13.04.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara
Ergenekon, Balyoz ve KCK gibi davalarda 14’ü tutuklu 15 sanığın, 12 Haziran’da yapılacak genel seçimde milletvekili olması, “Seçilirse ne olacak” sorusunu gündeme getirdi.
Bu isimlerin, seçilmeleri halinde, anayasanın 14. maddesine göre haklarındaki yargılamanın yasama dokunulmazlığına rağmen sürdürülmesi söz konusu olabilecek. Bu durumda, milletvekili seçilenlerin tahliye edilip edilmemeleri de mahkemenin takdirine bağlı olacak. Mahkeme, tahliye kararı vermezse, ilk kez milletvekili seçilen bir isim cezaevinde olduğu için yemin edemeyecek.
Seçilebilecek sıralara yerleştiler
Listelere göre, Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan ve 8’i Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan toplam 9 sanık genel seçimlere katılacak.
CHP, Ergenekon sanıklarından Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı Zonguldak 1. sıradan, gazeteci Mustafa Balbay’ı İzmir 2. bölge 2. sıra, eski ATO Başkanı Sinan Aygün’ü Ankara 2. bölge 3. sıradan aday gösterirken, emekli Korgeneral Engin Alan da MHP İstanbul 1. bölge 1. sıra adayı oldu. CHP listesine giremeyen gazeteci Tuncay Özkan İstanbul 1. bölgeden bağımsız aday olurken, eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı da İstanbul 3. bölgeden bağımsız olarak adaylığını koydu. Emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Jandarma Albay Hasan Atilla Uğur ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ise Cumhuriyet Güçbirliği çatısı altında seçime bağımsız girecek. KCK davasında tutuklu olarak yargılanan 6 kişi de BDP tarafından bağımsız aday gösterildi. Bu isimlerden Aygün dışındaki tüm adaylar cezaevinde bulunuyor.
Anayasal düzene karşı işlenmiş suç!
Haklarındaki davalar sürdüğü ve hükümlü statüleri bulunmadığı için bu isimlerin milletvekili adayı olmalarının önünde bir engel yok. Ancak aday gösterilip seçilmeleri halinde, sanıklar yönünden yeni bir tartışma başlayacak.
Anayasanın yasama dokunulmazlığına ilişkin 83. maddesinde, milletvekillerinin Meclis kararı olmadıkça tutuklanamayacağı belirtiliyor, ancak seçilmeden önce yargılanmasına başlanan isimlerden anayasanın 14. maddesine girenler yönünden bunun söz konusu olmadığı ifade ediliyor. Anayasanın 14. maddesi ise bölünmez bütünlüğe aykırı eylemleri içeriyor. Bu nedenle, anayasal düzene karşı işlendiği varsayılan her suç, anayasa 14 kapsamında sayılıyor.
Mahkeme kararı ve takdiriyle
Çeşitli mahkemeler, kapatılan DTP’li milletvekilleri hakkında seçilmelerinden önce açılmış davaları, anayasanın 14. maddesi uyarınca, yasama dokunulmazlıkları bulunmasına rağmen sürdürmüş, bu durumu protesto eden DTP’liler ifade vermeye gitmemişti. Seçilmeleri halinde, aynı tartışma KCK, Ergenekon ve Balyoz davası sanıkları için de söz konusu olacak. Sanıklar hakkındaki yargılamanın devam edip etmeyeceğine mahkemeler karar verecek. Mahkemeler, yargılamanın anayasa 14 kapsamında devam etmesine karar vermesi halinde bu kez tahliye konusu gündeme gelecek. Mahkemeleri, bu noktada, milletvekili seçilen tutuklu sanığı tahliye etmeye zorunlu kılan bir düzenleme de bulunmuyor.
