14.08.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu / Ankara
AK Parti 18 yıllık siyasi yaşamında üç Genel Başkan değiştirdi. Recep Tayyip Erdoğan’ın Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanı seçilmesiyle dönemin Anayasa kuralı gereği partisiyle ilişkisi “kağıt üstünde” de olsa kesildi. Yapılan olağanüstü kongrede Ahmet Davutoğlu AK Parti’nin 2. Genel Başkanı olarak belirlendi. Ancak bu görevi 21 ay sürdürebildi. 22 Mayıs 2016’daki olağanüstü kongreyle Binali Yıldırım AK Parti’nin 3. Genel Başkanı oldu. Yıldırım da, 16 Nisan 2017 referandumuyla hayata geçirilen “Partili Cumhurbaşkanı” uygulamasının bir yıl sonra yürürlüğe girmesiyle Genel Başkanlık koltuğunu ilk sahibine teslim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2 Mayıs’ta törenle kurucusu olduğu partiye yeniden üye oldu. 21 Mayıs’taki olağanüstü kongre ile de Genel Başkanlığa seçildi. Böylece Türkiye’de “Partili Cumhurbaşkanı”, AK Parti’de de “2. Erdoğan dönemi” başladı.
AK Parti’yi “resmiyette” 33 ay süreyle Erdoğan’sız bırakan döneme ve partinin 2. Erdoğan dönemine damga vuran belli başlı gelişmeler şöyle:
Hareketli dönem
2010 yılının sembolik bir yanı da olan 12 Eylül günü, vatandaşlar kritik bir anayasa değişikliği için bir kez daha sandığa gitti. Halkoylaması, kapatma davasının yankıları, yeni başlayan Kürt Açılımı ve Çözüm Süreci’ne yönelik tartışmalar, Ergenekon ve Balyoz Davaları’nın gölgesinde, yani siyasi olarak gergin bir atmosferde yapıldı. 12 Eylül darbecilerinin yargılanabilmesinin yolunu açmanın yanı sıra AYM, HSYK, YAŞ gibi kurum ve kurulların yapısında önemli düzenlemeler içeren anayasa değişikliği, toplumun pek çok kesiminden tepki görmesine rağmen referandumda yüzde 54.86 “evet” oyuyla kabul edildi.
Yapılan anayasa değişikliği ile genel seçimlerin 5 yıl yerine 4 yılda bir yapılmasına karar verilmesinin ardından, 34 yıl sonra ilk kez 12 Haziran 2011 seçimleri “zamanında” gerçekleştirildi. AK Parti, Erdoğan’ın “ustalık dönemimiz” dediği 2011 seçimlerinde yüzde 49.83 oy oranına ulaşarak bir rekor kırdı ve en yakın rakibi CHP’ye 10 milyon oy fark attı. 30 Mart 2014 Büyükşehir seçimlerinden yüzde 45.54 oy oranıyla AK Parti yine birinci parti olarak çıktı.
Cumhur İttifakı
Normal şartlarda 3 Kasım 2019’da yapılması gereken genel seçimler, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısıyla erkene alındı. OHAL sürerken, son anayasa değişikliği uyarınca Türkiye’de parlamenter sistem dönemini kapatıp, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni fiilen başlatacak TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri 24 Haziran 2018’te yapıldı.
Erdoğan, 2018 seçimlerine giderken 16 Nisan Referandumu’nda AK Parti’ye destek veren MHP lideri Bahçeli ile Cumhur İttifakı’nı kurdu. Seçimlerde resmi ittifaklara imkan tanıyan düzenleme uyarınca AK Parti ve MHP milletvekili seçimlerine “ittifak ortağı” olarak katılırken, MHP aynı gün yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için de aday çıkarmayarak Erdoğan’a destek verdi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda yüzde 52.59 oy alarak yeniden bu görevi üstlenirken, AK Parti de milletvekili genel seçimlerinde yüzde 42.56 oy oranıyla yeni bir sandık zaferine imza attı. Cumhur İttifakı’nın toplam oy oranı ise yüzde 53,6 oldu.
Ağustos 2018’da gerçekleştirilen 6. Olağan Büyük Kongrede Erdoğan yeniden genel başkanlığa seçilirken, ittifak parti tüzüğüne de konuldu.
