24.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
ABDULLAH KARAKUŞ - ANKARA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa’ya sert çıkarak, “Bugün Avrupa’nın dünyadaki milyarlarca insan nazarında hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Mevcut siyasi tablo devam ederse korkarım ki gelecek bugünden de çok daha kötü olacaktır. Türkiye’siz bir Avrupa’nın varacağı yer yalnızlıktır, çaresizliktir, iç çekişmelerdir. Türkiye Avrupa’ya muhtaç değildir. Asıl muhtaç durumda olan Avrupa’dır. Onlar görmek istemese de giderek kronikleşen sorunlarının reçetesi Türkiye’dir, Türkiye’nin tam üyeliğidir. Bu böyle bilinmelidir. Biz kimsenin oyuncağı değiliz, olmayacağız. Biz birilerinin keyfine göre muamele edeceği kapıkulu değiliz, olmayacağız. Tehditlerle Türkiye’yi esir alacaklarını zannedenler kendi tarihlerinden bihaber gafillerdir. Yaptırımlarla bize diz çöktüreceklerini sananlar büyük bir yanılgı içinde olduklarını pek yakında anlayacaklardır. Havlu atmayacak, pes etmeyeceğiz” dedi.
Hollanda ve Avusturya’daki köpek olaylarına sert çıkan Erdoğan, batıda hâlâ yamyamların yaşadığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dün vefatının 14. yıl dönümünde Bosna Hersek kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı, Bilge Kral merhum Aliye İzzetbegoviç için anma töreni düzenledi. Törene Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, İzzetbegoviç’in oğlu Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç ve eşi Semiha İzzetbegoviç katıldı. Anma programında Saraybosna Filarmoni Orkestrası’nın Srebrenitsa ve 15 Temmuz Ağıdı’nı da seslendirdiği konserinin ardından sela ve Kuran-ı kerim okundu. Programda, Aliya İzzetbegoviç’in hayatını anlatan özel bir sunumu gösterildi. Programda TRT’de yayınlanacak olan Aliya dizisinin tanıtımı da yapıldı. Erdoğan anma programında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
- HEPİMİZ YOLCUYUZ: Günümüzde çokça rastladığımız fildişi kulelerinde ahkam kesen kifayetsizlere inat yeri geldiğinde üniformasını giyip cenk meydanlarına atılan bir uç beyidir Aliya. Her canlı fanidir, vakti saati gelince muhakkak ölümü tadar. Kalmak yok, gidiyoruz. Hepimiz yolcuyuz ve gideceğiz. Ancak bu dünyadan göçse bile insan eserleriyle yaşar.
- DAYTON MASAYA YATIRILIR: Aliya, her fırsatta diğer ülkelere demokrasi, insan hakları, özgürlük dersi verenlerin karanlık ve kanlı yüzüne bizzat tanık oldu. Ancak bütün bunlara rağmen o hakikatin onurunu hiçbir hesaba hiçbir diplomatik manevraya feda etmemiştir. Müslüman duruşundan asla taviz vermemiştir. O, başkomutan olarak halkının önüne düştüğünde de Dayton’da barış masasına oturduğunda da hep zor olanı seçmiştir. Dayton’la ilgili şu ifadeyi kullandı ‘kabul etmek zorundayım’ dedi. Şu anda üç parçalı bir Bosna var. Ben ne sıkıntı çektiklerini biliyorum. Böyle bir devlet anlayışının neler getirip götüreceğini bir siyasetçi olarak biliyorum. Temenni ederim ki Dayton masaya yatırılır ve oradaki sıkıntılar da bir an önce hayırlısıyla aşılır.
- AVRUPA FELAKETE SÜRÜKLENİYOR: Maalesef son 7 yılda kadim Avrupa değerleri bizzat bu değerlerin sahipleri tarafından itibarsız hale gelmiş, tek tek yok edilmiştir. Açık söylüyorum, bugün Avrupa’nın dünyadaki milyarlarca insan nazarında hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Mevcut siyasi tablo devam ederse korkarım ki gelecek bugünden de çok daha kötü olacaktır. Irkçılığın yükseldiği, ayrımcılığın arttığı, neo-Nazi partilerin hükümet ortağı olacak güce ulaştığı bir Avrupa felakete doğru sürükleniyor demektir. İlkelerini kendi elleriyle boğan bir Avrupa’nın geleceği karanlıktır. Şu anki manzara istikbalimiz açısından bir kıyamet senaryosunu çağrıştırmaktadır. Tabii ki bu kötü gidişatı engelleyecek olanlar öncelikle Avrupalı siyasetçiler, akademisyenler ve topluma rol model olan sanatçılardır.
