Siyaset'Baskın seçime mecalleri yok'

'Baskın seçime mecalleri yok'

08.01.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Erken-baskın seçim iddialarını değerlendiren Toprak, "Baskın seçim yapmak istiyorlar. Ama o mecalleri yok, korkuyorlar sokaktan medet umuyorlar. Sokaktan medet umup toplumu kışkırtmak dürüst iktidarın yapacağı iş değil" dedi.

Baskın seçime mecalleri yok

MEHTAP GÖKDEMİR Ankara - CHP İstanbul Milletvekili, Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, CHP Genel Merkezi'ndeki makamında, "erken-baskın seçim, Millet İttifakı'nda çatlak, sokağa inme" tartışmalarını Milliyet'e değerlendirdi. CHP'nin seçim çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Toprak, özetle şunları söyledi:

Haberin Devamı

KİMSE ÇATLAK BEKLEMESİN: Millet İttifakı’ndaki partiler, tüzel kişiliklerini, kimliklerini özgün şekilde muhafaza ediyor. Biat ya da 'ne pahasına olursa olsun, mezara kadar anlayışı' yok. Demokratik siyasi irade ve ilkelere, farklılıklara saygıya dayalı bir ilkeler ittifakı. Öncelikli hedefi güçlendirilmiş demokratik-parlamenter sisteme geçiş, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, hak ve özgürlüklerin genişletilerek güvenceye alınması. Farklı siyasi partilerin farklı tüzükleri, yaklaşımları olur, bu doğaldır. Olmasa zaten ayrı partiler olmazdı. Diyalog ve uzlaşı ile süreç yönetiliyor, yürütülüyor. Kimse çatlak, kavga beklemesin, hevese kapılmasın.

HALK FATURAYI ÖNLERİNE KOYACAK: Tezkeredeki tavrımıza halkın yaklaşımı, desteği çok olumlu. Artık şehit haberleri gelmemesini, ülkenin bu bataktan çıkmasını 60-70 milyar dolara varan harcamanın toplumun hayati ihtiyaçlarına kullanılmasını istiyor. İktidarın 2010’da Suriye bataklığına soktuğu Türkiye’nin faturasını 10 yıldır halk ödüyor. Savunma harcamaları akıl almaz boyuta geldi. Yetmedi, 5 milyonu aşkın insan buraya geldi. Bu siyasetin yaptığı hata. Kim soktu Türkiye’yi Suriye bataklığına? Arap baharının ülkemize faturası ne oldu? Türkiye’yi Akdeniz’de Rusya’ya kim teslim etti? Rusya’nın Lazkiye ve Tartus’taki üsleri hurdalıktı, şimdi radarlarıyla, füzeleriyle, savaş uçakları ve gemileriyle Türkiye sınırına kilitlenmiş durumda. Türkiye İdlib’te 36 evladını kaybetti. Herkes ödetilen bu bedelin farkında. Bunun faturasını emekli mi, işçi mi, sanayici mi ödeyecek? Siyaset kurumunun artık fatura ödeme dönemi gelmiştir. Halk faturayı iktidarın önüne koyacak.

Haberin Devamı

BASKIN SEÇİM OLASI: İktidar reddetse de koşullar, toplumsal beklentiler bu süreci dayatıyor. Zamanında da yapılsa seçime 1.5 yıldan az süre var. Erken olması büyük ihtimal. Baskın seçim olasılığını da görüyorum. Zaten şu anda baskın seçimi deniyorlar. Baskın seçim yapmak istiyorlar. Ama o mecalleri yok, korkuyorlar sokaktan medet umuyorlar. Sokaktan medet umup toplumu kışkırtmak dürüst bir iktidarın yapacağı iş değil.

Haberin Devamı

TOPLUMSAL ADALETİ ARAMAK: (Devr-i sabık yaratacağı iddiası) Öncelikle herkes müsterih olsun. 'Helalleşeceğiz, kucaklaşacağız, kanayan tüm yaraları saracağız' dedik. Yaşam tarzları, tercihleri, inançları, etnik kökenleri herkesin özü, benliği, kimliğidir. Buna saygı duymak dışında kimsenin bir şey deme ve karışma hakkı yoktur. Kin, nefret, düşmanlıkla, ayrıştırıp kutuplaştırarak ülkeyi yönetemezsiniz. Ancak bu, ülkeye ve insanlara yapılan haksızlıkların, hukuksuzlukların, adaletsizliklerin sorgulanmayacağı demek değil. Yargı önünde hakkaniyetle hesap sormak da toplumun vicdanıyla helalleşmektir. Toplumsal adaleti aramakla devr-i sabıkın alakası olamaz.

‘Kemal Bey canını bir kenara bıraktı’

BEŞ MASKEYİ DAĞITAMADILAR: Hemen hemen tüm illere gittik. İkinci tura başladık. Kemal Bey, ‘ben toplumu aydınlatacağım’ dedi ve sokağa çıktı. Pandemi var, aşı çıkmamış daha, hastalık nedir, ilacı nedir, bilinmiyor. Böyle tehlikeli bir süreçte Kemal Bey kendi canını bir kenara bıraktı, toplumun sorunlarını, önceliklerini dinlemek için sokağa çıktı. Hatırlarsınız o süreçte iktidar beş tane maskeyi dağıtamadı ama bizim belediyelerimiz bunu yaptı. Kemal Bey’in burada kurduğu yapı gerçekten belediyelerle taçlandı, bu çok önemliydi. İnsanların ne durumda olduğunu ayaklarına giderek görmeyi, ülkenin her köşesinden yükselen ama iktidarın duymak istemediği çığlıklara ses olmayı tercih etti. Bunun için illa da seçim olması gerekmiyor.

Haberin Devamı

SAĞCISI, SOLCUSU PERİŞAN: Kars’a gittik hayvancılığın sorunlarını gündeme getirdik. Aydın’da, Adana’da narenciye üreticilerinin sorunlarını dinledik. İç Anadolu’da her yerde, esnafın perişanlığı, işsizlik vardı. Onu dile getirdik. Kırıkkale’ye gittik, emeklilerin sorunu vardı, onu gündeme taşıdık. Toplumda farklı kesimlerin sorunlarını gündeme taşırken tematik illeri de seçiyoruz. Kamyoncuların merkezi Mersin’e gittik, sorunlarını masaya yatırdık. Sosyal kimliklerle iletişim kurarak çözüm üretiyoruz. Artık bu meselenin ideolojik farklılığı kalmadı. Sağcısı, solcusu halk perişan, emekli perişan, ülke yönetilemiyor.