31 Mart seçimleri
31 Mart 2019’da yapılan yerel seçimlerde ise AK Parti, büyükşehirlerde yüzde 44 oy oranına ulaştı ancak aralarında İstanbul, Ankara, Antalya, Mersin, Adana, Hatay’ın da bulunduğu elindeki 14 ili birden kaybetti. Böylece Ankara ve İstanbul, 25 yıl sonra el değiştirmiş oldu. İstanbul seçimlerinde CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile AK Parti’nin adayı Binali Yıldırım’ın arasındaki oy farkı, itirazlarla 13 bin 729’a kadar gerilese de fark kapanmadı. AK Parti, İstanbul’un tamamında oyların sayılması için YSK’ya başvururken YSK, “kamu görevlisi olmayan sandık kurulu başkan ve üyelerinin seçimde görevlendirildiği” gerekçesiyle seçimin iptaline karar verdi. Yeniden yapılan İstanbul seçimlerinde CHP’nin adayı İmamoğlu, AK Partili Binali Yıldırım’a 806 bin 14 oy fark atarak seçimin kazananı oldu.
OLAĞANÜSTÜ KONGRELER DÖNEMİ
2007 referandumunda kabul edilen “halkoyuyla cumhurbaşkanı seçimi” düzenlemesi 10 Ağustos 2014’te hayata geçti. AK Parti’nin adayı Erdoğan, yüzde 51.79 oyla ilk turda Türkiye’nin 12. cumhurbaşkanı oldu. Seçimin hemen ardından anayasa gereği Erdoğan’ın, partisi ile ilişiği kesildi; TBMM üyeliği sona erdi. 27 Ağustos’ta da AK Parti’nin 1. Olağanüstü Kongresi’nde partinin yeni genel başkanı Ahmet Davutoğlu oldu.
5 ay sonra yine seçim
7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerde hiçbir siyasi parti tek başına iktidar çoğunluğu elde edemedi. Oyu, yıllar sonra ilk kez yüzde 40 bandına düşen AK Parti, Meclis’e ancak 258 vekil gönderebildi. 2002’den beri tek başına iktidarda olan AK Parti, böylece seçimin galibi olsa da Meclis çoğunluğunu kaybetti. Koalisyon hükümeti ihtimali gündeme gelirken, Erdoğan’ın hükümeti kurma görevini verdiği Davutoğlu, “istişare” arayışına girdi. Ancak “koalisyon hükümeti” yerine “seçim hükümeti” çerçevesinde geçen görüşmelerden sonuç çıkmadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerin yenilenmesi kararı doğrultusunda Türkiye 1 Kasım’da yeniden sandık başına gitti. 7 Haziran ile 1 Kasım tarihleri arasındaki 5 aylık süreçte, Suruç ve 10 Ekim Katliamlarının da içinde olduğu pek çok olumsuz gelişme yaşadı.
AK Parti 1 Kasım seçimlerinde 7 Haziran’a göre oy oranını 9 puan artırarak tarihinin en yüksek oy oranına ulaştı. Meclis’te de 317 sandalyenin sahibi oldu.
Yıldırım geldi
Davutoğlu’nun genel başkanlığı döneminde dış politikada ve parti içinde yaşanan bazı gelişmeler, AK Parti’de bir kez daha olağanüstü kongre sürecini gündeme getirdi. 22 Mayıs 2016 kongresiyle AK Parti’nin 3. Genel Başkanı seçilen Binali Yıldırım, 65. hükümeti kurdu.
Erdoğan’ın dönüşü
15 Temmuz 2016 akşamı FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminde, 248 vatandaş şehit edildi. Darbe girişiminden 1 hafta sonra OHAL ilan edilirken, 2 yıllık OHAL sürecinde çıkarılan KHK’larla toplam 125 bin 678 kişi kamudan atıldı; bin 410 dernek, 109 vakıf, 19 sendika, 19 federasyon, 881 okul, 108 öğrenci yurdu, 15 üniversite, 47 hastane kapatıldı.
OHAL sürerken 16 Nisan 2017’de Türkiye’nin gündemine yine bir anayasa değişikliği paketi geldi. Türkiye tarihinin en tartışmalı halkoylaması, başkanlık sistemi ve partili cumhurbaşkanlığına geçişi, askeri mahkemelerin kaldırılması gibi düzenlemeleri içeren anayasa değişikliği için yapıldı. Katılımın yüzde 87’yi aştığı referandumdan yüzde 51,18 oy oranıyla “evet” kararı çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Anayasa değişikliğinin sağladığı imkanla 2 Mayıs 2017’de, 33 aylık zorunlu ayrılığın ardından gerçekleştirilen törenle kurucusu olduğu AK Parti’ye yeniden üye oldu. Böylece Türkiye’de partili cumhurbaşkanlığı dönemi start aldı. Üyelik töreninde konuşan Erdoğan, “Partime, yuvama, sevdama, aşkıma yeniden dönüyorum” dedi. 21 Mayıs 2017’de yapılan 3. Olağanüstü Büyük Kongre ile de AK Parti’de 2. Erdoğan dönemi başladı. Kongrede Yıldırım, Genel Başkanlık koltuğunu Erdoğan’a teslim etti.
BİTTİ