12.01.2018 - 15:30 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yıllar boyu hükümet değişiklikleri sırasında göreve gelen milli eğitim bakanlarına ilk talimatının "Dershaneleri kapatın" olduğunu belirterek, "Buna rağmen allem edilmiş, bin bir hile ve hurda ile dershanelerin varlığını sürdürmesi sağlanmıştır. Türkiye’nin 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimine giden yolu dershane tartışmaları üzerinden takip etmek mümkündür. FETÖ bu milletin çocuklarına yaptığı kötülükle geleceğimizi gaspetmiştir, geleceğimizi çalmıştır ve bu ümmeti parçalamıştır” dedi.
Marmara Üniversitesi 135. Kuruluş Yıldönümü etkinliği, üniversitenin Sultanahmet’te bulunan Rektörlük binasında gerçekleştirildi. Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Emin Arat, Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ve çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Şahsımın mezuniyetinden bir yıl sonra bugünkü adını alan Marmara Üniversitesimiz 84 binin üzerindeki öğrenci ve 3277 öğretim üyesi ile ülkemizin önde gelen yüksek öğretim kurumları arasında mümtaz bir yere sahiptir.
Pek çok milli sporcumuzun yetiştiği spor bilimleri fakültesi de başlı başına bir markadır. Üniversitemizin önünde çok büyük hedefler bulunduğunu biliyorum. Bir mezunu ve Cumhurbaşkanı olarak üniversitemize her konuda destek verdim, veriyorum. Maltepe ve Göztepe'deki külliyelerimizle ilgili çalışmaları yakından takip ediyorum. Maltepe, 2300 dönüm civarında bir arazi üzerinde, inşallah şu anda projenin son halini de kendilerinden göreceğim, son haline de bakacağız ve Maltepe'deki yer bittiği zaman Marmara Denizi'ne nazır ve külliye olarak bütün birimlerini bir araya toplayan bir üniversite olması bakımından efradını cami ağyarını mani olacak.
Dünyanın en eski üniversitelerine, eğitim öğretim kurumlarına sahip bir ülke olarak bize yakışan da budur. Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomi olma hedefine ulaşabilmesi, nitelikli insan kaynağı ile mümkündür. Türkiye'nin 15 yılda yaşadığı büyük dönüşümü görebileceğimiz alanlardan biri de yüksek öğretimimizdir.
FETÖ GELECEĞİMİZİ GASPETMİŞTİR
Dersaneleri ele geçiren FETÖ zihniyeti bu şekilde en zeki, parlak öğrencileri devşirebileceği bir zemin olmuştur. Türkiye'nin 15 Temmuz girişimlerine giden yolu dersane tartışmaları üzerinden takip etmek mümkündür. FETÖ geleceğimizi gaspetmiştir. Bu ümmeti parçalamıştır. Üniversite kapasitemizi talep eden herkesin gidebileceği bir düzeye ulaştırdık.
DOKTORADAN SONRA YARDIMCI DOÇENTLİK OLMAYACAK
Yardımcı doçentliğin sadece bir siyasi karar olduğunu dile getirdik. Dedik bir öyle bir adım atalım ki, ara unvanı ortadan kaldırıp doktoradan doğrudan doçentliğe geçilmesini temin edecek çalışma yapalım. Büyük ihtimalle önümüzdeki hafta parlamentoya gönderilecek. Doktoradan sonra bir de yardımcı doçentlik olmayacak. Doktoradan sonra kazanan doçentliğe gidecek. Her iş gibi akademi de adanmışlık gerektirir. Bir hocalarımızda artık bu azmi, bu kararlılığı görüyorum.
SÖYLEMİ SOSYALİST, ZİHNİYETİ FAŞİST KADROLAR...
YÖK, kalite kurulu, misyon farklılaşması programları ile bu konularda ilk adımları atmıştır. Üniversitelerimizden de benzer anlayışla kendi projelerini hayata geçirmelerini planlıyoruz. Türkiye her alanda milletimizin değerlerinden, halka rağmen halk için anlayışı ile hareket eden, söylemi sosyalist, zihniyeti faşist kadroların tasallutu altında kalmıştır. Üniversitemiz de bu alanda kalmıştır. Beni oyumla çobanın oyu bir olabilir mi diyen bir zihniyetin olduğu yerde demokrasiden söz edilemez. Hezeyanlar saçan bir zihniyetin olduğu yerde millilikten söz edilemez.
Pensilvanya'nın emrine her yanı ile cehalet kokan bir adamın emrine her şeyinizi teslim etmişseniz profesör de olsan hiçsin, çok farklı reklamın da olsa bir hiçsin. Kapınızdaki tabelada öyle yazıyor olmasının bir önemi yoktur. Ben demiyorum ki bütün bilim insanları bizim için düşünecek. Ben aklımı bu tür adamların emrine kiraya verenler için söylüyorum. Bizim isteğimiz objektiflikten uzaklaşılmadan hareket edilmesidir. Cumhuriyet tarihinde bilimle, bilimsel çalışmalarla, araştırmayla, gelişmeyle en yakından ilgilenen Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nın ben şahsım olduğunu iddia ediyorum. Olmaya da devam edeceğim.
Geçtiğimiz günlerde Boğaziçi Üniversitesi'nde de ifade ettim, milletin değerlerine saygılı olmakla bilimde en üst seviyelere çıkmak birbirinin alternatifi, zıttı değildir.
Fotoğraf çekme ve yön gösterme bakımından kendi çalışmalarımda böylesine dolu bir birikimi her zaman bulamadığımı söylemek isterim. El yordamı ile iş yapmak hem zaman kaybettirir hem de maliyeti getirir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne giden süreçte ve yeni dönemde çok daha güçlü, işe yarar destek bekliyorum. Biz değerli kaynaklarını bu şekilde hovardaca heba edebilecek bir ülke değiliz. Önümüzdeki dönemde üniversitelerimizden her alanda çok büyük destekler bekliyoruz.