07.04.2009 - 00:41 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ - MANSUR ÇELİK - NAMIK DURUKAN - BAHAR BAKIR - AYDIN HASAN - ABDULLAH KARAKUŞ - GÖKÇER TAHİNCİOĞLU - TOLGA ŞARDAN - BAHAR ATAKAN - MERİÇ TAFOLAR - MURAT PAZARBAŞI - MİTHAT YURDAKUL - TÜRKER KARAPINAR - SERTAÇ KOÇ - EVİN DEMİRTAŞ
ABD Başkanı Obama, Çankaya Köşkü’nde yaptığı açıklamada, Türkiye-ABD ilişkilerinin önümüzdeki dönemde izleyeceği seyir konusunda önemli mesajlar verdi. Obama, “Güçlü bir ABD-Türkiye ilişkisinin, baskın olarak Hıristiyan bir ulusla çoğunluğu Müslüman olan Batılı bir ulusun bir araya geleceği model ortaklıkla sağlanabileceğini” söyledi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Obama, 30 dakika süren heyetlerarası görüşme ve yemeğin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Avrupa turunu Türkiye ile sonlandırdığını vurgulayan Obama, Türkiye’nin hem ABD hem dünya açısından önemini vurgulamak istediğini kaydetti. Obama, “Türkiye, eski medeniyetler ile yeni ulus devletlerin birlikte barındığı, hukukun üstünlüğüne saygı gösteren, demokrasiye önem veren, canlı ekonomiye sahip bir ülkedir. NATO üyesidir. Çoğunluğu Müslüman olan, özgün bir yere sahip bir ülkedir. Bunlar tabii ki bölgesel ve stratejik anlamda son derece önemli özelliklerdir” dedi.
Gül ve Başbakan Erdoğan’ın liderliğinin kendisini çok etkilediğini söyleyen Obama, Afganistan ve Irak konularını görüştüklerini ve Türkiye’ye terörizmle mücadelesinde destek olmaya devam edeceklerini belirtti.
‘Görüşlerim kayıt altında’
Obama, Chicago Tribune muhabirinin, “Ermeni soykırımıyla ilgili kararın çıkarılması aşamasında, görüşlerinizin değişip değişmediğini ve Sayın Gül’e soykırımı tanıma konusunda bir şey söyleyip söylemediğinizi öğrenmek istiyorum” sorusu üzerine şöyle dedi:
“Bu görüşlerim kayıt altında zaten. Görüşlerimi değiştirmiş değilim. Ama beni en çok cesaretlendiren şey, Cumhurbaşkanı’nın liderliği altında, Ermenistan ile Türkiye arasında bir seri müzakere devam ediyor ve meyvelerini çok yakın dönemde verebilir. Yapmak istediğim şu aşamada kendi görüşlerime odaklanmak değil, Türkiye’nin görüşlerine odaklanmak ve bu noktadan ileriye hareket etmektir. Çünkü geçmişte zor ve trajik olaylar yaşanmıştır. Bütün dünya bu konuyu çözüme ulaştırmaya çalışırken, yapıcı bir tutum sergilemelidir.”
Obama, muhabirin “Ama bu sözcüğü gelecekte kullanacak mısınız?” sorusu üzerine de “Yapmak istediğim, Sayın Gül’e şimdiye kadar son derece başarılı olan müzakerelere devam etmesi konusunda yardımcı olmaktır. ABD’nin herhangi bir şekilde bu müzakereleri saptırmasını istemiyorum” dedi.
Gül ise bunun tarihi bir konu olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Türkiye Cumhuriyeti, modern cumhuriyet kurulunca yeni nesilleri nefret duygusuyla beslememek için bunları dünyada, büyük olay yapmamıştır ama daha sonra maalesef siyasi amaçlı olarak bu konular dünyada özellikle diyasporanın kendi kimliğini koruması amacıyla çok gündeme getirilmiştir.
Bizim teklifimiz şu olmuştu: O zaman buyrun tarihçiler, bu işin uzmanları çözsünler, biz hazırız yüzleşmeye. Buna siyasetçiler, hukukçular karar veremez ki. Ortak bir tarih komisyonu kurulsun ve komisyon neye karar verirse buna razıyız. Biz bunun için Türkiye’nin bütün arşivlerini sonuna kadar açtık. Ve bu arşivlere, konuyla ilgilenen herkesi çağırdık.”
Laik bir ülke vaadi
Obama, Zaman muhabirinin, “Başkanlığınız döneminde ilişkilerde ne gibi farklılıklar ortaya çıkacak? PKK’nın tasfiyesine yönelik ne gibi somut adımlar göreceğiz” sorusuna şu karşılığı verdi: “İlişkilerin kötüleştiğini ve bizlerin dost ve müttefik olmaktan geri durduğumuzu zannetmiyorum. PKK, ABD’nin terörist listesinde. Ülkemin, Türkiye’ye verdiği desteğin meyvelerini son bir yılda görüyoruz.”
Desteklerinin süreceğini de belirten Obama şöyle devam etti: “Bu aşamada daha güçlü bir ABD-Türkiye ilişkisinin kurulması, Türkiye ve ABD’nin model bir ortaklık oluşturmasıyla mümkün olabilir. Modelde baskın olarak Hıristiyan bir ulusla, çoğunluğu Müslüman olan batılı bir ulus bir araya gelecek. İki kıtayı kapsayan, Avrupa ile Asya arasında bulunan, Türkiye, ABD ile birlikte modern uluslararası bir camia oluşturabilecek.
