08.03.2019 - 19:54 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kadına yönelik şiddetin, haksızlığın ve kötü muamelenin doğrudan doğruya insanı hedef aldığına inandık ve mücadelemizi de buna göre yürüttük." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı'nca 11 Nisan Spor Salonu'nda düzenlenen "Aynı Gök Kubbe Altında Gönül Dilimiz Türkiye 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Buluşması"na katıldı.
Konuşmasına, tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Ülkemizin ve dünyanın tüm kadınlarının, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik ediyorum. Kadın veya erkek olarak dünyaya gelmek bizim elimizde değil. Hayata hangi cinsiyetle başlayacağımız Yaradan'ın takdiridir. Bize düşen, kadın da erkek de olsak hayatımızı fıtratımıza uygun şekilde, ilahi nizam çerçevesinde en güzel şekilde sürdürmektir." ifadelerini kullandı.
İnsanların rengi, sosyal statüsü, eğitimi ve gelir seviyesinden dolayı tasnife tutulamayacağı gibi cinsiyetinden dolayı da böyle bir yola başvurulamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü her insan, eşref-i mahlukattır, yani yaratılmışların en şereflisidir. Esasen insan dediğimiz varlığın bir yanı kadın, bir yanı erkektir. Bunlar ancak yan yana geldiklerinde mana kazanırlar." diye konuştu.
Kadına sırf cinsiyetinden dolayı ayrımcılık yapanların her şeyden önce Allah'ın takdirine aykırı davranmış olacağını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de kadınlara çok haksızlık, çok adaletsizlik yapılmıştır. Daha da kötüsü kadınlara yapılan adaletsizliklerin kimi zaman dini, kimi zaman kültürel kılıflara büründürülmesidir. Kadınları bu tür haksızlıktan kurtarmak için yola çıktıklarını söyleyenler ise onları çok daha büyük bir felaketin eşiğine getirmişlerdir. Bunun için hayatımız boyunca hep kadınlara hak ettikleri şekilde, yani insan gibi davranılmasının mücadelesini verdik.
Kadına yönelik şiddetin, haksızlığın ve kötü muamelenin doğrudan doğruya insanı hedef aldığına inandık ve mücadelemizi de buna göre yürüttük. Kimi zaman en yakınımızdakilerle dahi anlaşmazlıklara düşme pahasına hep kadınlarımızın yanında yer aldık."
Hayatın her alanında kadınları hak ettikleri yere getirmenin gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları belirtti:
"Özellikle siyasetteki kadın ağırlığının bugün bulunduğu seviyeye gelmesinde şahsen çok büyük emeğimiz, katkımız vardır. İstanbul İl Başkanlığı ve 1989 Beyoğlu Belediye Başkan Adaylığından başlayarak siyasette sorumluluk üstlendiğim her yerde kadınlarımızla birlikte yol yürüdük. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevimde sadece siyasi değil, tüm sosyal faaliyetlerde kadınlarımız en başta yer alıyordu. Başbakanlığım dönemimde kadınların meselelerinin çözümü daima önceliklerimin ilk sırasında yer almıştır. Cumhurbaşkanlığımız dönemimizde de aynı hassasiyetle hareket ettik. Bugün AK Parti, Türkiye'nin en büyük ve en etkili kadın kolları teşkilatına sahip partisi haline gelmişse işte bu çabalar sayesindedir. Yaklaşık 40 yıldır her mücadelemde yanımda bulunan, her başarımda katkıları bulunan tüm hanım kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum."
"Anadolu kadını, tıpkı bu topraklar gibi..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta merhum annesi, eşi ve kızları olmak üzere, aile hayatındaki kadınların daima en büyük motivasyon ve ilham kaynağı ile destekçisi olduğunu söyleyerek, "Hep, 'Kadın eli değmesi' diyoruz ya, Tayyip Erdoğan da bu kadın ellerinin değmesi sayesinde bu günlere gelmiştir." diye konuştu.
"Anadolu" sözünün "Anadolu kadını" demek olduğuna işaret eden Erdoğan, "Çünkü Anadolu kadını, tıpkı bu topraklar gibi çilekeştir, kurucudur, yapıcıdır, hep ayakta kalandır. Her zor dönemde evinin ocağının bacasını tüttürmeye devam eden, çocuklarını yetiştiren, dişini tırnağına takarak üreten, umudumuzu hep taze tutmamızı sağlayan işte kadınlardır." ifadelerini kullandı.
Hayatın, kadınların zorluklar karşısında, erkeklerden daha güçlü olabileceğini gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, "tarhana"nın "dar hane"den geldiğine işaret etti.
"Tarhana" ve "ezogelin"in, kadınların yokluk içinde pratik zekalarıyla ortaya çıkardıkları çözümler olduğunu ifade eden Erdoğan, "Şartlar ne olursa olsun kadın, ailesi için o tencereyi mutlaka kaynatması gerektiğini bilir ve ona göre de hareket eder. Gerektiğinde kan kusar ama 'Kızılcık şerbeti içtim' deyip, ailesini korur, bir arada tutar." dedi.
