07.03.2016 - 13:51 | Son Güncellenme:
Özel, düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'nin, bütçeden sonra TBMM Genel Kurulunda Kişisel Verilerin Korunması Tasarısı'nın görüşüleceğini açıkladığını söyledi.
CHP'nin, birkaç maddesi dışında tasarıya çok ciddi direnç gösterdiğini ifade eden Özel, "Tasarı, son gece 6. madde görüşülürken bütçe sonrasına bırakılmıştı. İktidar tasarının bütçeden hemen sonra görüşülmesi ve Meclisin gerekirse 2 haftaya varan tatile girmesiyle ilgili talepleri var" dedi.
Özel, "vatandaşların adeta fişlendiği" düzenlemeyi doğru bulmadıklarını belirterek, endişelerini bertaraf edecek yeni düzenlemelerin yapılması durumunda tasarıyı bütçeden sonra görüşebileceklerini, yapılmaması durumunda tavırlarının net olduğunu, tasarıya direnmeye devam edeceklerini söyledi.
PYD lideri Salih Müslim'in, "Süleyman Şah Türbesi'nin taşındığı gece İstanbul'da olduğunu, elinde bir telefon bulunduğunu, telefonun bir ucunda Kobani, öbür ucunda da kriz masası olduğunu" söylediğini kaydeden Özel, o geceyle ilgili, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ceketini çıkardığı, gömleğinin kollarını kıvırdığı, operasyonu koordine eden fotoğraflarının basında yer aldığını anımsattı.
"O gecenin başka bir koordinatörü olduğu anlaşılıyor. Salih Müslim, ortaya çıkabilecek her türlü sorun için koordinatörlük üstlendiğini ve bunu da İstanbul'dan yaptığını söylüyor. Müslim, Feridun Sinirlioğlu ile defalarca konuştuğunu söylüyor" diyen Özel, Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın, dün gece sorduğu "Bu ispatlanırsa istifa eder misiniz?" sorusunu yanıtsız bıraktığını savundu.
CHP Grup Başkanvekili Özel, gecikmeden Mülteciler ve Sığınmacılar Bakanlığı ile Denizcilik Bakanlığının kurulması gerektiğini ve bu konuda CHP olarak üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi.
- "Tavrından emin olunan bakanlar içeriye girecek"
Bazı bakanların Anayasa uyarınca Genel Kuruldaki oylamalarda hem kendileri hem de vekalet aldıkları bakan arkadaşları adına oy kullanabildiğine dikkati çeken Özel, şöyle konuştu:
"Bu yapılırken, bakanın hangi bakan adına oy kullandığına ilişkin vekaleti ibraz etmesi gerekiyor. Sayın Fikri Işık'a 'hangi bakan adına oy kullanıyorsunuz?' diye sordum, o da bilmediğini söyledi. Divana da aynı soruyu sordum, onlar da 'herhangi biri adına kullanabilir' cevabını verdi. Konunun üzerine gittim, belgeyi istedim. Belgenin bir föyde toplu halde olduğunu söylediler. Fotokopisini aldım. Bu belge, bakanların her birisinin başka bir bakana her zaman için verdikleri genel oy vekaletnamesi. Bu basit bir şey değil, bu açık bir anayasa ihlali. Bunun bir anlamı var. Kabine Recep Tayyip Erdoğan'a yakın bakanlardan ve Davutoğlu'na yakın bakanlardan oluşuyor. Tavrından şüphe duyulan, başkanlık sistemine mesafeli olabilecek, perdeyi çektiğinde içeride ne yaptığından şüphe edilebilecek bakanların, kendisinden emin olunan makbul bakanlara zimmetlenmesinin hazırlığıdır. Kritik anayasa oylamasında bazı bakanlara, oylamaya katılmamaları telkin edilecek, belki Cumhurbaşkanı tarafından yurt dışına da götürülebilir o gün. Tavrından emin olunan bakanlar içeriye girecek ve diğerleri yerine oy kullanacak."
Özel, bunun bir daha uygulanmaması için Meclis Başkanlığına gerekli başvuruyu yapacaklarını ifade ederek, Meclisten olumsuz cevap almaları halinde bunu Danıştaya götüreceklerini kaydetti.
