08.10.2021 - 07:03 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu. Önceki gün genel merkezde Merkez Karar ve Yönetim Kurulu üyeleriyle oldukça uzun bir toplantı gerçekleştirdiklerini, dün de TBMM'nin yeni yasama yılının başlamasının ardından milletvekilleriyle ilk grup toplantısını yaptıklarını anımsatan Erdoğan, bugün de il başkanları ve teşkilat kademelerinin diğer mensuplarıyla birlikte olduklarını söyledi.
Salgın döneminde ara vermek veya uzaktan canlı bağlantıyla yapmak mecburiyetinde kaldıkları il ziyaretlerini bir süre önce tekrar başlattıklarını hatırlatan Erdoğan, son olarak Kırşehir ve Mersin'e gittiklerini, cumartesi günü de Adana'nın misafiri olacaklarını bildirdi.
Ziyaret ettikleri şehirlerde hem vatandaşlarla ve teşkilatlarla bir araya geldiklerini hem de çok sayıda eser ve hizmetin toplu açılışını yaptıklarını belirten Erdoğan, ayrıca her şehirde gençlerle bir araya geldikleri özel programlar tertip ettiklerini anlattı.
Yaptıkları toplu açılış törenlerinde kamu projeleri yanında özel sektörün yatırımlarının da yer aldığını aktaran Erdoğan, Adana'da da milyar dolarlık bir özel sektör yatırımının temel atma ve tamamlanan projelerin açılış törenlerine katılacağını ifade etti.
"FARKIMIZI TEKRAR ORTAYA KOYDUK"
Dünyanın ciddi bir bocalama dönemine girdiği salgın sürecinde Türkiye'nin, üretim çarklarını hiç durdurmayarak, yatırımları teşvik ederek ve istihdamı koruyarak kendisini diğer ülkelerden ayrıştırdığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçtiğimiz yıl tüm dünya küçülürken bizim büyümeye devam etmemiz bu gerçeğin en somut ifadesidir. Küresel üretim, tedarik, lojistik ve perakende kanallarında ciddi tıkanıklığın yaşandığı son dönemde de ülkemizde herhangi bir aksaklığa meydan vermeyerek, farkımızı tekrar ortaya koyduk. Her krizin fırsatları da beraberinde getirdiği inancıyla dünyayı kasıp kavuran salgın dönemini yeni ve büyük bir kalkınma atılımına dönüştürmenin gayreti içindeyiz. Hamdolsun sanayicisiyle, ihracatçısıyla, ticaret erbabıyla, esnaf ve sanatkarıyla hülasa tüm kesimleriyle milletimizin de bu kalkınma hamlesine sıkı sıkıya sahip çıktığını görüyoruz. Pek çok şehrimizde yeni organize sanayi bölgelerinin kuruluşundan kapasite büyütme gayretlerine kadar nice güzel gelişmelerin yaşandığını biliyoruz."
Erdoğan, bu yılın ilk ve ikinci çeyreğindeki ciddi büyüme rakamlarının, Türkiye'nin doğru istikamette gittiğine işaret ettiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Tabii birileri biz ne yaparsak yapalım, ülkemiz hangi güzel haberlerle sevinirse sevinsin, milletimiz hangi imkanlara kavuşursa kavuşsun felaket tellallığı yapmaktan geri durmuyor. Yıllardır aynı yalanları, iftiraları, çarpıtmaları tekrarlamaktan bıkıp usanmayanların maskelerini gerekirse her seferinde tekrar tekrar indirmek mecburiyetindeyiz. Esasen hayatlarında bir defa bile milletle hasbi muhabbet etmemiş, devlet yönetmek nedir, uluslararası ilişkiler nasıl yürütülür bilmeyen herhangi bir eserleri ve hizmetleri olmayan bu çarpık zihniyetlilerin kestikleri ahkamların cehaletlerini ortaya sermekten öte bir kıymeti yoktur. Ama doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış gerçeğini de unutmamalıyız. Bizim söylenir söylenmez hakikat denizinde boğmadığımız her yalanın bir süre sonra büyüyüp ayağımıza dolaşması kaçınılmazdır."