Sebahat Tuncel örneği
Bu noktada, akıllara 2007’de seçimi sırasında cezaevinde bulunan, ancak seçilince tahliye edilen BDP’li Sebahat Tuncel geliyor. Ancak İstanbul’daki mahkeme, Tuncel’i önce dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesiyle tahliye etmiş, daha sonra bu kararın gerekçesini değiştirmişti. Mahkeme, yargılamanın anayasa 14 uyarınca süreceğini, ancak Tuncel’in takdiren tahliye edildiğini karar altına almıştı. Bu yorum, mahkemenin takdir hakkını kullanarak tahliye kararı vermeyebileceğini de ortaya koyuyor.
İlk olacağı için içtihat gerekecek
Milletvekili seçilen bir isim hakkında tahliye kararı verilmemesi halinde neler yaşanabileceği de tartışma konusu. Uzmanlara göre bu durumda, TBMM açısından şu süreç işleyebilecek:
Seçilmeleri halinde cezaevindeki isimler mazbatalarını alarak milletvekili sıfatını kazanacak. Bu isimler, anayasanın 14. maddesinin uygulanması durumunda, yargılandıkları konu hariç dokunulmazlık kazanabilecek, maaş başta olmak üzere tüm özlük haklarını kullanabilecek. Seçilen kişinin milletvekili sıfatını kazanması için TBMM Genel Kurulu’nda and içme ön şartı bulunmuyor. And içme milletvekilinin, TBMM’nin yasama faaliyetlerine katılabilmesinin önünü açıyor. Buna göre, tutuklu bulunan milletvekili and içemeyeceği için TBMM’deki teklif verme, oy kullanma gibi yasama faaliyetlerine katılamayacak, ancak milletvekili sayılacak. Anayasa, and içmiş bir milletvekilinin özürsüz veya izinsiz bir ay içinde toplam beş bileşime katılmaması halinde milletvekilliğinin düşmesine Genel Kurul tarafından karar verilebileceğini belirtiyor. Ancak and içmeyen milletvekili için ne yaptırım uygulanacağı konusunda anayasa ve içtüzükte açık bir hüküm bulunmuyor. Ancak seçilen sanıklar, bu durumda and içemeyecekleri için söz konusu hüküm işletilemeyecek. Bu durumda TBMM Başkanlığı’nın devreye girerek bir içtihat yaratması gündeme gelebilir.
Milletvekili seçilen bir isim hakkında tahliye kararı verilmemesi halinde neler yaşanabileceği de tartışma konusu. Uzmanlara göre bu durumda, TBMM açısından şu süreç işleyebilecek:
Seçilmeleri halinde cezaevindeki isimler mazbatalarını alarak milletvekili sıfatını kazanacak. Bu isimler, anayasanın 14. maddesinin uygulanması durumunda, yargılandıkları konu hariç dokunulmazlık kazanabilecek, maaş başta olmak üzere tüm özlük haklarını kullanabilecek. Seçilen kişinin milletvekili sıfatını kazanması için TBMM Genel Kurulu’nda and içme ön şartı bulunmuyor. And içme milletvekilinin, TBMM’nin yasama faaliyetlerine katılabilmesinin önünü açıyor. Buna göre, tutuklu bulunan milletvekili and içemeyeceği için TBMM’deki teklif verme, oy kullanma gibi yasama faaliyetlerine katılamayacak, ancak milletvekili sayılacak. Anayasa, and içmiş bir milletvekilinin özürsüz veya izinsiz bir ay içinde toplam beş bileşime katılmaması halinde milletvekilliğinin düşmesine Genel Kurul tarafından karar verilebileceğini belirtiyor. Ancak and içmeyen milletvekili için ne yaptırım uygulanacağı konusunda anayasa ve içtüzükte açık bir hüküm bulunmuyor. Ancak seçilen sanıklar, bu durumda and içemeyecekleri için söz konusu hüküm işletilemeyecek. Bu durumda TBMM Başkanlığı’nın devreye girerek bir içtihat yaratması gündeme gelebilir.