Rıza Sarraf'ın ortağı Babek Zencani'nin yaptığı yolsuzluklar yüzünden İran'da idama mahkum olduğunu anımsatan Özel, "Bir ülke vatandaşının vergilerine, yetim hakkına el uzatana en ağır cezayı veriyor. İran'ın idam kararı vermesi değil, verebileceği en ağır cezayı vermesinin; Türkiye açısından dikkatle takip edilmesi gereken ve bizim burada plaket alanlarla muadil suçu işleyenlere İran'da verilen cezanın vatandaşlarımızın kulağına küpe, vicdanlara da iz bırakması gerektiğini düşünüyoruz. Babek Zencani, gözyaşları içinde 'beni Türk hakimlerine, adaletine emanet ediniz' diye düşünüyordur herhalde" diye konuştu.
- "Suç işleme diye bir özgürlüğümüz yok"
CHP Grup Başkanvekili Özel, "HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının bütçeden sonra Meclise gelmesi halinde CHP'nin tavrının ne olacağının" sorulması üzerine, Türkiye'de dokunulmazlık sorunu bulunduğunu, burada siyasetçilerin dünyada örneği olmayan bir zırha sahip olmasının doğru olmadığını söyledi.
Sadece kürsü dokunulmazlığının olması gerektiğine işaret eden Özel, "(Suç işleme) diye bir özgürlüğümüz yoktur. Eğer yasaların suç saydığı bir şeyi sokaktaki bir vatandaş işlediğinde ne muameleye tabi tutuluyorsa siz de o muameleye tabi tutulursunuz. Bunun yapılması lazım. Bu zırh HDP'li milletvekilini koruyorsa da doğru değil, AKP'li milletvekilini de koruyorsa doğru değil, beni koruyorsa da doğru değil. Hiçbir milletvekilinin kanunlara açıkça işlem yapıp, dokunulmazlık zırhının arkasında kalarak hesap vermeme konumunda olmasını kabul edemeyiz. Bütün milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını talep ediyoruz" sözlerini sarf etti.
Özgür Özel, CHP'nin dokunulmazlıklar konusunda 2003, 2010 ve 2014'teki tavrını sürdürdüğünü ifade ederek, "Esas mesele şu; siz HDP'li milletvekili üzerinden hırsızlık ve rüşvetle suçlanan milletvekilini korumaya mı devam edeceksiniz, yoksa toplumda böyle bir talep var, hep beraber hesap verelim mi diyeceksiniz? Hiç bir milletvekilinin korunmasını istemiyoruz, bizim istisnamız yok" değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti'nin, "teröristin taziyesine giden milletvekilinin dokunulmazlığını kaldıralım" diyerek, diğer dokunulmazlıklar konusunu konuşmak istemediğini iddia eden Özel, "Hepsi tek oylamalıdır, gelin bütün dokunulmazlıkları kaldıralım" dedi.
- "Kaza yaptı, otobüsü ikiye böldü, 40 yolcuyu öldürdü"
Özgür Özel, "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bazı açıklamalarının referanduma yeşil ışık olarak yorumlandığının" söylenmesi üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Devlet Bahçeli'nin ağzında bir bakla var, bu baklanın ucunu çıkardı. Başbakan da 'tavrını netleştir' diyor. Başbakan bunu diyecek özgüveni nereden buluyor? MHP ile AKP arasındaki arka kapı diplomasisi için, 'ne arka kapıymış arkadaş?' diyoruz. Neler geçti buradan? Seçimler 3 Kasımda öne alındı, iktidar devralındı. Daha sonra her ihtiyaç duyulduğunda birlikte olundu. En son bütün yaz, 'hayır, hayır' denildi. Sayın Bahçeli'nin cebinde bir tane evet varmış, onu da İsmail Kahraman'a verdi onu Meclis Başkanı yaptı. Seçimlere gidildi, 80 kişiyle yola çıktığı otobüsü, uykusuz, yorgun dikkatsiz şoförü gibi yolda kaza yaptı, otobüsü ikiye böldü, 40 yolcuyu öldürdü, 40 ile yola devam ediyor. Ne arka kapı diplomasisiymiş arkadaş? AKP'nin ihtiyaç duyduğu bir yerde bir yerlerden, karşıdan selektör yapıyor MHP AKP'ye. İnşallah anladığımız gibi değildir. Her zaman olduğu gibi, tarih önünde bunun da hesabını verirler. Yazın, 'bakanlık istenecek partilerden, ne olur?' dendiğinde, CHP, 'bizden değil milletvekili toplu iğne, raptiye sökemezler' demiştik. MHP'den Alparslan Türkeş'in oğlunu söktüler, götürdüler."