Bu güvenli, saygın, refah içerisinde olacak. Kültürlerarası gerilimlerin olmadığı bir ortaklık olacak. Bu, benim açımdan son derece önemli bir konu. ABD’nin en güçlü yanlarından biri, bizim son derece büyük bir Hıristiyan nüfusa sahip olmamıza rağmen, biz kendimizi Hıristiyan bir ulus, Yahudi bir ulus olarak görmüyoruz.
Biz kendimizi, ideallerin ve değerlerin birbirine bağladığı bir ulus olarak görüyoruz. Modern Türkiye de benzer bir takım prensiplerle kuruldu. Bizim her iki ülkede de görmekte olduğumuz şey, bu vaadin, laik bir ülke vaadinin, inanç özgürlüğüne, hukuk üstünlüğüne saygı gösterme vaadinin sürdürülüyor olması. Ve bu ortaklığı önümüzdeki günlerde görmeyi de dört gözle bekliyorum.”
Çuval krizine gönderme
Obama, Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirirken, iki ülke arasında 2003’te sorunlar oluştuğunu, ancak daha sonra ilişkilerin giderek bir iyileşme sürecine girdiğini ifade etti.
Obama, 2003 yılından bahsederek, tezkere ve çuval krizlerine göndermede bulunmuş oldu. 2003 yılının şubat ayında ABD askerlerinin Türkiye üzerinden Irak’a geçmesi izni Meclis’ten çıkmamış; temmuz ayında da ABD askerleri, Kuzey Irak’taki Türk timini başlarına çuval geçirerek tutuklamıştı.
Top atışı korkuttu
* Obama, Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ndeki karşılama sırasında, ABD Ulusal Marşı’nın çalındığı anda başlayan top atışından korktu. Marş için elini kalbinin üzerine götürürken bir anda top atışıyla sıçrayan Obama’nın korkusu, objektiflere de yansıdı. Bu durum, Obama’nın 21 pare top atışı konusunda önceden bilgilendirilmediği şeklinde yorumlandı.
* Obama, onur kıtasını denetlerken “Merhaba asker” diye selam verdi. Köşk’te 3 saate yakın kalan Obama’nın Gül’e karşı samimi davranışları dikkati çekti.
* Cumhurbaşkanı Gül’ün Obama’ya verdiği çalışma yemeğinde enginarlı mantı, vişneli yaprak sarması, peynirli su böreği, içli köfte, tavada pişirilmiş lagos, deniz börülcesi ve limon kremalı safran sosu ikram edildi. Tatlı olarak fıstıklı baklava, Kayseri yöresine özgü Nevzine tatlısı ile kaymaklı ayva tatlısı mönüde yer aldı. İçki olarak da 2006 Corvus Teneia (beyaz şarap) ile 2006 Doluca Sarafin Cabernet Sauvignon ikram edildi. Ancak, yemekte Obama’nın şarap içmediği öğrenildi.
* Gül, Obama’nın Çankaya Köşkü’ndeki programına ilişkin fotoğraflardan oluşan Cumhurbaşkanlığı fotoğraf servisinin hazırladığı albümü Obama’ya hediye etti. Albümü inceleyen Obama, ortak basın toplantısına ilişkin fotoğrafları görünce, bunların kısa sürede yetiştirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
* ABD’li uzmanların riskli bulduğu protokol yolundaki alt geçitlerde ekstra önlem alındı.
* Obama’nın sürekli yakınında yer alan görevlinin taşıdığı çantada, olası bir nükleer savaş halinde ateşlenecek füzelerle ilgili şifrelerin bulunduğu öğrenildi.
* Sheraton Oteli’ne çıkan, Tahran Arjantin ve İran caddeleri trafiğe kapatılırken, yayalar için bariyerlerle özel güzergâh oluşturuldu. Polisin, Kuğulu Park’tan otele kadar 2 metrelik aralarla oluşturduğu kontrol noktaları, CIA görevlilerinin bile otele girmekte güçlük yaşamasına yol açtı.
* Keskin nişancıların çatısında beklediği otelden Anıtkabir’e gitmek için 10.36’da ayrılan Obama, makam aracı “Cadillac One” yerine zırhlı Chevrolet kullandı.
* Obama’nın Türkiye ziyaretini izlemek için ABD’den gelen Türk ve yabancı yaklaşık 150 gazeteci ile çok sayıda Türk basın mensubu, sabah 08.30’da Anıtkabir’e alındı. Güvenlik noktasında aranan gazetecilerin ekipmanları da dedektör köpek kontrolünden geçti.
* Obama gelmeden önce Anıtkabir’in dört bir yanı dedektörlerle aranırken, mozoleye çıkılan merdivenlerdeki balkon kısmında olası saldırılar karşısında küçük bir zırhlı alan oluşturuldu.
* Başbakanlık çevresindeki caddelere görevliler dışında kimse alınmadı. Başbakanlık ve Yargıtay binaları, bomba uzmanı köpekle arandı. Obama TBMM’ye giderken, CIA ajanları Başbakanlık giriş ve çıkışlarını kapattı.