günden itibaren evlatlarına kavuşmak için sürdürdükleri kararlı duruşlarıyla HDP il binası önünden ayrılmayan anne ve babalar, yazın sıcağında, kışın soğuğunda eylemlerine ara vermeden devam etti. Aileler, nöbet yerlerini boş bırakmamak için aileleriyle dönüşümlü eylemi sürdürdü. Aileler, tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgını döneminde de gerekli tedbirleri alıp eylemlerinden vazgeçmedi. Geride kalan yaklaşık 3 yılda annelerinin kucağındaki çocuklar, ağabeyleri ve ablaları için yeni yaşlarına eylem çadırında girdi.
KARARLI DURUŞ 35 EVLADI AİLESİNE KAVUŞTURDU
Eylemle 35 aile, terörün pençesinden kurtardıkları evlatlarına kavuşmanın sevincini yaşadı. Anne ve babalarının "geri dön" çağrısına kayıtsız kalmayıp örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan çocukları gören diğer aileler, eylemlerinde daha kararlı hale geldi. Annelerin kararlı duruşu, HDP'ye kepenk kapattırdı. Ailelerin haykırışlarını duymak istemeyen HDP'liler, çareyi bir süre kepenklerini kapatmakta buldu. Ailelerin kararlı duruşundan sonra HDP, il binasında yaptığı faaliyetlerini ilçe binalarına taşıdı. İddialara göre, bu süreçte terör örgütü PKK yandaşları, ailelere tehditlerde bulundu, onları yıldırmaya çalıştı. Teslim olan gençler, ifadelerinde yaşadıkları her şeyin zorla yaptırıldığını öne sürdü.
Ailelerin duruşu, Türkiye’ye ile sınırlı kalmadı. Almanya’ya kadar ulaştı. Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı. Maide T, daha sonra eylemini Başbakanlık binası önünde sürdürdü. Ailelerin gür sesi, İzmir, Van, Hakkari, Şırnak ve Muş'ta karşılık bularak buralarda eylem başlatıldı. Bu haykırışlara Sivil Toplum Kuruluşları, dernekler ve insanlar duyarsız kalmayarak ailelere destek ziyaretlerinde bulundu. Destek ziyaretleri, bunlarla sınırlı kalmadı. Yerli ve yabancı diplomat ve bürokratlardan sanatçı, spor camiasına kadar buldu.
Türkiye’de ve Diyarbakır’da temaslarda bulunan Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky 7 Kasım 2019'da, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström 3 Ekim 2019'da, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott ve Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya'nın da yer aldığı 9 ülkenin büyükelçisinin bulunduğu heyet 8 Aralık 2019'da ziyaret etti. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan gelen gurbetçiler de annelerle görüştü.
"HER KATILAN YENİ BİR AİLE, KANDİLE YENİ BİR BOMBA DEMEKTİR"
Evlat nöbetinde kararlılık gösteren Ayşegül Biçer, evladı Mustafa Biçer’in terör örgütü PKK'dan kaçmasıyla zafere ulaştı. Anne Biçer, “Kararlı duruşumla öncelikle büyük bir zafere ulaştım. Ciğerparem evladımı kurtardım. Çünkü doğru adreste oturdum ve evladımı kaybettiğim yerde aradım. Sesimi basın mensupları sayesinde evladıma ulaştırdım. Allah, basın mensuplarından da razı olsun. Evet, Ayşegül Biçer kazandı. Ama bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti’nin zaferidir. Cumhurbaşkanımızın, İçişleri Bakanı’mızın, kolluk kuvvetlerimizin mücadelesiyle bu zafere ulaştım. 1000 gündür bu aileler orada oturuyor, büyük zaferlere ulaşıyor. Her katılan yeni bir aile, kandile yeni bir bomba demektir. Her koparılan bir çocuk, PKK’da büyük bir çöküş demektir. Anneler işte bunu yapıyor. Allah’ın izniyle anneler, bu kararlı duruşuyla PKK’yı tarihin en karanlık sayfalarına bir daha açılmamak üzere kapatacaktır. 40 yıldır bu mücadele ile en büyük darbeyi “Diyarbakır Anneleri” terör örgütü PKK’ya vurmuştur” dedi.