"MİLLETİMİZİN ZİHNİNE VE GÖNLÜNE KAZIMALIYIZ"
Millete yaptıkları hizmetleri anlatmak için ellerinde günlerce, haftalarca, aylarca kullanılsa bitmeyecek kadar malzeme olduğunu ifade eden Erdoğan, "Genel Merkezimizin, Cumhurbaşkanlığımızın, bakanlıklarımızın, belediyelerimizin ürettikleri bu malzemeleri her fırsatta kullanmalı, milletimizin zihnine ve gönlüne kazımalıyız. Bizim insanımız, sürekli mavra yapanı, desteksiz atıp tutanı, yalanı gerçek ciddiyetiyle söyleyerek, kendine güldüreni istihza ile de olsa bir süre takip eder ama günün sonunda tercihini daima eser ve hizmet siyasetinden yana kullanır." diye konuştu.
Erdoğan, eser ve hizmet siyasetinin gereğini yerine getirirken, millete özellikle "bu siyaset orta oyuncularının gerçek yüzünü" hatırlatmaktan da geri durmayacaklarını vurguladı.
Dünkü Grup konuşmasında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili tutarsızlıklarını" bizzat kendi ağzıyla ifade ettiği görüntüleri de kullanarak anlattığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu bu durumdan çok alınmış. Görüntülerdeki kişinin kendisi değil de ben olduğumu zannederek bir sağlık kuruluşundan rapor almam gerektiğini söylemiş. Aramızda doktor arkadaşlar varsa bu ruh halinin hangi anlama geldiğini, neye işaret ettiğini gayet iyi bileceklerdir. Biz, kimsenin işine karışmayız, doktorların işine de karışmayız, ama ortada hem CHP hem de ülke siyaseti açısından acilen müdahale edilmesi gereken vahim bir durum olduğu da ortadadır. Bize düşen 'Allah şifa versin' deyip kendi işimize bakmaktır. Bu zat önceki gün enerji fiyatlarını da diline dolamıştı. Avrupa başta olmak üzere, dünyanın dört bir yanında enerji fiyatlarının 2 katından 5 katına kadar arttığı bir dönemde biz kendi vatandaşlarımızı korumak için her türlü fedakarlığı yapıyoruz Bay Kemal. Sen nerede dolaştığının farkında değilsin. İzlemiyor musun televizyonları? Enerjide Avrupa ne alemde, dünya ne alemde görmüyor musun? Adamlar şu anda benzin bulamıyor benzin. Bunları görmüyor musun? Amerika başta olmak üzere, Almanyası, İngilteresi şu anda akaryakıtta adeta müflis durumda. Hepsini geçtik şimdi kamyon şoförü bile bulamıyorlar. Salgın başladığından beri enerji sektöründe kamunun kontrolü altındaki fiyatları gerekirse sübvanse ederek, olabilecek en alt seviyede tuttuk, tutmayı sürdürüyoruz."
Enerji fiyatlarını etkileyecek uluslararası kontratları, Türkiye lehine en yüksek avantajları sağlayacak şekilde yapmak için yoğun gayret içinde olduklarını bildiren Erdoğan, "Dünyada emtia fiyatları başta olmak üzere, maliyetleri etkileyen her şeyin, İkinci Dünya Savaşı'ndan beri görülmedik düzeyde arttığı bir süreçte, biz ülkemizin en az sıkıntıyla bu dönemi atlatması için çalışıyoruz. Ülkenin de dünyanın da özellikle gerçeklerinden bihaber olanların kürsüden söyledikleri sözlerin ne bu tabloya bir faydası ne de herhangi bir anlamı vardır. Onlar konuşur biz hizmet ederiz, eser üretiriz, sorun çözeriz, yeni hedefler ve vizyonlar ortaya koyarız." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dünyada ve ülkede yaşanan her şeyin gayet iyi farkında olduklarını ve adımlarını da ona göre attıklarını ifade etti.
Bu anlayışla geçtiğimiz haftalarda sözleşmeleri yenilenen işçi ve memurların ücretlerinde, kendilerini de çok memnun eden artışlar yaptıklarını anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bay Kemal, bunlardan haberin var mı? Hamdolsun, memurumuz da işçilerimiz de bu toplu sözleşmelerden sonra halden memnun. Enflasyonun yüzde 20'nin altında olduğu bir dönemde ortalama yüzde 30'lar düzeyinde yaptığımız artışlarla çalışanın, üretenin, sabit gelirlinin yanında olduğumuzu çok açıkça ortaya koyduk. Tabii, belediyeleri, hırsızlık, yolsuzluk, ahlaksızlık, taciz, tecavüz iddialarıyla çalkalanan bir partinin çalışanlara verdiğimiz bu ücret artışlarını görmelerini, anlamalarını, takdir etmelerini beklemiyoruz. Ama hiç değilse bu rezilliklerin yaşandığı yerleri örnek göstererek ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz."