"Osmanlı kadını" deyimini hatırlatan Erdoğan, bu deyimin dirayeti, bilgisi, yönetme ve çözüm bulma kabiliyetiyle ailesinin lokomotifi olan kadınlar için kullanıldığını anlattı.
Bir Afrika atasözünde ise "Aslanlar kendi tarihçilerine sahip olana dek av hikayeleri hep avcıyı yüceltecektir" denildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Kadınlar, kendi başarılarına sahip çıkana kadar başarı hikayeleri hep erkekleri yüceltecektir. Halbuki hayatta ne varsa ve her ne başarılıyorsa bir tarafında erkek, bir tarafında da kadın vardır. Başka türlüsü yaradılışa aykırıdır." değerlendirmesini yaptı.
Türk tarihinde "sembol" kadınların olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terken Hatunları bilmeden Selçuklu'yu anlayamayız. Osmanlı cihan devleti kuruluşunda Hayme Ana'nın rolünü görmezden gelemeyiz. Bacıyan-ı Rumları incelemeden Anadolu'yu nasıl vatan haline getirdiğimizi kavrayamayız. Erzurum'da Nene Hatun'u, Adana'da Rahmiye Ana'yı, Kütahya'da Nezahat Onbaşı'yı, Kastamonu'da Şerife Onbaşı'yı hatırlatmadan, kurtuluş mücadelemizi anlatamayız."
"AK Parti'nin kadın kollarında 4,5 milyon kadın üyemiz var"
Terörle mücadelede sivil ve kamu görevlisi nice kadınların sergiledikleri kahramanlıkların asla unutulamayacağını vurgulayan Erdoğan, "15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına aslanlar gibi dikilen kadınlarımızı ömrümüz boyunca şükranla yad edeceğiz. Bunlar kadınlarımızı niçin toplumsal hayatta, siyasette, ticarette, eğitimde hak ettikleri yere ulaştırmamız gerektiğinin en somut örnekleridir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinde kadınlara her kademede öncelik verdiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"AK Parti'nin kadın kollarında 4,5 milyon kadın üyemiz var. Pek çok siyasi partinin bırakınız üye sayısını, toplam oy sayısından daha büyük bir tabana sahibiz. Gençlik kollarımızın 1,5 milyonu bulan üyesi var. Bunların içinde kızlarımız gerçekten çok aktif ve heyecanlı bir şekilde görev yapıyorlar. Üniversite öğretim elemanlığından yargı kadrolarına, öğretmenlikten diplomatlığa, mimarlıktan bankacılığa kadar her yerde kadınlarımız çok yüksek oranlarla temsil ediliyor. Son seçimlerde Mecliste kadın temsili 104 milletvekili oldu ve yüzde 17,5 temsil oranıyla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktık. Kabinede iki kadın bakanımız, 4 kadın bakan yardımcımız var. Bunların hepsi de önemli ama yeterli değil. İnşallah önümüzdeki dönemde de kadınlarımızı hayatın her alanında hak ettikleri imkanlara kavuşturmanın gayreti içinde olacağız."
Konuşmasında kadınlardan 31 Mart'a kadar girilmedik ev bırakmamalarını isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Her ne kadar dijitalleşme siyaseti etkiliyor olsa da ruberu, yüz yüze ilişkinin, iletişimin, gönül bağının yerini asla tutmaz. Hanımlar, 31 Mart'a kadar girmedik ev, dokunmadık gönül bırakmamaya hazır mıyız? Hanımlar, hizmet siyasetini zafere taşımaya hazır mıyız? Hanımlar, sandıktan gönül belediyeciliğini zaferle başarıyla çıkarmaya hazır mıyız? Hanımlar, geleceğimize, sandığa, demokrasiye sahip çıkıyor muyuz? Hanımlar, 31 Mart'ta barışa, huzura, istikrara sahip çıkıyor muyuz? Hanımlar, 31 Mart'ta sandıklara sahip çıkıyor muyuz?"
"Aile kurumumuz bizim en çok sahip çıkmamız gereken değerimiz "
Erdoğan, Türkiye'yi bugünlere kadınların desteği ile getirdiklerine işaret ederek, Türkiye'nin geleceğini de kadınlarla birlikte inşa edeceklerini söyledi.
Aile kurumunun en çok sahip çıkılması, üzerinde en çok titizlenilmesi gereken değer olduğunu vurgulayan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Batı dünyası aile kurumunu yıktı. Şimdi toplumlarının temelleri çatırdıyor. Dün aileyi değersiz hale getirdikleri için bugün bağımlılık, alkol, uyuşturucu gibi birçok sosyal sorunla etkili şekilde mücadele edemiyorlar. Ülke ve millet olarak bugüne kadar yaşadığımız onca badireyi sapa sağlam atmatabilmemizin en önemli sebeplerinden biri de aile yapımızın gücüdür. Bunun için aile yapımızı sarsmaya yönelik saldırılar altındayız."