- KURTULUŞ REÇETESİ TÜRKİYE’DİR: Biz Türkiye olarak önce vatandaşlarımızın ve dindaşlarımızın güvenliği, sonra da tüm Avrupa halklarının esenliği için doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle söylüyor, tıpkı Aliya gibi hakikati hesaplara kurban etmiyoruz. Avrupalı liderlerden de Türkiye’yi hedef almayı artık bir tarafa bırakıp sağduyuya, aklıselime dönmelerine bekliyoruz. Yabancı düşmanlığını tırmandırmak hiç kimseye bir fayda sağlamaz. İslam karşıtlığı üzerinden iktidar hayali kurmak kimseyi bir yere taşımaz. Türkiyesiz bir Avrupa’nın varacağı yer yalnızlıktır, çaresizliktir, iç çekişmelerdir. Türkiye Avrupa’ya muhtaç değildir. Asıl muhtaç durumda olan Avrupa’dır. Onlar görmek istemese de giderek kronikleşen sorunlarının reçetesi Türkiye’dir, Türkiye’nin tam üyeliğidir. Bu böyle bilinmelidir.
- KAPIKULU DEĞİLİZ: Altını çizerek ifade ediyorum, Türkiye üyelik için şahsiyetinden, değerlerinden ve onurundan asla taviz vermeyecektir. Biz kimsenin oyuncağı değiliz, olmayacağız. Biz birilerinin keyfine göre muamele edeceği kapıkulu değiliz, olmayacağız. Çünkü biz tıpkı Bosnalılar gibi kanlarıyla tarih yazan, hürriyetin bedelini gencecik fidanlarını toprağa vererek ödeyen bir milletiz. Tehditlerle Türkiye’yi esir alacaklarını zannedenler kendi tarihlerinden bihaber gafillerdir. Yaptırımlarla bize diz çöktüreceklerini sananlar büyük bir yanılgı içinde olduklarını pek yakında anlayacaklardır.
- HAVLU ATIP, PES ETMEYİZ: Her zaman ifade ettiğim gibi, havlu atmayacağız, pes etmeyeceğiz. Ucuz ayak oyunlarına prim vermeyeceğiz. Kendini bilmez siyasetçilerin provokasyonuna gelmeyeceğiz. Milli gururumuzdan da stratejik hedeflerimizden de taviz vermeyeceğiz. İnşallah eninde sonunda Türkiye’nin sabır ve sağduyusunun meyvelerini toplayacağımıza inanıyorum. Milletimizin inşallah bu kuşatma teşebbüslerini de boşa çıkaracağına inanıyorum.
‘Türkiye, Bosna’ya çok yardımcı oluyor’
Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Üyesi Bakir İzzetbegoviç ise tarih boyunca Türklerin her zaman kendilerine yardımcı olduğunu belirterek, “Bosna bazı zamanlarda unutuluyordu. Bazen de çok yardımcı olmak istiyorlardı ama gücü yoktu. Fakat bugün Türkiye ve Türk halkı, büyük lider Tayyip Erdoğan ile birlikte Bosna Hersek’e çok yardımcı oluyor. Hiçbir zaman tarihimizde olmadığı kadar bize yardımcı oluyorlar” dedi. Babası Aliya İzzetbegoviç’in ölüm döşeğinde kendisine, “Tayyip geldi mi?” diye sorduğunu anlatan İzzetbegoviç, “Tayyip Bey’e ‘Bosna Hersek’i unutmayın’ diye söyledi. Tayyip Erdoğan gerçekten bu emaneti taşıyor. Türkiye, Bosna Hersek’e her şekilde yardımcı oluyor” diye konuştu. İzzetbegoviç konuşmasını “Yaşasın Bosna Hersek-Türkiye dostluğu” diyerek bitirdi.
