19.03.2015 - 14:53 | Son Güncellenme:
CHP eski Grup Başkanvekili Anadol, Kılıçdaroğlu’nun Tunceli’den aday olmasını isteyerek, "Kılıçdaroğlu’nun ön seçime girme kararını yerinde ve isabetli buluyorum. Ancak önseçime gireceği ili doğru seçtiği kanısında değilim. Çok partili yaşamımızda geleneksel hale gelen uygulama parti liderlerinin kendi memleketlerinde önseçime ve seçime girmesidir. İsmet İnönü’nün Malatya’dan, Adnan Menderes’in Aydın’dan, Süleyman Demirel’in Isparta’dan, Deniz Baykal’ın Antalya’dan aday olması gibi. Sayın Kılıçdarıoğlu son kurultayda kendini ‘Dersimli Kemal’ olarak takdim etmişti. Önseçime ve seçime cumhuriyetin koyduğu adla Tunceli ilinden girse çok isabetli olurdu kanısındayım" dedi.
CHP eski Grup Başkanvekili Anadol, Kılıçdaroğlu’nun bazı açıklamalarına duyduğu tepkiyi dile getirerek, cumhurbaşkanı adayının kimseye sorulmadan belirlendiğini, seçimlerde yenilgiye uğrandığını öne sürdü. Anadol oy vermeme gerekçelerini şöyle anlattı:
"Kılıçdaroğlu, ‘Geçmişle yüzleşelim’ sloganı tamamen T.C.’nin kuruluş döneminin karalanmasına dönük bir kampanya iken sayın Kılıçdaroğlu, ’AKP ile mücadele ederken, kendimi 1930’ların dönemiyle mücadele ediyor sanıyorum’ demişti. Kılıçdaroğlu, anayasa referandumunda, ’Türban sorununu ben çözerim’ demişti. Şimdi türbanın üniversite öğrencileri için değil milletvekilleri için çözüldüğü anlaşılmıştır. Kılıçdaroğlu türbanlı AKP’li kadın vekilleri meclise girdiği gün, ’bu akşam hayatımın en mutlu anını yaşıyorum’ diyebilmiştir. Kılıçdaroğlu Diyarbakır’da ’Biz 30’ların 40’ların CHP’si değiliz’ diyerek cumhuriyet kazanımlarına gölge düşürmüştür. Partiye alelacele bir kararla milletvekili, grup başkan vekili, parti sözcüsü, genel sekreter, genel başkan yardımcısı, PM üyesi yaptığı kişiler partiden ayrılırken örgütten ve de kamuoyundan özür dileyeceği yerde kendi seçtiği insanları suçlaması da Kılıçdaroğlu’nun ironik bir çelişkisidir. Kılıçdaroğlu, benim de başkanlığını yaptığım kurultayda CHP tarihinde görülmemiş bir ittifakla genel başkan olmuş ama geçen 2010 referandumu, 2011 genel seçimleri, 2014 yerel seçimleri ve de Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamında CHP’li yurttaşların başı öne eğilmiş, CHP hiç de hak etmediği yenilgilere uğramıştır. Bunun baş sorumlusu sayın Kılıçdaroğlu’dur. Parti tarihinde görülmeyen bir biçimde, partinin yetkili kurullarını hiçe sayarak sadece üç kişinin bildiği bir kişiyi cumhurbaşkanı adayı ilan ederek, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının önünü açmıştır. Çatı aday projesi konusunda önceki dönemlerde görev yapan 50 milletvekili ve bakanın imzalı uyarısına rağmen Ekmeleddin İhsanoğlu kararında ısrar eden Kılıçdaroğlu, yenilginin ardından hesap vermekten kaçınmıştır. Bütün bunları düşünerek, vicdanımın sesine uyarak 29 Mart önseçiminde sayın Kılıçdaroğlu’na üzülerek oy vermeyeceğim."