Üstelik bu saldırılar hep dolaylı yollarla yapılıyor. Bu amaçla milletimize örnek olarak gösterilen medya yoluyla adeta dayatılan çarpık toplumsal ilişki biçimlerine baktığımızda hepsinin de önce aileyi hedef aldığını görüyoruz. Bireyi ailesinden kopardığınızda onu istediğiniz gibi savurmanız, biçimlendirmeniz, korkutmanız yönlendirmeniz, kullanmanız kolaylaşır. Güya 'tabuları yıkıyoruz' diye yola çıkanlar sonuçta insanlarımızı daha büyük tabulara mahkum ederek ailelerinden koparıyorlar. Maalesef bu oyunun kısmen başarılı olduğunu da kabul etmek durumundayız."
"Çocukları bir an önce aileden koparacak yollar yöntemler peşindeler"
Erdoğan, özellikle şehirleşmenin artmasıyla büyükanne, büyükbaba, anne, baba, çocuklar ve torunlardan oluşan geniş aile yapısının önemli oranda ortadan kalktığına işaret etti.
Günümüzde çekirdek aileye dönüldüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Birileri buna bile tahammül göstermiyor. Çocukları bir an önce aileden koparacak yollar yöntemler peşinde koşuyor. Böyle bir felakete asla izin vermeyeceğiz. Bazıları benim en az 3 çocuk tavsiyemi özel hayata müdahale gibi göstermek için çırpınıyor. Halbuki ben bu tavsiyemle hem en büyük gücümüz olan nüfusumuza sahip çıkıyor hem de aile yapımızı ayakta tutmanın mücadelesini veriyorum. Tabii Urfa'nın bu konuda karnesi maşallah çok parlak. Urfa ülkemizde çocuk sayısının en çok olduğu illerimizin başında geliyor. Bu örnek tabloyu diğer illerimize de yaymalıyız."
"Dağılmış aile yapısı geleceğimiz için en büyük tehdittir"
Erdoğan, Türkiye'nin imkanlarının daha çok nüfusu barındırmaya yeteceğini vurgulayarak, "Tek çocuklu, iki çocuklu mikro düzeye indirilmiş ve eğitim sürecinin bitmesiyle de tamamen dağılmış aile yapısı geleceğimiz için en büyük tehdittir. Geleceğinden endişe duyduğu için daha çok çocuk yapmaktan çekinmesin. Unutmayın, rızık Allah'tandır. " diye konuştu.
Devletin de her ailenin yanında olduğunun altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aile sosyal destek programlarıyla, aile destek merkezleriyle, sosyal hizmet ve dayanışma merkezlerimizle, evlilik öncesi eğitim programlarıyla, aile eğitimi programlarıyla, aile danışmanlığıyla, çeyiz ve konut hesabı desteklerimizle vatandaşımızın yanındayız. Kadınlara, çocuklara, gençlere, yaşlılara ve engellilere yönelik sayısız hizmetler... Milletimizin her bir ferdinin iyi gününde de kötü gününde de yanındayız. İstihdam seferberliğimizle ve desteklerimizle insanlarımızın gelecek ve geçim endişesi duymadan hayatlarını sürdürebilmeleri için sürekli bir çaba içindeyiz."
"7 torunumuz var ama az gerisini de bekliyoruz"
"İnancımıza göre her çocuk kendi kısmetiyle, bereketi ile dünyaya gelir" ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunu böyle bilelim. Bugün 4 çocuğa sahip olduğum için Rabb'ime hamdediyorum. Ama az. Keşke daha fazla olsaydı. Şu anda 7 torunum var ama az. İnşallah gerisini de bekliyoruz. Eller kalkıyor, 'Benim 10 tane var.' diyor. Allah ziyade etsin. İnşallah önümüzdeki dönemde milletimizi bu konuda daha çok teşvik edeceğiz, daha çok destekleyeceğiz. Bunun için 31 Mart seçimlerinde demokrasiye, sandığa, milli iradeye, geleceğimize sıkı sahip çıkmamız şart. Hanım kardeşlerim, 31 Mart'ta hep sizin yanınızda olan, sizin için çalışan AK Parti'ye rekor kırdırıyor muyuz?
Kendinizin ve çocuklarınızın geleceği için gönül belediyeciliğini zafere taşıyor muyuz? Büyük ve güçlü ve Türkiye'yi birlikte inşa etmek için yeni dönem başlatıyor muyuz? Sandıkları kadın eli değdirerek patlatıyor muyuz? Düğün gecesine dönüştürüyor muyuz?"
Sözlerinin sonunda, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları bildirdi:
"Bir kez daha 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nüzü tebrik ediyorum. Annelerimiz, kız kardeşlerimiz, eşlerimiz, kız çocuklarımız, kız torunlarımız olan tüm hanımefendilere sevgilerimizi sunuyorum. İnsanlığın yarısını, kalplerimizin, gönüllerimizin hayallerimizin tamamını oluşturan tüm hanımefendilere saygılarımı sunuyorum.
Unutmayın bizim dinimizde kadın çok önemli. Ne buyuruyor sevgili Peygamberimiz Aleyhisselam, 'Cennet annelerin ayakları altındadır.' diyor, babaların değil. Gençler annelerinizin hayattaysa ayaklarının altını öpmekten çekinmeyin. Öpün öpün. Orada cennetin kokusu var. Unutmayın.