‘Milletvekilleri takip edilip, dinleniyorlar’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı TMK 10. maddesiyle yetkili cumhuriyet savcılığınca yürütülen bir soruşturma dosyasında, milletvekillerinin görev döneminde, dokunulmazlıkları varken, yasadışı dinlendikleri, fiziki takibe maruz kaldıklarının ortaya çıktığını söyledi.
Özel yetkili savcılarca 2010’da yapılan bir soruşturma kapsamında 23. Dönem Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, şüpheli olarak takip edildiğini, görüşme kayıtlarının dinlendiğini ifade eden Tezcan, bir milletvekilinin, milletvekili görevi devam ederken, dokunulmazlığa sahipken, fezleke düzenlemeden şüpheli sıfatıyla soruşturma konusu yapılamayacağını belirtti.
Bunun bir skandal olduğunu savunan Tezcan, Seyhan’ın, çıkar amaçlı suç örgütünün üyesi olarak şüpheli sıfatıyla ocak ayında ifadesinin alındığını söyledi.

Vekilken dinlenmiş
Dosyadaki sorulardan Seyhan’ın 2 Mart 2010’dan 4 Mayıs 2011’e kadar telefonlarının dinlendiğinin anlaşıldığını belirten Tezcan, şunları kaydetti:
“O dönem, milletvekili yasama dokunulmazlığı olduğu dönemdir. Birinci büyük sorun buradadır. Kendisiyle ilgili hazırlanan, TBMM’ye gönderilen fezleke yoktur. Ancak yasadışı dinlenmesi söz konusudur. Seyhan’a, milletvekili olarak denetim faaliyeti çerçevesinde yaptığı faaliyetler sorulmuş, bundan suç gibi bahsedilmiştir. Bu, soruşturma terörüdür. Milletvekillerine sesleniyorum; bugün görev yapıyoruz, belli ki milletvekillerinin telefonları, fezleke ihtiyacı duyulmadan, dokunulmazlıklar kaldırılmadan, milletvekilleri hem fiziki takip altında hem de teknik takip, dinleme altındadır. Yarın milletvekili seçilmediklerinde, dokunulmazlıkları olmadığında şüpheli olarak yargının önüne çıkarılmaları kuvvetle muhtemeldir. 550 milletvekilinin şu anda tamamı tehdit altında, tamamı muhtemel şantajla karşı karşıyadır. Yasadışı dinleme faaliyeti, hiçbir gerekçeyle kabul edilemez, Adalet Bakanlığı, Hükümet, HSYK, TBMM uyumamalı, bu suçun üzerine herkes gitmek zorundadır. Soruşturma terörüne, elbirliğiyle dur deme zamanı geldi. Çünkü bu terörün artık kimi vuracağı belirsiz hale gelmiştir.”

Yolsuzluğu niye araştırdın?
Alınan bilgiye göre Mustafa Özsoy ve Mustafa Kemal Altun isimli iki kişinin daha önce sorgulandığı soruşturma kapsamında Seyhan’a milletvekilliği dönemine ilişkin sorular yöneltildi. Yöneltilen sorulardan, Seyhan’ın 2010-2011 döneminde teknik takip ve izlemeye takıldığı anlaşılırken Seyhan’a, yönelttiği soru önergeleri ve üyesi olduğu araştırma komisyonunun faaliyetleri soruldu. Alınan bilgiye göre, Seyhan’a, “Gümrük Müsteşarlığı’ndaki yolsuzluklarla neden ilgilendiniz?”, “Kızılay’da Güvenpark’ın karşısında bulunan istihbarat binasına ilişkin neden araştırma yaptınız?”, “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İngiltere Ticaret Odası’na kayıtlı olup olmadığını neden araştırdınız?” diye soruldu.

Neden arama yaptınız?
Seyhan’a yöneltilen sorulardan Seyhan’ın İstanbul Atatürk Havalimanı ve Ceylan Otel’de yaptığı görüşmelerin takip edildiği sonucuna varılırken, “Parti genel merkezinde dinlemelere karşı neden tedbir alma gereği duydunuz? Meclis’teki odanızda ve evinizde neden tedbir alma gereği duydunuz? Edirne Belediye Başkanı ve Bakırköy Belediye Başkanı’nın odasına yasadışı kamera konulması sürecini neden araştırdınız” soruları da yöneltildi.
Seyhan’a, Başbakanlık Danışmanı Mücahit Aslan ile davalık olmasına neden olan, “yasadışı dinleme aracı alımlarına” yönelik açıklamaları da soruldu. Erdoğan’ın Yunan istihbarat elemanları ile Edirne Keşan’daki bir otelde yaptığı konuşma iddiasına ilişkin açıklamaları da soruşturmada Seyhan’a soru olarak yöneltildi.
Seyhan’ın “Yargı görevini yapanı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs” etmek suçundan şüpheli olarak ifadesinin alındığı ortaya çıktı.