SiyasetBozdağ: Bu yumruk demokrasimize atılmıştır

Bozdağ: Bu yumruk demokrasimize atılmıştır

18.08.2013 - 14:06 | Son Güncellenme:

-Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, kendisine yönelik gerçekleştirilen saldırının plansız bir iş olmadığını vurgularken, “Ben spontane bir iş olduğu kanaatinde değilim. Bu bana vurulmuş bir yumruk değil, bu milletimize vurulmuş bir yumruktur, demokrasimize atılmıştır, hukukumuza atılmıştır, Hacıbektaş-ı Veli’ye bizzat atılmıştır, sevgiye kardeşliğe, saygıya atılmış bir yumruktur” dedi.

Bozdağ: Bu yumruk demokrasimize atılmıştır

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, kendisine yönelik gerçekleştirilen saldırının plansız bir iş olmadığını vurgularken, “Ben spontane bir iş olduğu kanaatinde değilim. Bu bana vurulmuş bir yumruk değil, bu milletimize vurulmuş bir yumruktur, demokrasimize atılmıştır, hukukumuza atılmıştır, Hacıbektaş-ı Veli’ye bizzat atılmıştır, sevgiye kardeşliğe, saygıya atılmış bir yumruktur” dedi. Bozdağ bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmeler bulundu. Katıldığı Hacıbektaş-ı Veli Anma Kültür ve Sanat etkinliklerinde uğradığı saldırının anımsatılması üzerine Bozdağ, “Benim kanaatimce, bu soruşturma sonucunda daha net ortaya çıkacaktır ama benim şu ana kadar sahip olduğum bilgiler, bunun kendiliğinde o anda gelişmiş bir olay olmadığını çok net gösteriyor. Bir defa saldırgan Hacıbektaşlı değil, Kahramanmaraş, Pazarcık’tan. Bana saldırının olduğu yerde bir sürü koruma var. Oraya görevli kartı olanlar giriyor. Tabi bir sürü korumanın arasından bize yumruk attı. O sırada boynunda görevli kartı olduğu için şüphe duyulmayan bir pozisyon belki de yeterli tedbirin alınmasını engellemiş oldu. orada şimdi bir defa siz bir ilçede bir etkinlik yapıyorsunuz bir ilçede, o ilçeden çok uzaktan birisine etkinliğin yapıldığı ilçede görevli kartı veriyorsunuz. Oradaki meydanın bile durumunu bilemeyecek kişiye görevli kartı veriyorsunuz. Kim verdi o kartı, neden verdi, hangi görev için verdi. Belediye Başkanı bize ziyarete geldiğinde Sarı Basın Kartı olana herkese görevli kartı verildiğini söyledi. Daha sonra Sarı Basın Kartı olmadığı anlaşıldı. Sarı Basın Kartı olmayan birine böyle bir kart veriliyor. Bu da çok ilginç bir durum. Tüm bunlar elbette soruşturma sonrasında ortaya çıkacak” dedi.

Haberin Devamı

-“KILIÇDAROĞLU KONUŞMASI SIRASINDA BU OLAYA HİÇ DEĞİNMEDİ”-

Saldırı öncesi ve sonrası olanların da çok önemli olduğunu söyleyen Bozdağ, kendisine yönelik saldırıyı şöyle anlattı: “Ben konuşmamı yaptım. Hacıbektaş’ın ruhuna, fikrine uygun bir konuşma yaptım, ismimiz okunduktan sonra yuhalamalar altında bir konuşma yaptım. Konuşmamdan sonra inerken orada ‘neden buraya geldiniz’ diyen bir ses duydum. Sese doğru kimdir diye dönüp bakmak isterken alt dudağımın soluna bir yumruk yedim. Sonra göbek ve göğüs istikametinden bir darp aldım, tabi engellediler, yerime geçtim. Sayın Kılıçdaroğlu yanımdaydı. Ona anlattım hatta vurulan yeri de elimle gösterdim. ‘Buraya da bir yumruk vurdu’ dedim. Sayın Kılıçdaroğlu daha sonra konuşmaya çıktı. Konuşması sırasında bu olaya hiç değinmedi, saldırıyı kınamadı. Bu olaya doğrudan girmesi ve olayı kınaması lazım. Kılıçdaroğlu daha sonra basının sorusu üzerine bir kınama yaptı. Bu arada Genel Başkan Yardımcıları Gökhan Günaydın, Umut Oran ve Parti Meclisi Üyesi Durdu Özpolat saldırganın yanına gidiyor. O arada polisler gözaltı işlemleri yapıyor, kelepçe takacak, taktırmayız diye polise direniyorlar. Polis götürmek istiyor, vermeyiz diyorlar. Polis sonra alınca da onunla beraber gidiyorlar.”

Haberin Devamı

-“BİR ALNINDAN ÖPMEDİĞİ KALMIŞ”-

Bozdağ, olayla ilişkin bazı fotoğrafları da canlı yayında gösterirken, “Bu Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, bu kucakladığı, işte yanağını okşadığı kişi de saldırgan. Bir bakana saldırısı üzerine suçüstü yakalanmış birisi. Ona bakın ne yapıyor; teskin mi ediyor, okşuyor mu? Ne yapıyorsa onu ben kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Adeta bir alnından öpmediği kalmış. Bir başka fotoğrafta, Gökhan Günaydın saldırganla beraber, Durdu Özpolat yanındaki Gökhan Günaydın koluna girmiş durumdalar. Orada olanların bana anlattığına göre Durdu Özpolat saldırgana ismi ile hitap ediyor. Arkasından ‘saldırganı polis darp etti’ diye orada bir doktor sahte bir rapor veriyor. Halbuki darp falan yok. Sadece yakalanıp, gözaltına alma durumu var. Polisin bir şey yapmadığını herkes gördü. Herkesin gözü önünde olmayan bir olay rapora yansıyor. Tabi raporun sahte olduğu hemen arkasından alınan kati raporlar ortaya çıkıyor. Sahte rapor düzenleyenle ilgili de zannedersem gerekli işlemlerin yapılması lazım. Daha sonra da Gökhan Günaydın ‘Hacı Bektaş-ı Veli anma etkinliklerinde yaka paça gözaltına alınan gazeteciler ile birlikte emniyetteyiz’ diye bir tweet atıyor” şeklinde konuştu.

