15.09.2008 - 03:09 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ - İSTANBUL AA
Erdoğan ayrıca geçen yıl mayıs ayında Hürriyet gazetesinin ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen IPI'nın 56. Dünya Kongresi'nin kapanış oturumuna katılmış ve yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlamıştı.
15 ülkeden 34 editörün, basın özgürlüğünün genişletilmesi ve korunması amacıyla Ekim 1950'de New York'taki Columbia Üniversitesi'nde toplanarak ilk adımlarını attığı IPI, "özgür basının daha iyi bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunacağı" inancından yola çıkılarak oluşturuldu.
IPI, Birleşmiş Milletler (BM), UNESCO ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşlarda da basın özgürlüğü konusunda danışmanlık statüsüne sahip. IPI'nın 120 ülkede, medya yöneticisi, editör ve önde gelen gazetecilerden üyesi bulunuyor. Dünya çapında basın özgürlüğünü gözleyen IPI, basın özgürlüğünün güçlendirilmesi ve korunması, ifade ve düşünce özgürlüğünün korunması, serbest haber ve bilgi akışının sağlanması ve gazetecilik uygulamalarının geliştirilmesi amacıyla faaliyetlerini sürdürüyor. DP iktidarı döneminde kısıtlanan basın özgürlüğü, 1954 yılında IPI'nın dergisine konu olmuştu. IPI, 1956 yılında da Türkiye'de basına baskı yapıldığını duyurmuştu.
IPI, 12 Eylül 1980 darbesinin mimarı Kenan Evren'e de "Askeri yönetim döneminde Türkiye'de basına uygulanan baskılarla ilgili" pek çok mektup yazmıştı.
ERDOĞAN Ne demişti?
AKP Beyoğlu İlçe Teşkilatı'nın önceki gün düzenlediği kongreye katılan Erdoğan, Doğan Medya Grubu'nun üyesi olduğu uluslararası bir basın kuruluşunun kendisine ültimatom çektiğini belirterek, şunları söylemişti: "Kimsin sen de ültimatom çekiyorsun? Ne ültimatomu? Kendi oluşturmuş oldukları, kimsenin benim ülkemde kabul dahi etmedikleri bir uluslararası basın konseyi. Kibarlığımız sebebiyle daha önce burada yaptıkları toplantılarına biz de katılmıştık, ama daha sonra baktık ki bu bir şirkete çalışıyor.
Sadece Doğan Grubu ile alakası var. Baktık ki başka hiçbir gazete, yayın organı gelmiyor. Ondan sonra da gitmedik. Şimdi orası bize böyle bir ültimatom çekiyormuş ve ültimatomla diyormuş, 'Başbakan medyaya olan ültimatomunu geri çeksin'... Ben ne konuşuyorum? Konuştuğuma bak ve konuştuğumu iyi izle ve konuştuğumu izleyerek de bize siyaseti susturmak isteyenlere biz gereken cevabı veriyoruz. Bundan sen de nasibini al."