"ÇOCUĞUMU ONLARDAN SÖKE SÖKE ALIP TÜRK ASKERİ YAPACAĞIM DEMİŞTİM"
9 ay önce evladına kavuştuğunu anımsatan anne Biçer, “6 ay askerde, 3 ayını benimle geçirdi. Teskeresini alıp evine geri döndü. Elhamdülillah, çok şükür, ilk günden beri dediğim gibi, çocuğumu onlardan söke söke alıp Türk askeri yapacağım demiştim. Hayalimi gerçekleştirdim. Evet, sırada bir hayalim daha var. Çocuğumu evlendirip torun, torba sahibi olmak. Allah’ın izniyle buna da inanıyorum ve yapacağım” diye konuştu.
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinden gelip evlat nöbetine devam eden anne Necibe Çiftçi, oğlu Rojhat Çiftçi'nin 5 yıl önce terör örgütü PKK tarafından dağa kaçırıldığını ve büyük oğlu 4 çocuk babası Sami Çiftçi'nin de örgüte destek vermediği gerekçesiyle kaçırılarak şehit edildiğini söyledi. Anne Çiftçi, “Bugün, bizim 1000 günümüzdür. 1000 gün, 1000 gün üstünde geçse de biz evlatlarımızı onlardan almadan buradan gitmeyeceğiz. Diyarbakır anne ve babaları HDP ve PKK’nın belini kıracak” şeklinde konuştu.
"9 AY KARNIMIZDA TAŞIDIĞIMIZ ÇOCUKLARIMIZI İSTİYORUZ"
Evladı Mehmet Tokay için eylemine kararlı bir şekilde devam eden anne Sadiye Tokay, “Ben, 2014’te de HDP-PKK’ya karşı başkaldırdım. Dağkapı Meydanı’nda eylem yaptım. Biz, eylemimizde kararlıyız. 1000 gün geride kaldı. 100 bin günde geride kalsa biz onların kapısından kalkmayacağız. 9 ay karnımızda taşıdığımız çocuklarımızı istiyoruz. Onları burayı terk etse de biz onların peşindeyiz. HDP’nin peşini bırakmayacağız. Doğru adrese gelmişiz. PKK dağdan gelip çocuklarımızı götürmedi. HDP aracılığıyla bizim çocuklarımızı onlara parayla sattı. Onlar suçlu olduğu için kapılarını kapattı. Suçlu insanlar kaçıyor” ifadelerinde bulundu.
"BİZ PKK VE HDP'NİN İÇ YÜZÜNÜ BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERDİK"
PKK tarafından zorla dağa kaçırılan Yusuf Begdaş'ın babası Celil Begdaş, “Değil 1000 gün, 10 bin senede geçse biz bu HDP’nin kapısından kalkmayacağız. Biz, PKK ve HDP’nin iç yüzünü bütün dünyaya gösterdik. Bunlar bütün ailelerin evini yıktı. Burası meclis kapısı, arkası Kandil kapısı” dedi.
Oğlu Özkan için evlat nöbetinde olan baba Süleyman Aydın ise, 1000 gündür halkın çocuklarını çalan partinin önünde olduklarını söyledi. Oğlunun daha 15 yaşında olduğunu belirten Aydın, “15 yaşındaki oğlum, 7 yıldır ölmüş mü, kalmış mı bilmiyorum. Oğlum, HDP tarafından kandırılmıştır. Ben, oğlumu HDP’den almadan asla buradan kalkmayacağım. 1000 yılda geçse evladımı almadan kalkmayacağım. 301 aile anne baba olarak bütün terör ve terör yandaşlarına bedeliz” şeklinde konuştu.
Öte yandan, evlat nöbetinde olan polis ve asker ailelerinin evlatları, 13 Şubat 2021'de terör örgütü PKK tarafından Gara'da katledilen 13 şehit vatandaş arasındaydı.