Haberin Devamı

-“SPONTANE BİR İŞ OLDUĞU KANAATİNDE DEĞİLİM”-

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, siyasi görüş veya fikirler ne olursa olsun eğer bir yerde bir suç varsa, suçu işleyen kişi de suçüstü yakalanmışsa, böylesi bir olayda suçlunun karşısında bir tavır takınılmıyorsa o zaman insani, ahlaki ve hukuki değerlerden yeteri kadar nasibin alınmadığı durumunun gözler önüne serileceğini vurguladı. Herhangi bir insan darp edildiğinde, o fiilin olduğu yerdeki herkesin, adalet duygusu varsa, insani değerleri taşıyorsa darp eden kişinin karşısında durması gerektiğinin altını çizen Bozdağ, şunları kaydetti: “Bir işten çıkarma olayından bahsediliyor. İşten çıkarma olayı, saldırının olduğu gün SGK’ya bildiriliyor. Sonuç itibariyle bunu da araştırmak lazım. ‘Meczup, deli, psikolojisi bozuk’ gibi haberler çıkarılıyor, bunların tamamı asılsız haberler. Bunlar yönlendirme yapan şeyler. Teflonunu sildiği CHP’lilerin söyleniyor. Niye telefonunu sildiler, böyle bir şey var mı, varsa buna niye lüzum duydular? Kaldı ki silinse bile bunun kayıtları teknik olarak ortaya çıkarılır. Bunlar soruşturmada ortaya çıkacaktır. Orada bir milletvekilinin sekreterinin attığı başka mesajlar var. Bunlar ne ifade ediyor; bunların hepsi bu işin plansız olmadığını gösteriyor. Ben spontane bir iş olduğu kanaatinde değilim. Hiçbir vatandaş kalkıp da bir ülkenin bakanına böyle bir şey yapmaya aklından geçirmez. Bu planlı bir örgüt yapısı olduğu zaman bu yapılabilir, yaptırılabilir. Geçmişte de böyle olayların arkalarında birilerinin olduğu çok açık. Yargılama süresince bunun arkasında olanların da ortaya çıkarılacağına yürekten inanıyorum.”

Haberin Devamı

-“ORADA İŞÇİ PARTİLİLERİN TETİKÇİLERİ VAR”-

Haberin Devamı

“Bu bana vurulmuş bir yumruk değil, bu milletimize vurulmuş bir yumruktur, demokrasimize atılmıştır, hukukumuza atılmıştır, Hacıbektaş-ı Veli’ye bizzat atılmıştır, sevgiye kardeşliğe, saygıya atılmış bir yumruktur” diye konuşan Bozdağ, saldırı öncesinde gerçekleştirdiği konuşma esnasındaki yuhalamalara değinirken, “Orada 3 bin kişi ya vardı ya yoktu. Siz 5 bin kişi var deyin. Ama fazlası yoktu. Orada taş çatlasa beş bini geçmeyecek sayıda insan vardı. Orada İstanbul’da gelmeler var, başka yerlerden gelmeler var. İşçi Partililer her zaman olduğu gibi orada var. Benim gördüğüm iflas etmiş bazı sol ideolojiler var. Rusya’nın Komünizmin çökmesiyle iflas etmiş sol ideolojiler var. Bunlar Hacıbektaş-ı Veli hazretlerinin fikirlerinin yerine kendi ideolojilerini ihdas çabası içindeler. Ben Hacıbektaş-ı Veli hiç ideolojiye sığmaz. Çünkü onun fikirleri bir ideolojinin temsilcisi değil, evrensel insani değerleri ifade eden fikirler. Orada İşçi Partililerin tetikçileri var bakıldığı zaman. Ben Hacıbektaşlılar olmadığı düşünüyorum. O meydanda olanların yüzde 90’dan fazlası Hacıbektaş’ta olmayan insanlardan müteşekkil. Bir kısmı da Hacıbektaş’ın ruhuyla hiç alakası olmayan insanlardan oluşuyor. İdeolojik bir takım gruplar var” dedi.

-“ŞİKAYETÇİ OLMAMIN ANA NEDENİ; İNSAN ONURUNA SAHİP ÇIKMAKTIR”-

Bozdağ sözlerini şöyle tamamladı: “Bu işin arkasında kim varsa onların ortaya çıkarılmasını, bu fiili gerçekleştiren kişi dahil herkesin yargı önünde hesap vermesini arzu ediyorum. Bu nedenle şikayetçi oldum. Şikayetçi olmamın ana nedeni; insan onuruna sahip çıkmaktır, demokrasiye sahip çıkmaktır, böylesi bağnaz, böylesi yanlış işlerin, yapanların yanına kar bırakmamak ve bundan sonra başka bir olayın olmaması içindir. Yoksa biz birilerinin ceza almasından memnuniyet duymayız. Biriler suç işlediği zaman hukuk devletinde o suç karşılıksız kalmamalı.” (ANKA/DEVAM)