‘Yamyamlar hâlâ Batı’da yaşıyor’
Medeni Avrupa’nın göbeğinde tüm dünyanın gözü önünde tam 3.5 yıl boyuna yüz binlerce vatandaşı vahşi bir şekilde katledilir. Srebrenitsa aslında bunlardan bir tanesi. O Srebrenitsa’daki tarihin en utanç verici soykırımlarından birine şahit olur. BM’nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’ya sığınan çoğu kadın ve çocuk 8 bin 372 kişi Hollandalı askerler tarafından onların yamyamlarına teslim edilir. Ne yaptı Batı, bu olaylar karşısında ses çıktı mı? Hâlâ bu yamyamlar yaşamıyor mu, hala yaşıyor.
- BÖYLE BİR REZALET OLABİLİR Mİ?: İşte son seçimlerde Hollandalıların o yamyamlarıyla bizim insanlarımıza nasıl saldırdıklarını hatta bayan bakanımıza varıncaya kadar nasıl saldırdıklarını gördük. Benim Trabzonlu, Hollanda’da çalışan işçimi köpeklere saldırtmak suretiyle nasıl üzerine çullandırdıklarını gördük. Bakın yine aynı şey oldu. Türkiye’ye gelecek olan Batı’daki benim vatandaşıma kalkıyorlar köpeğe üstünü arattırıyorlar. Böyle bir rezalet olabilir mi ya? Ya sen kendin arayamıyor musun? Kendin arasana, bayansa bayan polisine arat. Niye, çünkü bunların karakterinde bu var, bunların cibilliyetinde bu var. Ama bir Müslüman’da bu olamaz. Çünkü Müslüman zulmetmez, edemez.
‘Kan emiciler sömürüyü sürdürüyor’
Aliya’nın uğruna hayatını adadığı kavga günümüzde de sürmektedir. Zaman değişse de mekanlar ve aktörler değişse de maalesef benzer acılar bugün de yaşanıyor. 7 senedir komşumuz Suriye’de şahit olduklarımızın bundan 25 sene önce Bosna’da yaşananlardan Allah aşkına ne farkı var. Dram aynı, acı aynı, değişen bir şey yok. Ama emperyalistler, kan emciler sömürüyü devam ettiriyor.
- BAL GİBİ ÇÖZERLER: İşte Arakan’ın halini görüyorsunuz. 650 bin Rohingyalı Müslüman şu anda Bangladeş’te yaşam mücadelesi veriyor. Çözemezler mi bu işi, o güçlü bildiklerimizi çözemezler mi? Bal gibi de çözerler. Ama ölen Müslüman olduğu zaman umurlarında değil. Peki terör estirenler kim? Onlar da bir kısım Budistler. Müslümanların içinden çıktığı zaman terörist, yaygara büyük. Ama Hıristiyanların içinden çıktığı zaman ses yok. Musevilerin içinden çıktığı zaman ses yok.
- BUGÜN DE SOYKIRIMA SES ETMİYORLAR: Bosna’daki vahşeti görmeyenler Arakan’daki vahşete de kör sağır değiller mi? O gün Srebrenitsa’daki soykırıma ses çıkarmayanlar bugün de Halep’teki, Hama’daki, Guta’daki soykırıma ses etmiyorlar. Bugün de Myanmar’daki bu Budist terörüne benzer bir tavır takınıyor. O gün katillere alan açanlar bugün de terör örgütlerini silaha boğuyor. Bir kuruş para almadan onlara 3 bin 500 TIR silah gönderiyorlar.
- BATI MEDENİYETİNİN MEZAR TAŞLARI: İnsan hakları, demokrasi, millet iradesi ve özgürlükler dün Boşnaklara çok görülüyordu. Bugün de Suriyelilere, Filistinlilere, Libyalılara lüks görülüyor. Mazlumlar ve zalimler değişse de zulmü tribündeN seyredenler değişmedi, değişmiyor. Avrupa Bosna’da ölmüş, Suriye’de gömülmüştür. Sahile vuran masum çocuk bedenleri ise Batı medeniyetinin mezar taşlarıdır. Bunu böyle biliniz.
İki büyükelçi güven mektuplarını sundu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Malta Büyükelçisi Carmel Vassalo ve Yunanistan Büyükelçisi Petros Mavoridis’i ayrı ayrı kabul etti. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabullerde büyükelçiler, Erdoğan’a güven mektuplarını sundu.