29.09.2008 - 00:48 | Son Güncellenme:
MELİS ALPHAN
Genellikle herhangi bir siyasi parti üyesi konuşma yaptığında karşımıza takım elbiseyle çıkar veya ceket giyip kravat takar. Eğer görsel ve yazılı basın da oradaysa genelde siyasetçinin ne giydiğinden çok konuşmasının içeriği bizi ilgilendirir.
Tabii istisnalar oluyor. Giyim kuşam politik bir haberin genellikle odağı olmasa da bazen es geçilemiyor.
Büyük düello sonrası hem AKP'li Dengir Mir Mehmet Fırat hem de CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu gazetecilerin önüne çıktı. Hafta sonu olması dolayısıyla her iki politikacı da takım elbiselerinden soyununca, birçoğumuz bir anlığına söyleyeceklerinden uzaklaşıp giydiklerinden gözümüzü alamadık.
Gözler kısıldı ve Fırat'ın ceketinin gerçekten deri mi olduğu yoksa ışığın kumaşa yansıması sonucu mu ekranda böyle bir görüntüye sebebiyet verdiği sorgulandı; Kılıçdaroğlu'nun kot pantolonu masanın altında gizlendiği için iki dakika içinde kendini unutturdu. İyi ki de öyle oldu çünkü kot pantolonun üzerine kravat gömleğinin giyilmeyeceğini bilmesini ya da birilerinin ona söylemesini beklerdik, öyle değil mi?
Batı’da örneğini göremezsiniz
Politikacı giyiminin birinci kuralını hatırlatmakta fayda var: İnsanlar politikacının kıyafetini fark etmiyorsa, o politikacı o gün iyi giyinmiştir. Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki hem Fırat hem Kılıçdaroğlu bu konuda çuvalladı. İkisinin de kıyafeti kafalarda soru işareti yarattı.
Batı'daki politikacıları, hafta sonu dahi olsa, basın toplantısında bu tarz kıyafetlerle göremezsiniz. Tabii ki golf oynarken, bisiklete binerken, yürüyüş yaparken onları takım elbiseler içinde görmüyoruz.
Hatta Bush'un kravatsız, ekose gömlekli, kot pantolonlu, devekuşu tüyünden botlarla ve iri tokalı kemerlerle çekilmiş onlarca fotoğrafını bulabilirsiniz. Ama ABD'nin başkanı basın toplantısına böyle gelmiyor, Teksas'taki çiftliğinde böyle giyiniyor. Bizimkiler de Ankara'da çiftlik sahibi de haberimiz mi yok?
Amaç riske atılırsa...
Resmi olmayan kıyafetler bazı ortamlara uygun olabilir ama doğal durmaları gerek. Politikacı kostüm giymiş gibi görünmemeli. Kaldı ki insan siyasi partilerin üst kademelerindeki insanları politikacı gibi görmek istiyor, az sonra kamyonuna atlayıp otobana çıkacak gibi değil.
Meydanlarda hafta sonları halkın önüne çıkarken politikacılarımızı rahat giysilerle görmeye alışığız ama basın toplantısı düzenleyerek doğrudan objektiflere ve kameraya oynuyorsanız durum değişiyor. İnsanlar gazete sayfasında veya ekranda sizi gördüğünde, o gün üzerinizde taşımayı seçtiğiniz renklerden dolayı akıllarına ilk olarak sos ve hardal gelmemeli. Söyledikleriniz ciddiye alınsın istiyorsanız, üzerinize geçirdiklerinizle de olsa, amacınızı riske atmayacaksınız.
Burada artık duymaktan ve okumaktan sıkıldığımız "Düşünecek daha önemli işlerim var. Kıyafet bunların arasında yer almıyor" savunması devreye girecektir. Yer alıyor, efendim.
ABD Başkan adayı Barack Obama'yı haziran ayında bisiklet turunda yakalayanlar demediklerini bırakmadılar: "Kötü bir kot pantolon, pantolonun içine sokulmuş tişört, siyah-beyaz çoraplar ve Michael Dukakis'in yüzünü kızartabilecek bir kask." Obama'nın bisiklet kostümünü beğenenler de var.
Ama tekrar hatırlatalım, bu adamlar bunları düzenledikleri basın toplantısında giymiyor. Ve ona rağmen millet bunlara takılıyor.
"Baykal mal varlığını açıklasın!" veya "Dokunulmazlıkları kaldıralım" haberini radyoda duymuyoruz, sizi görüyoruz, unutmayın.