06.01.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
Türkiye'ye, 1957'den bu yana devlet başkanı seviyesinde ilk ziyareti gerçekleştiren Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, ulusal güvenlik danışmanı ve yedi bakanıyla Ankara'ya geldi. Anıtkabir ziyaretinin ardından Çankaya Köşkü'nde resmi törenle karşılanan Karzai, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e "Anıtkabir'de unutulmaz anlar yaşadım. 80 yıl önce Emanullah Han'ın Atatürk'e verdiği hediye beni çok heyecanlandırdı" dedi. Sezer de, Karzai'nin ziyaretinin "tarihi öneme sahip olduğunu" söyledi. Cumhurbaşkanı Sezer, Afganistan'ın istikrar ve güvenliğinin sağlanmasına Türkiye'nin katkılarının süreceğini belirtti. Sezer, Karzai'ye, Türkiye'nin Afganistan'da bir bölgesel yeniden yapılanma takımı (PRT) kurmak istediğini, Kâbil şehir merkezinin güvenliği için Fransa ve İtalya ile ortak karargâh kuracağını ilettiği öğrenildi. Kaynaklar, Kâbil'de kurulacak ortak karargâha TSK'nın yaklaşık 800 kişilik bir askeri birlikle katılmasının planlandığını belirtti. Kâbil'e yeni takım Karzai, Taliban'la mücadele konusundaki sıkıntılarını "Türkiye'nin terör ve gericilikle mücadelesini takdir ediyoruz. Türkiye ve Afganistan'ın aynı tehditlere karşı birlikte adımlar atmasını umuyoruz" sözleriyle vurguladı. Sezer de, "Afgan ulusu, çağdaş ve demokratik uluslar arasında hak ettiği yeri alacaktır" dedi. Türkiye'nin sağladığı desteklere teşekkür eden Karzai, "İyi günümüzde ve kötü günümüzde bizi yalnız bırakmayan Türkiye, Afgan halkının gönlünde yer etti" dedi. Karzai, Afgan halkının, Türkiye'nin refahını, kendi refahı gibi gördüğünü kaydetti. Gericilikle mücadele Afganistan Cumhurbaşkanı Karzai, ismiyle bütünleşen ünlü kıyafetiyle Ankara'da "Karzai" rüzgârı estirdi. Danışmanlarının verdiği bilgiye göre Karzai'nin ünlü kıyafetinin şifreleri şöyle:Birlik bütünlük: Yaklaşık 20 ayrı etnik kökenden milletin yaşadığı Afganistan'da göreve gelen Karzai, farklı etnik grupların ve bölgelerin kullandığı parçaları yurtiçinde ve yurtdışında üzerinde taşıyarak "birlik" mesajı veriyor.Afgan karakuli: Başına taktığı, Özbek ve Türkmenlerin kullandığı, asalet simgesi olarak algılanan şapka, çobanların keşfi olduğu için, hayvancılıkla geçinen Afgan halkı için özel bir anlam taşıyor. Karakul denilen bir kuzunun derisinden yapılan şapka, özel bir kalıpla üretiliyor. Karzai, bu şapka ile Afgan halkının asaletini, ekonomik kaynaklarını ve etnik bütünlüğünü vurguluyor.İpekten çapan: Peştun kökenli olmasına rağmen tüm Afganistan'dan izleri kıyafetinde taşıyan Karzai'nin, içindeki yakasız uzun gömlek ve şalvar ile ayakkabısı Afganistan'ın genelinde kullanılan yerel kıyafetten oluşuyor. Böylece Karzai, halkına, "sizden biriyim" mesajı veriyor. Uzun gömleğin üzerine giydiği ceket Batı'dan aldığı tek parça. Bunun üzerine aldığı yeşil ağırlıklı Çapan denilen kıyafet de hemen tüm Afganistan'da farklı etnik gruplarca farklı biçimler ve isimlerle kullanılıyor. İpek dokuma olan ve yakasında işlemeler bulunan cüppe ile Afgan halkını kucakladığı mesajını veriyor. Kıyafetin şifreleri Karzai, yemek öncesi kokteyl verilen salona girişte karşılaştığı NATO Afganistan Özel Temsilcisi Hikmet Çetin'e de Türkçe, "Hikmet Ağabey" diyerek sarıldı. Karzai, Çetin ve Arınç'la sohbetinde sık sık "Hikmet Ağabey" dedi. 