"ÇİFTÇİMİZ ZATEN BİLİYOR"
Erdoğan, dünyada uyuşturucuyla mücadelesi referans alınan, cezaevlerinde en çok uyuşturucu suçundan tutuklu ve hükümlüsü bulunan bir ülkede, hala bu tür ithamları dile getirmenin ardında başka niyetler olduğunun açık olduğunu belirtti.
Kamu görevlilerini tehdit ederek, çiftçiye, işçiye, emekliye, esnafa, iş adamına velhasıl toplumun her kesimine hakaret ederek iktidara gelebileceğini sananları acı bir tebessümle takip ettiklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kılıçdaroğlu, memurları tahrik etmek için diline 3600 ek gösterge meselesini dolamış, ha bire tekrarlayıp duruyor. Halbuki bu sözü veren biziz ya. Memur sendikalarıyla yapılan son toplu sözleşmeye bu başlığı koyan da biziz. Verdiğimiz sözün hukuki altyapısını oluşturmaya başlayan yine biziz. Önümüzdeki yılın sonuna kadar bu meselenin çözüleceğini bizzat muhataplarımıza beyan eden yine biziz. Öyleyse bu zat hala neyi konuşup duruyor, doğrusu ben bunu bilmiyorum. Kendi aklınca şehitlerden gazilere, her kesimi kışkırtmaya çalışan bu kişi, hızını alamayıp ülkemizde en çok destek verdiğimiz kesimlerden biri olan çiftçilerimize de bulaşmış. Biz yaptıklarımızı söylüyoruz, bu şahıs ilkokul çocuğu seviyesinde bile olmayan bir mantıkla güya kendince tarım denklemi kuruyor. Söylediği şeyin, çiftçiyi bugünkü seviyesinin çok gerisine düşüreceğinden bile haberi yok. O derece şuursuz durumda. Yapacağız, edeceğiz dediği şeylerin çok daha fazlasının uygulanmakta olduğunu çiftçimiz zaten biliyor."
"TABİİ Kİ SIKINTILARIMIZ DA VAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de tarımı stratejik bir sektör olarak belirleyip gerçekten büyük yatırımlar ve desteklerle bugünkü seviyesine getirdiklerini aktardı.
Her türlü desteği çiftçiye verdiklerini, vereceklerini vurgulayan Erdoğan, ülkenin tarımsal hasılasını geçen yıl 337 milyar liraya, tarım ihracatını da 20 milyar dolara çıkarak cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyelerine ulaştırdıklarını anlattı.
Sadece bu yıl için verdikleri ve verecekleri tarım desteklerinin tutarının 24 milyar lirayı bulduğunun altını çizen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ham maddeleri, uluslararası piyasalardan temin edildiği için küresel fiyatlamaya tabi gübrenin maliyeti yüzde 187 artarken, biz bunu üçte bir azaltarak ülkemize yansıttık. Gübre desteklerini iki kat artırarak alternatif gübrelerin kullanımına ek destek vererek çiftçimizi biz koruduk. Et, süt ve yem üreticilerimizin fiyat dalgalanmalarından daha az etkilenmelerini sağlamak için Toprak Mahsulleri Ofisimizi devreye soktuk. Tüm bu gayretlerimiz sayesinde Türkiye, gelişmiş ülkeler dahil pek çok devletin gıda arz güvenliği konusunda endişe yaşadığı bir dönemde, gayet rahat bir şekilde geleceğine bakabilmektedir. Sadece tarımda değil hangi alana el atarsanız atın benzer tablolarla karşılaşacaksınız. Ha bu demek değil ki ülkemizde hiçbir sorun yok, her şey güllük gülistanlık. Yok böyle bir şey. Tabii ki sıkıntılarımız da var. Ama bunların neler olduğunu da hangi sebeplerden kaynaklandığını da nasıl çözüleceğini de en iyi biz biliyoruz."
