19.08.2011 - 09:55 | Son Güncellenme:
Alınak yaptığı açıklamada, 4 Eylül’de yapılacak DTP kurultayında genel başkan adayı olmayı düşündüğünü daha önce açıkladığını ancak kararsız olduğunu, fakat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın son günlerdeki "meydan okuyan açıklamaları" ve kararları karşısında adaylığının kesinleştiğini belirtti. Alınak, "Tüm ezilenlerin umudu ve adresi haline gelecek partimle birlikte ondan yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını sormak istiyorum. Başbakan televizyonlara yaptığı açıklamalarda bize bedel ödeteceğini söylüyor. Özgürlüğün bedel ödemeden elde edilemeyeceğini biliyoruz ve bu bedeli ödemeye her zaman hazırız. Biz özgürlüğün bedelini seve seve öderiz; ama Başbakan da kendi devrindeki vurgunun, talanın, zulmün ve ölümlerin bedelini ödemeye hazır olmalıdır" dedi.
Başbakanın ve etrafının askerlik yapmayan oğullarının şatafatlı hayatların zevklerini yudum yudum tadarken, halk çocuklarının bu kanlı kardeş kavgasında kara toprağa düşmesine seyirci kalmayacaklarını belirten Alınak, geçmişteki hükümetlerin ve bugün de AKP’nin izlediği kör siyasetlerle körüklenen bu kan selini durdurmanın insani ve tarihi borçları olduğunu kaydetti.
-TUTUKLANMAYI DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ
Başbakan Erdoğan’ın, elinde bazı tutuklanacaklar listesi olduğunun belirtildiğini ifade eden Alınak, "Başbakan bizi hapishanelere atarak susturacağını sanıyorsa bilsin ki, hevesi kursağında kalacak. Şunu hiç aklından çıkarmasın; kelepçelerin ve ölümün önünde asla eğilmeyeceğiz. Hapishaneler ülkemize ve tüm ezilenlere olan ölümüne bağlılığımızın harlandığı mevziler olacak. Beton ve demir yığınının içine hapsedilsek bile hep halkın içinde olacağız. Halk bizi hep hissedecek, sesimiz oradan daha da gür çıkacak, mesajlarımız dalga dalga tüm dünyaya yayılacak. Başbakan hiç beklemesin ve elindeki listeyi hemen uygulamaya koysun, tutuklanmayı dört gözle bekliyoruz" dedi.
Alınak, "komik" olarak nitelediği söz konusu listenin kendileri için hiçbir önemi olmadığını, buruşturulup çöpe atılacak bir kâğıt parçası olduğunu ifade ederek şöyle devam etti:
"Tarih böyle listelere ve kan tüccarlarına çok şahit oldu. Bu ölümler nedeniyle asıl hesap vermesi gereken bir kişi varsa o da Başbakan’ dır. Çünkü kanlarını acımasızca sömürdüğü askerlerin ölümünden birinci derecede o sorumludur. İstese demokratik kanalları açarak bu savaşı bir günde durdurabilir. Ama istemiyor; savaş sürsün istiyor, çünkü savaşa ihtiyacı var.
Halk, ona diktatörlük kursun ve etrafı ülke zenginliklerini fil gibi mideye indirsin diye değil; Kürt meselesi, yoksulluk, hayat pahalılığı ve işsizlik gibi can yakan devasa sorunlara çözüm bulsun diye oy verdi. Ama o, bu sorunları ortadan kaldırmalıyken daha da kangrenleştirdi. Bu nedenle halkın seçimde kendisine verdiği yetki, kâğıt üstünde hâlâ sürse de görevini yerine getirmediği için yönetme hakkını artık kaybetmiştir. Zaten bundan sonra yapacağı bir şey de kalmadı. Belli ki AKP başta kaldığı sürece gençler ölmeye devam edecek. Ancak biz bu kan deryasında yaşamak istemiyoruz. Gençlerin ve tüm halkın mutlulukla yaşadığı özgürlük ve kardeşlik sahiline çıkmak istiyoruz."
-HÜKÜMET İSTİFA ETMELİ-
Alınak, AKP’nin halkın temel sorunlarından olan işsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı, çocukların, gençlerin ve kadınların sorunları konusunda da artık yapabileceği bir şey olmadığını belirtirken, "İzlediği ekonomik politika bu sorunların çaresi değil sebebi ve kaynağıdır. Yani bütün bu ağır sorunlar AKP’nin geçmiş hükümetlerden miras aldığı politikaların ürünüdür. Savaş taraftarı olan AKP’nin istifa etmesinden başka çare kalmamıştır. Ya istifa eder, ya da kendisine karşı yürüteceğimiz çok yönlü sivil bir muhalefetle istifa etmek zorunda kalır. Ben işte bu nedenle genel başkanlığa aday olmaktayım." dedi.