18.06.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Kemal Göktaş
CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanlığı seçiminde çatı aday olarak gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu, kamuoyunda pek bilinmeyen görüşlerini en net biçimde geçen yıl yayımlanan, ‘Yeni Yüzyılda İslam Dünyası’ isimli kitabında ortaya koyuyor. İslam Teşkilatı Konferansı’nın seçilmiş ilk genel sekreteri olan İhsanoğlu, kitabında yer alan siyasi konulardaki temel görüşleri şöyle:
DESPOTLARIN SONBAHARI: ‘Arap Baharı’ terimi kimseyi yanıltmasın. Son 2 yıldır Arap ülkelerinde yaşananlar arzulanan baharı getirmedi; getirdiği despotların sonbaharı oldu. Müslüman toplumlarda gençlik hareketleri neticesinde totaliter rejimlerin yıkılması bize iyinin peşindeki bir gençliğin ve düşünen insanların varlığı sayesinde bu toplumların geleceğinin daha parlak olabileceği ümidini vermeli.
BASKIYA KARŞI: Siyasi güçler din üzerinde baskı kurmamalı. Benzer şekilde, demokrasiye geçişin bugün yaşanan kritik döneminde siyaset üzerinde din adına baskı da kurulmamalı. Bu durumların her ikisinin de başarısızlıkla neticelendiğinin örnekleri dünya tarihinde ve İslam tarihinde mevcuttur.
DEMOKRASİ: İslam dünyasının geleceği geniş ölçüde iyi yönetişimle ilgili prensiplerin benimsenip uygulanmasına ve çoğulcu demokratik sistemlerin yerleşmesine bağlı olarak belirlenecek. Kalbimizle inanıyoruz ki çoğulcu demokratik uygulamalarla İslam’ın öngördüğü iyi yönetim arasında esasta uyumsuzluk bulunmuyor.
TEK ÇIKAR YOL: Demokrasinin tesisi ancak iki temel prensibin uygulamasıyla mümkün olabilir: Bunlardan birincisi toplum meselelerinin ele alınışında iyi yönetişim, şeffaflık ve güven tesisi. İkincisi ise özenle oluşturulacak insan hakları akideleri içinde siyasi hürriyetlerin kapsanması. Kilit önemdeki bu iki prensip yerine konmazsa Müslüman toplumların siyasete aktif kesimleri için tek çıkar yol hedeflerine dinin çerçevesinde aramak olacaktır. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde işler daha da karışabilir.
DİN VE DEVLET: Müslüman toplumların günümüz dünyasında kararlılıkla ileri gidebilmeleri için siyaset alanı ile din alanı arasındaki ilişkiyi bunları birbirine karıştırmayacak şekilde tanımlamaları gerekir. Bu ilişki karşılıklı olarak yetkilerin ayrılığına dayanmalı, ayrıca çoğulculuğa yer verilmeli.
‘AKP adayıyla aynı çizgide’
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı için şunları söyledi: “Görünen o ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde iki temel çizgi yarışacak. Birincisi, bizim göstereceğimiz adayın temsil edeceği demokrasi, özgürlük ve barış çizgisi. Çatı adayının ve AKP’nin adayının aşağı yukarı aynı çizgiyi temsil ettiğini düşünüyoruz.”
YAZAR GÖRÜŞLERİ: Adaya tepkiler ‘camia’ya yöneldi
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun çatı adaylığı hakkında tepkiler şöyle:
Hüseyin Gülerce (Zaman): Tansiyonu düşürebilecek bir aday. Erdoğan aday olursa, İhsanoğlu’nun bana göre kazanma şansı bulunmuyor.
Mustafa Akyol (Eski Star yazarı): Değerli bir şahsiyet; laikçi bağnazlığı aşmaya başlayan CHP’yi de tebrik ediyorum.
Mümtaz’er Türköne (Zaman): Barışın ve uzlaşmanın ve dahi farklılıkları birlikte yaşatmanın değerini herkese öğretebilecek bir isim.
Bekir Coşkun (Sözcü): Bulamadın mı birader “İslam ağırlıklı”dan başka... Yok muydu koca Türkiye’de laik, çağdaş, genç Türkiye’nin aydınlık yüzünü temsil edecek bir tek kişi?
Mustafa Karaalioğlu (Star): Kılıçdaroğlu ve Bahçeli, son 10 yılda yaşanan muazzam değişime boyun eğerek bu ülkenin yönetiminde artık muhafazakâr karaktere sahip olmayan bir profilin mümkün olamayacağını ilan ettiler. AK Parti’nin adayına oy vermeyi düşünen hiç kimse İhsanoğlu aday oldu diye kararını değiştirmez.
HABER MERKEZİ