Erdoğan, Türkiye'nin imkanlarını bu ülkede yaşayan her bir bireyin emrine vermek için hazırlıklarını sürdürdükleri ve en kısa sürede gerçekleştirecekleri pek çok proje bulunduğunu, bu projeleri önümüzdeki günlerde, haftalarda ve aylarda birer birer milletle paylaşacaklarını ve uygulamaya geçirecekleri vurguladı.
2023 HEDEFİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özellikle karşılarındaki tablonun, 2023'e yaklaştıkça partilerine ve hükümetlerine yönelik saldırıların, yalan ve iftira kampanyalarının artarak süreceğini gösterdiğini söyledi.
Erdoğan, hayatı boyunca iftira ve yalanla mücadele etmiş, her başarısını büyük mücadeleyle kazanmış bir siyasi hareketten geldiklerini, ülkenin zor bir dönemi olan 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığını CHP'den alarak bunlara rağmen kazandıklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siyasi ve ekonomik çöküntünün zirvede olduğu 2002'de iktidara bunlara rağmen geldik. Vesayetin oyunlarıyla, terör örgütlerinin saldırılarıyla, darbe teşebbüsleriyle, siyasi, sosyal ve ekonomik nice tuzakla bunlara rağmen başa çıktık. Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinde attığımız her adımı bunlara rağmen neticelendirdik. İnşallah 2023'te milletimizin teveccühüne bir kez daha nail olarak Mecliste ve Cumhurbaşkanlığında yeniden sorumluluk üstlenmeyi de bunlara rağmen başaracağız." diye konuştu.
"HAK ETTİKLERİ CEVABI ELBETTE HER PLATFORMDA VERECEĞİZ"
"Eğer karşımızdakilerin insafına kalırsak bunlar bize Türkiye Cumhuriyeti'nin aynı haklara sahip vatandaşları olmamıza rağmen bırakın adil davranmayı, yağmurlu havada bir bardak su bile vermezler. Gözü de gönlü de başka yerlere çevrili bu yeminli ülke ve millet düşmanlarına hak ettikleri cevabı elbette her platformda vereceğiz. Ama bunu yaparken asla kendimizi onların seviyesine de düşürmeyeceğiz." diyen Erdoğan, tek sorumlu oldukları mercinin "millet" olduğunun altını çizdi.
Bugüne kadar elde ettikleri her başarıyı, kazandıkları her mücadeleyi milletin desteğine borçlu olduklarını dile getiren Erdoğan, "İktidara geldiğimiz günden beri karşımıza çıkan her engeli yıkıp geçmemizi sağlayan, 15 Temmuz'da çıplak elleriyle tankları durduran, bölgesel ve küresel tüm güç odaklarını hizaya getiren milletin gücünün üstünde bir güç tanımadık, tanımıyoruz. Bundan sonra da hedeflerimize yine milletimizle birlikte yol yürüyerek, milletimizin gönlündeki yerimizi güçlendirerek ulaşabiliriz. Nice büyük badirelerin üstesinden nasıl Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle gelmişsek bugün önümüzde duran sorunları da aynı şekilde aşacağımızdan zerre kadar şüphemiz yok. İşte bu ekip burada." dedi.
İl başkanları, ana kademe, gençlik kolları, il genel meclis başkan üyeleri ve belediye başkanlarıyla çok yoğun çalışacaklarını vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Durmak yok. İşe rehavet girmemesi gerekir. İşte bunun için her fırsatta teşkilatlarımızın tüm unsurlarıyla sahada olmaları, dokunmadık ve kazanmadık gönül bırakmamaları gerektiğini söylüyoruz. Eğer bunu başarabilirsek, bizim için 2023, sadece daha büyük hedeflere doğru sürecek yolculuğumuzun yeni bir başlangıç noktası anlamı taşır. Benim sizden istediğim şudur, şu gönüllere vurmak, şu gönüllere dokunmak bizim en büyük kazanımımız olacaktır. Hep söylüyorum ya, bize gurur, kibir, asla yakışmaz. Biz tevazu ordusuyuz ve tevazu ordusu olarak bu yolculuğa devam edeceğiz. AK Parti'nin 20 yıllık geçmişinde bunun aksi hiç olmadı, inşallah bu defa da olmayacak. Ana kademesiyle, kadın ve gençlik kollarıyla bugüne kadar bizi hiç yolda bırakmayan, hep sorumluluklarını yerine getiren teşkilatlarımıza güveniyorum. Emekleriniz ve gayretleriniz için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun."