17.10.2021 - 00:07 | Son Güncellenme:
AA
Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan, bu yılki konusu, "Peygamberimiz ve Vefa Toplumu" olarak belirlenen Mevlid-i Nebi Haftası etkinliklerinin Büyük Çamlıca Camisi'ndeki açılış programında, Hz. Muhammed'in dünyaya teşrifinin 1450'nci yılının arifesinde olduklarını söyledi.
Bir hafta boyunca temaya uygun çeşitli etkinliklerin gerçekleştirileceğini belirten Yıldırım, "Bu haftanın ülkemiz için, İslam alemi için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Mevlamdan niyaz ederim. Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizi anmaya, ancak ve en çok da anlamaya ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Her hatırlandığında huzur duyduğumuz, bizlere gönül sefası yaşatan bu kutlu günlerin insanlık alemine barış, huzur ve sağlık getirmesini diliyorum." diye konuştu.
Geldiği dönemin karanlığına ışık olan, mazlumlara rehberlik ederek huzur ve mutluluk iklimine taşıyan bir dinin müntesipleri olmanın bahtiyarlığını yaşadığını dile getiren Yıldırım, "Sevgili Peygamberimiz yolunu kaybetmiş insanlık için rehberlik etmiş, çarkı, düzeni ve dümeni bozuk insanlığı selamete çıkarmıştır. Örnekliği, önderliği ve en çok da güzel ahlakıyla ümmetin ilgisini ve dikkatini çekmiştir. Davet ettiği toplumda huzur, esenlik, barış ve merhamet her zaman yükselen değer olmuştur." ifadelerini kullandı.
Hz. Peygamberin gördüğü her iyiliğe misliyle karşılık verdiğini, derin vefa duygusu yaşadığı toplumda izler bıraktığını anlatan Yıldırım, "Bir güneş gibi insanlığın semasında doğmuş ve ışığı her türden insana eşit olarak yaymıştır." değerlendirmesinde bulundu.
"Bizler iyiliğin, güzelliğin taşıyıcısı olmalıyız"
Dünyada yaşanan sorunlar, çalkantılar ve ahlaki buhranların, Hz. Peygamber'den yayılan ahlak ve adalet duygusuna daha çok ihtiyaç duyulduğunu gözler önüne serdiğini dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"İnsanlığı bezdiren vefasızlık, toplumda güven ortamını ortadan kaldırmaktadır. Vefa kaybolunca birbirine güven duymayan, kin ve nefretle bakan bir toplum kaçınılmaz hale gelmektedir. Hepimiz bilmeliyiz ki bir toplumda vefa tükenmişse güven yok olmuş demektir. İnsan hem Allah'a hem yarattığı kula hem de çevreye vefalı olmak mecburiyetindedir. Yeryüzünü yaşanmaz kılmak derin bir vefasızlığın ve kadir bilmezliğin sonucudur. Geçmişlerimizin bize bıraktığı dünyayı yaşanabilir şekilde bizden sonraki nesillere bırakma sorumluluğumuz mevcuttur. Bilmeliyiz ki iyilik de kötülük de bulaşıcıdır. Bizler iyiliğin, güzelliğin taşıyıcısı olmalıyız. İyilik ve vefakarlık kadar muhatap üzerinde etkili bir yol yoktur. Öyleyse hepimizin bizden emin olduğu, bizlerin de içinde yaşadığımız toplumdan emin olarak güven duyduğumuz bir toplumu inşa etmek mecburiyetimiz var. Ve böyle sahici ve temiz toplumda ancak güzel nesilleri yetiştirebiliriz. Ahlakı kuşanan bir vefa toplumunu oluşturmalıyız. Nehirlerin aktığı bir deniz olmalıyız, insanlığın sığınacağı güvenli bir liman olmak durumundayız."
İyilerle kötülerin mücadelesine her gün tanık olduklarını kaydeden Yıldırım, iyiliğin açamayacağı hiçbir kapının bulunmadığının altını çizdi.
Bu gibi gün ve geceleri vesile bilerek kaybolan değerleri hatırlamak ve ölümsüz değerlere daha fazla sarılmak gerektiğini belirten Yıldırım, Hz. Peygamberin örnekliğini hayata taşıma ve yeniden o kutlu değerlerle insanlığı buluşturmaya ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi.
Programa, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katıldı.
Erbaş, etkinlik sonunda Şentop ve Yıldırım'a "Hayat Rehberi Kur'an" konulu tefsir çalışmasını hediye etti.