'Hikmet Ağabey' deyip sarıldı Notlar... Köşk'te kurutma makinesi operasyonu Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, adıyla bütünleşen ve büyük önem verdiği geleneksel kıyafetinin bir 'kazaya' kurban gitmesi olasılığına karşı Ankara'ya 7 takım getirtti. Yakın korumaları yedek bir kıyafeti sürekli koruma aracında taşıdılar. Anıtkabir ziyaretinde yağmur nedeniyle kıyafeti ve şapkası ıslanınca Köşk'e girmeden önce korumaları, sırtına aldığı yeşil cüppe benzeri kıyafetini kurusuyla değiştirdi. Ancak ıslak şapka ile Sezer görüşmesine giren Karzai, "Islak kalırsa şekli bozulur" diyerek görüşme sürerken şapkayı kurutmalarını korumalarından istedi. Sezer'in korumalarının yardımıyla bir saç kurutma makinesi bulundu ve görüşme bitene kadar şapka kurutuldu. Karzai, Meclis'teki yemek sırasında Afganistan'da "dolmanın" Türkçedeki dolma yemeği için kullanıldığını söyleyip kırdığı bir potu şöyle anlattı: "1990'larda İstanbul'a gelmiştim. Toplantıya ara verilince, herhalde dolmaları güzeldir diye, arkadaşlara, 'Hadi Dolmabahçe'ye dolma yemeye gidelim' dedim. Çok güldüler. 'Orası dolma yenilen bahçe değil, saray. Deniz üzerine dolgu yapılarak inşa edildiği için öyle söyleniyor' dediler." Arınç, AKP'li doktor vekilleri Afganistan'a yaptıkları yardım çalışmaları nedeniyle Nobel'e aday gösterdiğini söyleyince Karzai, "Ben de destekliyorum" dedi. Karzai, seçim barajını vurgulayarak, "Barajın altında kalan partileri ne yapıyorsunuz?" diye sordu. Hikmet Çetin'e, "Hikmet Ağabey sen hangi partideydin?" diye soran Karzai, "CHP" yanıtını alınca, "Muhalif mi?!" diye sordu. Çetin, "Ben muhalif değildim, partim muhalifti" dedi. Arınç'ın Kurtuluş Savaşı'nda Afgan halkının yardımlarına duyulan minnettarlığı anlatırken, tercüman, Afgan dilinde yaptığı çeviri sırasında Arınç kullanmamasına rağmen "Atatürk" kelimesini telaffuz etti. Tercüman, Osmanlı'dan farkını anlatırken dönemi belirginleştirmek için kelimeyi kendisinin özellikle kullandığını söyledi. Bu sefer kadeh kalkmadı Cumhurbaşkanı Sezer'in Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai onuruna verdiği akşam yemeğinde iki liderin konuşmaları sonrasında "şerefe" kadeh kaldırma kuralı uygulanmadı. Afganistan bir İslam Cumhuriyeti olduğu için protokol kuralının değiştirildiği yemekte, isteyen konuklara kırmızı ve beyaz şarap servisi yapıldı. Karzai, konuşmasının sonunda konuklara Urduca bir şiir okudu. AFGANİSTAN Devlet Başkanı Hamid Karzai, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ü de kabul etti. Çankaya Köşkü'nde ayrı ayrı yapılan kabullerde basına herhangi bir açıklama yapılmazken, görüntü alınmasına izin verildi. Camlı Köşk'te yapılan devlet başkanları görüşmelerine gecikmeli olarak katılan Erdoğan, Karzai görüşmesinde de bu adetini bozmadı. Dubai Şeyhi'nin cenazesinden gecikmeli dönen Erdoğan, Karzai ile görüşmeye bir saat geç başladı. Erdoğan gecikti
Onlar Türkiye'nin en çok bilinen isimleri. Şimdi ışıl ışıl yaşayan ünlülerin hayat yolculukları hep böyle başlamadı. Kimi kaset satarken söylediği şarkılarla keşfedildi, kimi inşaatlarda çalıştı. İşte ünlülerin ilk işleri...